Yeni Anayasaya doğru: Rusya Başkancı Hükümet Sistemi
HUKUKEğer ki bir anayasa devlet ve hükümeti merkeze alan bir anlayışa sahipse, onun önceliği toplumdaki elitistler olacağından millete ve topluma yönelik faydadan ziyade bir avuç mutlu azınlığın sesi ve ruhu olmaktan kurtulamayacaktır.
Genellikle, anayasalar inşa edilirken haklar ve hürriyetlerle birlikte hükümet yönteminin hangi şekilde olacağını da belirlerler. Eğer ki, bir anayasanın (değişiklikleri de dahil) odak noktası yani öncelikleri haklar ve hürriyetler ise, o anayasa millet ve toplum yararına bir ruha sahip olacaktır. Eğer ki bir anayasa aksine devlet ve hükümeti merkeze alan bir anlayışa sahipse, onun önceliği toplumdaki elitistler olacağından millete ve topluma yönelik faydadan ziyade bir avuç mutlu azınlığın sesi ve ruhu olmaktan kurtulamayacaktır.
İnsanlık tarihi bize her daim şunu fısıldamaktadır; yeryüzünün neresinde hangi devlet olursa olsun, ulaşmış olduğu adalet ve eşitlik seviyesince topluma huzur ve refah sunabilmiştir. Esasında, Türk devletleri de adalet ve eşitlik esasına dayalı olan hükümet modelleri inşa ederek bunu gerçekleştirmek için çabalamışlardır. Bunun başarıldığı dönemlerde toplum daha mutlu ve huzurlu olmuştur.
Peki, adalet ve eşitliği ikame etmek için gerekli olan en temel şartlar nelerdir: İşlerin ve görevlerin liyakat esasına göre verilmesi ve dağıtılması, yalanın toplumun ve yönetimin her alanından berteraf edilmesi, kısas hukukunun ikame edilmesi ve kontrol-denge esasına göre hükümetin işletilmesi. Bu şartlara yaklaşıldığı ölçüde başarı artacaktır, uzaklaşıldığı oranda da o ülkenin huzuru azalacaktır.
Rusya Hakkında Genel Bilgiler
Doğu Avrupa ile Kuzey Asya’ya yayılmış 17 milyon km²'lik yüzölçümüyle dünyanın en geniş ülkesidir. 9 tane farklı saat bölgesine sahiptir. 140 milyonluk nüfusun % 73’ü şehirlerde, % 27’si kırsal alanlarda yaşamaktadır. Rusya Federal bir devlet olarak 83 federal bölgeye ayrılmıştır. Rusların tarihi hakkında Kiril alfabesinin icat edildiği 864 tarihine kadar az bilgi mevcuttur. Rusların kurduğu ilk büyük devlet olan Kiev Knezliği 13. Yüzyılda Moğollor tarafından yıkılmıştır. 1240-1480 arası Ruslar tamamen Türklerin hakimiyeti altındadır (her ne kadar Ruslar ve Batılılar Mongol Tatarlar diye niteleme yapsa da). 14. Yüzyılda kurulan Moskova Knezliği gelişerek 16. Yüzyılda Rus Çarlığı olmuştur. 18. Yüzyılda ise Çarlık İmparatorluk haline gelmiştir. Nihayet, I. Dünya Savaşı sırasında monarşiye karşı olan Bolşevikler, işçi ve köylülerle birlikte 1917 yılında Ekim Devrimini yapmışlardır. 1918 öncesi Rusya bir üniter devlettir. Ardından, Rusya sosyalizme dayalı devlet düzenine geçmiştir. İmparatorluğun parçası olan sömürgeleri de içine alarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini ilan etmiştir. II. Dünya Savaşından sonra da Doğu Avrupa’daki bazı devletlerle birlikte Varşova Paktını kurup liderliğini üstlendiler. Batı bloğuda buna karşılık NATO Paktını kurmuştur. Fakat, 1990’lı yıllarda Varşova Paktı parçalanmıştır. 1991 Aralık’ında Federal Sosyalist Cumhuriyet, Rusya Federasyonuna dönüşmüştür. Rusyanın ekonomisi; tabi ve yeraltı kaynakları açısından zengindir (petrol, gaz, kömür, kereste ve taze su). Rusya arazisinin sadece % 7.3’ü ekilebilir haldedir. Rus ekonomisi 1 trilyon 860 milyar dolar ile dünyada 10. sıradadır. Aynı listede birinci olan ABD ekonomisi ise yılda 17,5 trilyon dolarlık bir kapasiteye sahiptir. Aynı listede Türkiye ise 800 milyar dolarla 18. sıradadır.
Rusya Federasyonu kurulduğunda (1991) ilk başkanı Boris Yeltsin olmuştur. 1991-1999 yılları arasında görevde kalan Yeltsin, o dönemde 89 tane olan federe bölgelere merkezi olmayan öneriler sunmuştur. Başkan Vlademir Putin 1999 yılında göreve geldiğinde ise federalizmi merkezileştirme reformlarına girişmiştir. Günümüz Rusyası 100’den fazla farklı millet ve etnik kimliğe ev sahipliği yapmanın yanında, dünyadaki önemli dinleri de sınırları içinde barındırmaktadır.
Rusya’nın Federalizmle İmtihanı
1993 tarihli Rus Anayasası Rusya Federasyonunu bir federal devlet olarak tanımlayıp bağlı bölgelere altı gruba ayırmaktadır: (1) cumhuriyetler, (2) özerk bölgeler, (3) özerk alanlar, (4) bölgeler, (5) bağlı bölgeler, (6) iki federal şehir (Moskova ve St. Petersburg, Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol şehri devletlerarası arenada Ukrayna’nın bir parçası olarak kabul edilmektedir). Özerk bölgeler ve özerk alanlar, milli olarak bağlı olan bölgelerdir. Bölgeler, bağlı bölgeler ve iki federal şehir ise idari olarak bağlı olan bölgelerdir. Bu şekil bir ayrım esasına dayalı bölümleme, Rusya’yı asimetrik federasyon yapmaktadır.
Bazı yazarlara göre, mevcut Rusyanın etnik, milli ve federal problemlerinin kaynağı imparatorluk geçmişinin aksine Sosyalist Sovyet Rusya döneminde yaşananlardan gelmektedir. İlk olarak 1918 yılındaki Haklar Deklarasyonu ve Temmuz 1918 tarihli ilk Sovyet Rusya Anayasasında Rusya, federasyon olarak tanımlanmıştır. 1922 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (USSR) kurulduğunda, federalizm düzensizliğe karşı bölgeleri bir arada tutacak bir araç olarak düşünülmüş, fakat bazıları milletlere self-determinasyon hakkının tanınmasının ileride Rusyayı patlatmaya hazır bir bomba haline getireceğini kabul edilmiştir. Sosyalist Sovyet Rusya, Rus İmparatorluğunun çöküşü, Polanya, Finlandiya ve Baltık eyaletlerinin ayrılmasının sonucu olarak kurulmuştur.
Yeltsin, geçiş döneminin zorluğunun farkında olan birisi anlayışıyla hareket ederek yeni bir federal anayasa yapımının aciliyet kesbettiği düşüncesindeydi. Mart 1992’de yani Sovyetler Birliğinin yıkılışından 3 ay sonra Federasyon Anlaşması (üç ayrı anlaşmadan oluşan) kabul edilmiştir. Aralık 1993’de Rusya Federal Parlamentosu ve Başkan arasındaki mücadeleden sonra yeni Rus Anayasası kabul edilerek reisçi başkanlık veya süper başkanlık tarzındaki hükümet modeli de kabul edilmiştir.
Rus hukukunda hiyerarşi; federal Anayasa, devletlerarası anlaşmalar, federal anayasal yasalar, federal yasalar, federal başkanlık emirnameleri, federal idarece yapılan düzenlemeler ve yedinci sırada ise federe birimlerin anayasaları veya temel yasaları yer almaktadır.
Merkezi Yasama Organı
Rusya Parlamentosu, 1990 anayasa değişikliğinin bir neticesi olarak Sovyet Rusya dağılmadan kısa bir süre önce çift meclisli hale gelmiştir. 1993 Anayasasında bu yapı korunmuştur. Anayasaya göre Parlamento (Federal Meclis) Rusya Federasyonunun temsilcisi ve yasama organı olarak tanımlanmıştır. İki kısma ayrılmıştır; Devlet Duma’sı (State Duma) ve Federal Konsül (Federation Council).
Devlet Meclisi (State Duma) 1906-1917 ilk Rus parlamentosundan esinlenerek, Rusça düşünmek anlamına gelen “dumat” kelimesinden isimlendirilmiştir. 450 milletvekiline sahiptir. Federal Konsül ise 178 üyelidir (senatör). Devlet Meclisi milletvekilleri dört yıl için seçilir. Fakat, Federasyon Konsülü üyeleri ise 1993 yılından bugüne üç farklı şekilde konsüle gelmişlerdir. İlk başta, senatörler halk oylamasıyla 1993 yılında doğrudan konsüle seçilmişlerdir. Aralık 1993 yılında bu seçimle birlikte aynı zamanda anayasa referandumu da yapılmıştır. Federasyona bağlı her bir bölge, konsülde yönetimin ve yasamanın başlarınca temsil edilmiştir. 1995 tarihli “Federal Konsülün Yapılandırılması” yasası ve 2000 tarihli yasayla Rusya’daki federal birimler Federal Konsülde birisi vali tarafından atanan, diğeri ise bölgesel yasama trafından seçilen iki kişiyle temsil edilmeye başlanmıştır. Bu kişilerin o bölgelerde outran kişiler olması da şart değildir. Bu kişilerin görevi, temsil ettikleri organın görevinin sona ermesiyle birlikte nihayetlenmektedir yani sabit bir dönem yoktur.
Federal Konsül, Başbakanın atanmasında hiç bir rolü yoktur. Devlet Meclisinin onayıyla Başbakan, Başkan tarafından atanır. Eğer, Devlet Meclisi hükümetin başının atanmasıyla ilgili üç adayı reddederse, Başkan; başbakanı atamaya, Meclisi feshetmeye ve yeni bir seçim çağrısı yapmaya yetkilidir. Fakat, Meclis Başkanın ihanetle suçlanması ve ceza alması ihtimaline karşı ilk yılında, olağanüstü hal süresince veya başkanlık süresinin dolmasına altı ay kala feshedilemez.
Dışişleri, acil durumlar (başkanlık emirnamesiyle olağanüstü hal veya sıkıyönetim ilanının sunulması Federal Konsülce onaylanır), silahlı kuvvetler, güvenlik işleri ve federasyon birimlerinin içişleri, Federal Konsül tarafından yönetilmesi gerekir. Federal Konsül toplantıları Moskova’da yapılır, fakat başka bir yerde yapılmasına da engel yoktur. Eğer, Başkan talep ederse başbakan, meclis sözcüsü, komite veya komisyon başkanı, en az 25 senatörle birlikte kapalı bir toplantı gerçekleştirebilir. Bu çerçevede, Rusya’nın önde gelen akademisyenleri, Rus siyasetinin hala Rus halkından ziyade elitler eliyle yürütüldüğüne işaret etmektedirler.
Merkezi Yürütme
Rusya Federasyonu, başkancı bir cumhuriyettir. Başkan, devletin başıdır, Federasyonu devletlerarası alanda temsil eder. Çok ilginçtir ki; Başkan, Anayasanın, insane hakları ve hürriyetlerinin kefilidir (garantör). Ayrıca, Başkan egemenlik, bağımsızlık, Rusya Federasyonunun milli birliğini korumaya da yetkilidir. Başkan, yetkili birimlerin birbiriyle etkileşimi ve işleyişini koordine etmek, Anayasa ve federal yasalara göre federasyonun iç ve dış siyasetinin belirlenmesini de sağlar. Oysa ki, anayasalar, haklar ve hürriyetler milleti oluşturan bireyler tarafından korunur, tek kişi tarafından değil. Unutulmamalıdır ki! Bir kişi her şey olamaz!
Meclisin rızasıyla, Başbakanı ve bakanları atayan Başkandır. Anayasa, Başkan yardımcısına yer vermemiştir. Bakanlar Kurulu, staratejik karar veren bir yapıdan daha çok teknik bir organ olarak hizmet vermektedir. Pratikte, Başkanın suçlandırılıp ceza alması imkansız gibi gözükmektedir. Diğer devlet görevlilerinin yanında, Başkan Merkez Bankası başkanını seçer ve Meclis onaylar, bu usül aynı şekilde başsavcı, Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi, hakimleri ve başsavcıları için de geçerlidir, fakat bunları Federal Konsül onaylar.
