Siyaset, siyaseti tasfiye ediyor...
SİYASETİktidarın bu oyununu bozacak tek güç, siyasetin gücüdür.
Uzun bir gece oluyor...
Bu satırları günün son saatlerinde yazmaya başladım. Yazıya yazmadan önce ne olduğunu anlamak için onlarca siyasi ile ve insanla konuştum.
Yazının sonunda söyleyeceğimi şimdi ifade edeyim; siyaset, siyasi iktidarın ideolojik araçları olarak kullanılan “yargı” ve “bürokrasi” eliyle tasfiye ediliyor.
Önce Asliye Hukuk Mahkemesi kararı sonra İstanbul Valiliği’nin açıklaması ile siyasi partinin işleyişi, parti-üyeleri ilişkilerine müdahale ediliyor.
Ve bunların hepsi siyaseti tasfiye etme amaçlıdır.
Hatırlayalım; 2 Eylül’de İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile İstanbul İl Başkanlı ve yönetimi tedbiren görevinden alınmış ve geçici kurul başkanı olarak CHP’den Genel Başkan ve Genel Sekreterlik yapmış olan Gürsel tekin ve 4 CHP’li atandı.
Göreve atanan 2 isim görevi kabul etmedi. Onlar yerine başvurulan yedek üye de görevi kabul etmedi.
İl Başkanlığına geçici kurul başkanı olarak atanan Tekin önce “görevi yapmak için il başkanlığına gitmeye gerek yok” açıklaması yaptı. Sonra mealen; “İl başkanlığı büyük bir yer, hepimiz sığarız” dedi.
Belli ki, ona bu görevi tevdi edenler bunu yeterli görmemiş olacak ki, Tekin, “pazartesi saat 12’de İstanbul İl Başkanlığı’na gideceğini” açıklamasını yaptı.
Peki neden?
Madem kendisine tevdi edilen görevi il binasına gitmeden yapması mümkün iken neden iki gün sonra gün ve saat vererek il başkanlığına gideceğini açıklıyor.
Bunun amacı çok açık.
Amaç, CHP’yi kamusal alanda olabildiği ölçüde tartıştırmak ve bunda da başarılı olmuş görülüyor.
***
İstanbul İl Yönetimi, Pazar günü yarın pazartesi sabah için üyelerini il başkanlığına davet ederek partisine sahip çıkmaya davet etti.
Bunun üzerine İstanbul Valiliği Pazar akşamı bir açıklama yaparak 6 ilçede gösteri ve toplantı yasağı koydu. Bu açıklama yeterli olmamış olacak ki, İstanbul İl Başkanlığı polis ablukasına alınmaya başladı.
Sonuçta, sadece CHP’liler değil, meselenin sadece CHP olmadığını farkına varmış olan binler İstanbul’da il başkanlığına, farklı illerde ise meydanlarda, CHP il başkanlıkları etrafında toplanıyorlar.
***
Peki bütün bu gelişmeleri nasıl okuyacağız?
Bir taraftan “iç cephe”yi tahkim etmek de dahil olmak üzere “terörsüz Türkiye” süreci devam ederken, CHP’nin siyaseten tasfiye etme girişimi ne anlama geliyor?
Yaşananlar bize iktidarın tek amacının iktidar olma halini korumak olduğunu gösteriyor. Ve bunun için tüm sınırlar zorlanarak da olsa yapılacak.
Ve iktidar bu hedefe ulaşmak için önünde tek engel olarak mevcut CHP ve parti yönetimini görüyor.
Bunun için parti yöneticilerini yargı aracılığıyla tasfiye ediyor.
Bunun ilk adımı, 19 Mart idi. O gün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları gözaltına alınıp tutuklandı.
İkinci adımı 2 Eylül’de İstanbul İl Başkanı ve ekibi; muhtemel son adımı da 15 Eylül’de Genel Başkan Özel ve parti yönetimini görevden uzaklaştıracak mutlak butlan kararıdır.
Bu açıdan İstanbul il yönetimine kayyum atanan Gürsel Tekin başta olmak üzere eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütün bu yaşananları sağlıklı değerlendirmesini umuyorum.
Geçen yazmıştım; umarım bu süreçte birer “nefret objesine” dönüşmezler.
Özetle yaşanan bu gidişi durduracak tek güç var; siyasi ve toplumsal muhalefetin kamusallaşacak siyasal gücü.
Siyasi iktidarın kendine bağlı ideolojik araçlarla siyaseti tasfiye etme girişimi durduracak olan; muhalif siyasi partiler kadar seçmen olan sıradan tüm vatandaşların meşru siyasi zemininde muhalefete yani siyasete sahip çıkmasıdır. CHP İl Başkanlığı'na ve CHP sahip çıkmak aynı zamnda bunu yapanların kendi geleceklerini sahip çıkmak anlamına geleceğini unutmamalıdır.
İktidarın bu oyununu bozacak tek güç, siyasetin gücüdür.
İlginizi Çekebilir