MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Suya yazmak

ANA SAYFAEKONOMİSuya yazmak
Suya yazmak
20 Ekim, 2024, Pazar 07:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu
yazı içi reklam

Vatandaş olarak genellikle verdiğimiz vergilerle ve bunların devlet tarafından nasıl harcandığı ile ilgiliyiz. Elbette, bu çok önemli. Ancak bunların dışında devletin almaktan vazgeçtiği vergiler var. Bunu pek konuşmuyoruz. Devlet, nasıl aldıklarıyla ve harcadıkları ile kişisel hayatımızı ve ülke refahını etkiliyorsa, almaktan vazgeçtikleriyle de benzer bir etki yaratıyor.

Haftada bir de olsa sizi okuyanlarla buluşmak güzel bir duygu. Ancak bazı zamanlar (ki bu duyguya son zamanlarda çok sık kapılıyorum) yazmak gerçekten çok zor oluyor. Ülkenin gündemi çok sarsıcı ve dehşet dolu hikayelerle kaplı. 

Sağlık kurumlarının yoğun bakımlarında öldürülen bebekler, çocuk ve kadın cinayetleri, çeteler ve çevre katliamları baş döndürücü şekilde gündeme geliyor. Yoğun bakım konusunun sadece yenidoğan bebeklerle ilgili olduğunu da düşünmüyorum. 

Türkiye’de yoğun bakımlarda yer bulmak bir sorun. Bunu başıma geldiği için iyi biliyorum. Sizi genellikle merdiven altı tabir edebileceğimiz özel hastanelerin yoğun bakımına yönlendiriyorlar. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın çok ciddi düzenlemelere gitmesine ihtiyaç var. Bunlardan birini konuşurken, gündem çok geçmeden değişiyor.  

Demokrasi var gibi yapıyoruz, hukuk var gibi yapıyoruz, liyakat var gibi yapıyoruz… 2000’li yılların başında kamuda iyi yetişmiş bir kuşak yok edildi, şimdi de iyi yetişen gençler başka ülkelerde gelecek arıyor. Düzensiz göçlerle demografik yapımız hızla değişiyor.

Ben ekonomi yazıyorum, bugün de meclise sunulan 2025 yılı bütçesini yazmak üzere bilgisayarın başına oturdum. Ülkenin bu kadar gündemi varken yazdıklarımın anlamı var mı diye düşünmeden edemiyorum. Bazen suya yazar gibi hissediyorum...

Ben yine bildiğim yerden anlatmaya devam edeyim. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağı tahmin ediliyor. Vergi gelirleri beklentisi 11 trilyon 138 milyar lira. Bütçe açığının 1 trilyon 930 milyar lira olması bekleniyor.

Vatandaş olarak genellikle verdiğimiz vergilerle ve bunların devlet tarafından nasıl harcandığı ile ilgiliyiz. Elbette, bu çok önemli. Ancak bunların dışında devletin almaktan vazgeçtiği vergiler var. Bunu pek konuşmuyoruz. Devlet, nasıl aldıklarıyla ve harcadıkları ile kişisel hayatımızı ve ülke refahını etkiliyorsa, almaktan vazgeçtikleriyle de benzer bir etki yaratıyor. Bunu muafiyet, istisna, vergi affı ve iade gibi işlemlerle yapıyor.

Muafiyet, vergi mükellefi olması gereken kişi ve kuruluşların vergi yasaları uyarınca vergi dışında bırakılması iken istisna ise vergi konusunun vergi dışında bırakılması olarak tanımlanabilir. Devletin almaktan vazgeçtiklerine vergi harcaması diyoruz. Vergi harcamasını daha geniş olarak, devletin, ekonomik, mali ve sosyal amaçlarla tahsil edeceği vergilerden, kısmen veya tamamen, geçici ya da sürekli olarak vazgeçmesi diye tanımlamak mümkün. Vergi harcamalarının kamu bütçesi üzerindeki etkisinin kamu harcamalarından farksız olduğunu söyleyebiliriz.

Aslında vergi harcamaları toplumsal faydaları gözetilerek yapılır. Düşük gelirli esnafı, yaşlı vatandaşı, öğrenciyi veya sağlık mensubunu korumak isteyebilirsiniz. Ya da gelişmesini istediğiniz bir sektörle ilgili olarak veya araştırma- geliştirme faaliyetlerinin teşvik için kullanabilirsiniz.

VERGİ HARCAMALARI TOPLUMSAL FAYDA GÖZETİLEREK YAPILIR

Şehir hastanelerini, köprüleri konuştuğumuz kadar vergi harcamalarını konuşmuyoruz. Oysa vazgeçilen vergiler birilerinin cebinde kalıyor, gelir dağılımını değiştiriyor. Azalan vergi gelirlerini telafi etmek için daha da daralan vergi tabanı üzerine abanıyoruz. Aslında vergi harcamaları toplumsal faydaları gözetilerek yapılır. Düşük gelirli esnafı, yaşlı vatandaşı, öğrenciyi veya sağlık mensubunu korumak isteyebilirsiniz. Ya da gelişmesini istediğiniz bir sektörle ilgili olarak veya araştırma-geliştirme faaliyetlerinin teşvik için kullanabilirsiniz. Ancak bunun etkin olması ve toplumla paylaşılması gerekir.

Dolayısıyla etkin olmayan istisna, muafiyet, indirim, vergi ertelemesi, terkin, hızlandırılmış amortisman, vergi kredisi, indirimli vergi oranı, vergi tatili, mahsup ve iade işlemleri, uzlaşma ve cezada indirim müesseseleri ile vergi afları vb. uygulamaların yürürlükte kalması kamu kaynaklarının verimsiz alanlarda kullanımına neden olur. Ekonomi yönetimleri, maliye politikası araçları içerisinde yer alan kamu harcamaları veya vergi harcamaları yoluyla kamu politikası hedeflerini yönlendirir. 

2025 yılı vergi harcaması tahmini ise 3 trilyon 5 milyar lira. 2024 yılında bu rakam 2 trilyon 210 milyar liraydı. 2024 yılında vergi gelirlerinin yüzde 25’ine denk gelen bu kalem, beklentilerin aksine daha artmış yüzde 27’lere tırmanmış gözüküyor. Halbuki Orta Vadeli Plan’da hem de Sayın Hazine ve Maliye Bakanı’nın konuşmalarında birçok kez vergi harcamalarının gözden geçirileceği ve azaltılacağı ifade edilmişti.

Bütçe açığı vermek uğruna kimlerin vergisinden vazgeçiliyor? Vatandaşlar, devletin hazinesinin gerçek sahibi. Onlar adına yapılan her işlem onların cebini doğrudan ilgilendiriyor. Vergi alınıyor, alınan vergiler harcanıyor ya da vergi ödemesi gereken bazı kişilere ekonomik, sosyal veya siyasi amaçlarla ayrıcalıklar tanınıyor. Bütün bu yapılanlar sizin daha zengin ya da yoksul olmanıza neden oluyor. Bunun için hazinenin gerçek sahiplerinin bu konuda duyarlı olması ve vergi harcama raporlarının şeffaf olarak paylaşılmasına gerek var.

  • Kapitalizmin sonu mu geldi? Kapitalizmin sonu mu geldi?
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
VergiMerkez Bankası

Yorumlar

yorum avatar

5 li çete diye yazabiliriz.

Kenan Sağlam

20-10-2024 10:44

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı