Trabzonspor ne vadediyor, ne beklemeliyiz?
SPORİşler bu şekilde giderse, yine benzer bir senaryo yaşayabilir miyiz bu sezon? Neden olmasın! Ancak bu sene olmazsa bile, doğru planlamayla ve bu oyuncu yapısıyla önümüzdeki yıldan itibaren gelecek sezonlar için bu takım çok güzel hayaller kurdurtuyor benim gibi realistlere bile.
Türkiye Süper Ligi’nde 9. hafta maçları geride kaldı, yani 34 haftalık maratonun kabaca dörtte biri tamamlanmış oldu. Neredeyse dokuz ay süren koca bir sezonda süreç ilerlerken elbette çok şey yaşanabilir, ama dörtte birlik bir periyot bir ön değerlendirme yapmak için iyi bir veri sunar bize. Bu yazı vesilesiyle, Trabzonspor’un sezon başlangıcını ele alıp, takıma ve taraftarlara dair bazı yapısal hususlardan söz etmek istiyorum.
Geçtiğimiz sezondan bu yana hangi noktadayız?
Trabzonspor 2024-25 sezonunu 36 maçta sadece 51 puan toplayarak 7. sırada bitirebilmişti. Toplam 13 galibiyet alabildiği sezonda 58 gol atmasına karşılık, 45 golü kalesinde görmüştü. Bir önceki sezonda ise ligi 100 puan sınırına çıkan iki İstanbul takımının ardından üçüncü sırada bitirmiş ve 38 maçta 67 puan toplamıştı. Demek ki geçtiğimiz sezon maç başına 1,41 puan toplayabilirken, bir önceki sezon maç başına 1,76 puan toplamıştı.
Bu sezon ise ilk dokuz hafta itibariyle 20 puan toplayan ve Galatasaray’ın hemen ardından ikinci sırada kendine yer bulan, 2,22 puan ortalamasına çıkan bir Trabzonspor var karşımızda. Takım bu sene henüz 9. haftada 20 puan barajına ulaşırken, geçtiğimiz sezon Şenol Güneş yönetiminde yapılan başlangıçta, 20 puana ancak 19. haftada ulaşabilmişti. 2024-25’te takımın 1 civarındaki puan ortalaması da Fatih Tekke’nin göreve gelmesinden sonraki son 11 haftada yükselişe geçerek 1,41 puan ortalamasına erişebilmişti.
Dolayısıyla oldukça kötü başlayan ama sonuna doğru kısmen umut verebilen bir seneyi devraldı Fatih Tekke, oyun olaraksa kötü denebilecek bir noktadaydı Trabzonspor; rekabet seviyesi oldukça düşük, takım savunmasında da hücumda da sorunlu bir malzeme vardı elinde.
Bu sezon hazırlığı da çok umut verici başlamadı, transferler istenildiği gibi yetiştirilemedi, sakat ve cezalı isimlere ilaveten, takımın kaptanının satılmak zorunda kalınması, elde genç bir kadro bulunması, yönetimle taraftar arasındaki sorunlar vs. Özetle, bu tablo umut vadetmekten yine uzaktı sezon başı itibariyle.
Fatih Tekke ile yakalanan ivme ve yepyeni bir takım
Sene başında Süper Lig’deki şampiyonluk yarışının son iki sezonda olduğu gibi, kadro değerleri yaptıkları transferlerle 300’er milyon Euro bandına yaklaşan iki İstanbul takımı arasında geçeceği tahminleri yapılıyordu. Trabzonspor ise 100 milyon Euro’yu zor bulan kadro değeriyle sezona başlamıştı. Nitekim henüz sezon başlamadan, Ağustos ayı başında şampiyonluk oranları açıklanırken, Galatasaray için 1.60 oran belirlenirken, Fenerbahçe için 2.25, Beşiktaş’a 8.50 oran biçilmişti. Trabzonspor içinse neredeyse imkânsız bir oran telaffuz ediliyordu; 22.00! Taraftar unutmasın ki sezona böyle başlandı.
Ancak 2025 Ocak ayından beri transfer politikasında önemli bir değişim görülüyor Trabzonspor’da. Kadroya iyi bir planlama ve scouting sonucu eklenen 23 yaş altı yetenekler, bilhassa Felipe Augusto, Danylo Sikan, Kazeem Olaigbe, Christ Oulai, Benjamin Bouchouari, Tim-Jabol Folcarelli, Wgner Pina, Arseniy Batagov gibi isimler transfer politikasının artık tamamen değiştiğini ve geleceğe yatırım vizyonunun ön plana çıktığını gösteriyor. Keza geçtiğimiz sezon U-19 takımının kendi yaş grubunun Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona ile final oynaması da kulüp içindeki değişim ve gelişim vizyonunun sonucuydu. Bu kadrodan A takıma yapılan eklemeler de kulübün geleceği adına umut veriyor.
Bu dikkat çekici genç kadroya Andre Onana, Stefan Saviç, Paul Onuachu gibi oldukça kariyerli isimlerin sahadaki profesyonellikleri ve her hafta sergiledikleri performansla liderlik ve ağabeylik etmeleri de bu kadro planlamasının bir başka boyutu. Üstelik bu dinamik kadronun başına, yine kendileri gibi başarıya aç ve kendini şehre, takıma adamış bir teknik adamın, kulübün efsane ismi Fatih Tekke’nin getirilmesi en isabetli karardı.