Federal Birimlerin Yasama ve Yürütme Organları
Anayasa, federal birimlere kendi devlet organlarını bağımsızca kurma hakkını garanti etmektedir. Bu hak ise iki şartla sınırlandırılmıştır; Rusya anayasal düzeninin temel prensiplerini ihlal etmeyen bir sistem ve federal yasayla kurulmuş olan Devlet hükümeti organlarının temsil ve yönetimi organizasyonunun genel prensiplerine uygun olmalıdır. Federasyonun etnik kökene bağlı birimleri kendi anayasalarını yapabilirler.
Federal Anayasaya göre federe birimler (şu an 85 tane) cumhuriyetçi yapıda olmak zorundadırlar. Federe birimler, federasyonun resmi dili olan Rusça yanında kendi resmi dillerini de inşa etme hakkına sahiptirler. 2004 yılından beri Başkan Putin arka arkaya yayınladığı başkanlık emirnameleriyle daha merkeziyetçi bir federal sistemin temelini atmış olduğu yapıyı geliştirmeye devam etmektedir. Son yıllarda alınan önlemlerle, etnik bölgesel federative yapı sona erdirilmeye çalışılmaktadır. 2006 yılında kurulan Kamu Dairesi (Public Chamber) ile vatandaşların devlet yönetimine katılımı ve halkın devlet kurumlarının faaliyetlerini control etmesi amaçlanmıştır. Gelecekte, Rusya’da çok ciddi hukuki reformların olacağı şimdiden söylenebilir, Rusya’nın federalizmle imtihanının devam edeceği de çok açık ve net bir şekilde ortadadır. 2002 tarihli federal vatandaşlık yasasıyla, sadece tek federal vatandaşlık kabul edilmiştir. Bu yasanın öncesinde, federe birimlerin bölgesel vatandaşlık verebileceği kabul edilmekteydi.
Federal devlet ile federe birimler arasında yetki bölüşümüne bakıldığında; savunma, hukuk ve düzen, vergi toplanması yetkisi tamamen federal hükümete aittir. Çevre güvenliği, yüksek öğretim ise federal ve bölgesel yönetimin ortak kontrolündedir. Sağlık, ve kültür alanları ise federal, bölgesel ve yerel yönetimin ortak alanına girmektedir. Sosyal yardım ise bölgesel yönetimin kontrolündedir. Yerel yönetimler ise orta öğretim, resmi kayıt ve ev hizmetlerinden sorumludur.
Varılan Sonuçlar
Rusya’nın çok parçalı etnik yapı içinde 1918 öncesi üniter devlet yapısına dönme çabalarının çok da başarılı olacağını söylemek mümkün gözükmemektedir. Siyasi bir federalizm, mali bir federalizm olmadan gerçekleştirilebilir mi? Asıl sorulması gereken sorulardan birisi bu olsa gerekir. Mali bir federalizm, siyasi bir federalizmin öncüsü olabilir mi? Yüksek seviyede yerel ve bölgesel mali özerklik sağlanırsa, bunun neticeleri ne olabilir? Moskova yönetiminin aşırı şekilde merkezileştirilmiş bir federalizm yapısıyla neredeyse üniter devlet denilecek bir sisteme yönelme çabası ve gayretleri, Rusya’yı hangi mecraya sürükleyebilir? Federal hukukla bölgesel hukuku yeknaksaklaştırma gayretleri, yakın bir gelecekte hangi tepkilere sebep olabilir? Kırım meselesi, Moskova idaresince orta ve uzun vadede nasıl çözümlenecektir? Etnik federe birimlerin başındaki yöneticilerin Moskova’ya hizmet ettiği algısı nasıl değiştirilebilir? Din adamlarının Moskovanın amaçlarına göre tayin edilmesinin sağlandığı iddiaları nelere sebebiyet verebilir? Rus Anayasa Mahkemesinin hukukun üstünlüğünden daha ziyade federalizmi merkezileştirme yönünde vermiş olduğu kararlar, yakın zamanın Rusyasını nasıl şekillendirecektir? Güçlü bir Başkan mı yoksa uzlaştırmacı bir Başkan mı, Rusya’nın dertlerine derman olabilir? Netice olarak, Rusya ile ilgili pek çok soru yakın bir gelecekte Türkiye’yi ve yakın coğrafyamızı etkileyecek gibi gözükmektedir.
İlginizi Çekebilir