Nitekim, tesislerde kalan ve vaktinin büyük çoğunluğunu takımla ve takım için geçiren Tekke’nin bu yoğun mesaisi saha sonuçlarıyla da kendini göstermeye başladı. Ligin ilk dokuz haftasını 6 galibiyet ve 2 beraberlikle geçen, kaybettiği Fenerbahçe maçını da tartışmalı kararlarla kaybeden Trabzonspor, Galatasaray’ın ardından ikinci sırada yer alıyor. Attığı 15 golle Galatasaray’ın ardından ikinci sırada yer alan takım, yediği 7 golle de savunmada güven veriyor ki ligde en az gol yiyen dördüncü ekip durumunda. Geçtiğimiz sezonun bariz şekilde üstüne koyarak gelen takım, şimdiden 2,22 puan ortalamasına ulaşmış durumda ki bu ivmenin sürdürülebilmesi takımı sezon sonunda ilk ikinin içinde tutabilecek potansiyel vadediyor.
Ve hepsinden ötesi Trabzonspor, artık yeniden taraftarlarına hayal kurduran bir takım haline gelmeye başlıyor. Genç ve potansiyelli oyuncularıyla, teknik kadro planlaması ve gelecek vizyonuyla, genel itibariyle sürdürülebilir mali tablolarıyla yeniden bir kenetlenmeyi sağlayabilir bu takım.
Yönetim ve taraftar boyutu: Stadyum neden boş?
Eski başkan Ahmet Ağaoğlu’nun 2021-22 şampiyonluk sezonundan sonra görevden ayrılması (daha doğrusu ayrılmak zorunda kalması) içine hiç sinmeyen taraftarlardan biri de benim. Ertuğrul Doğan yönetiminin şampiyonluk sezonu sonrasındaki performansını çok tatmin edici bulmasam da elbette iyiniyet ve fedakârlıklarından kimsenin şüphesi olamaz. Bütçe ve gelirler açısından yapılan hamleler, Bankalar Birliği kıskacından çıkılmasının sağlanması, Kartal arazisiyle ilgili adımlar ve mali açıdan sürdürülebilir bir sistem kurma vizyonunu kulübün geleceği açısından çok değerli bulanlardanım. Geçtiğimiz sezonlardaki başarısız saha sonuçlarının ardından bu sezon sahada da iyi netice alınarak sezona başlanması, bu çabaların ve vizyonun hayata geçirilebilmesi açısından ilave motivasyon sağlayacak.
Ancak kulübün sportif direktörlük ve medyayla, taraftarla, takımla iletişim konularında ciddi bir eksikliği bulunduğu da gözden kaçmıyor. Genç oyuncuların değerlendirilebileceği Avrupa’da bir takım satın alınması projesi, yurt içinde kiralık gönderilen oyuncuların iyi bir mühendislikle doğru takımlara ve doğru teknik ekiplerin nezaretine gönderilmesinin sağlanması, kriz anlarında kamuoyunu ve şehri teskin edebilecek emniyet supaplarının ihmal edilmemesi vs gibi hususlar yönetişim ve daha iyi “halkla ilişkiler” ve planlama açısından halledilmesi gereken sorunlar olarak önümüzde duruyor.
Ve taraftarlar…
Kulübün asıl sahibi ve finansörü olan, sadece sevinçte değil hüzünde ve çöküş anlarında da takıma ve şehre sahip çıkması gereken, bu görevi şimdiye kadar aksayarak da olsa yerine getiren taraftarlara bu noktada büyük iş düşüyor. Bu kadar genç bir kadronun sürekli desteklenmeye ihtiyacı varken, kulübün gerçek efsanesi Fatih Tekke gibi bir ismin bu süreçte şehrin tüm dinamiklerini arkasına alması gerekirken, iç saha maçlarında tribünlerin yarısının bile zorla dolmasının hiçbir izahı yok maalesef. Üstelik saha sonuçları da gayet başarılı seyrederken, bu ivmenin sürdürülebilmesi ve takımın hakkının sahada veya masa başında yenmemesi açısından, tribünlerin dolmasına ve maçların kapalı gişe oynanmasına ihtiyacı var takımın.
***
Bu güzel sezon başlangıcında, Trabzonspor’un 9 haftada toplanan 20 puanı geçebildiği son sezon, 2021-22’de şampiyonluğu elde ettiği sezondu. O sezon yine aynı haftada 21 puana ulaşmış, rahat bir şekilde sezonu şampiyon tamamlamıştı takım. İşler bu şekilde giderse, yine benzer bir senaryo yaşayabilir miyiz bu sezon? Neden olmasın! Ancak bu sene olmazsa bile, doğru planlamayla ve bu oyuncu yapısıyla önümüzdeki yıldan itibaren gelecek sezonlar için bu takım çok güzel hayaller kurdurtuyor benim gibi realistlere bile.
İlginizi Çekebilir