© Yeni Arayış

Sıra Özel-Kılıçdaroğlu buluşmasında

Hakkını teslim etmek gerekiyor ki, Özgür Özel bütün bu süreçte karşı karşıya kaldığı tüm zorluklar karşı saygı duyulması, sahiplenilmesi gereken bir liderlik göstermektedir. 

Geçen hafta olması gerektiğini ifade ettiğim ilk görüşme gerçekleşti. Şimdi sıra ikincisinde yani Özel-Kılıçdaroğlu buluşmasında. Bu görüşmenin hafta ortasına kadar gerçekleşeceğini düşünüyorum. Ve bu görüşmelerde beklentilerin tersine parti içi ayrışma değil, bir uzlaşma ve ortak yol haritası devrede olacak.

Son yazımda CHP’de suların nasıl durulacağını tartışmış ve bunun olması için CHP’de üç siyasi ismin (Özel-İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu) birbirleri ile karşılıklı helalleşmesi gerektiğini ifade etmiştim. 

O yazıda bunu; “Bu sorumluluk başka bir bağlamda ifade ettiğim gibi Kılıçdaroğlu’nun mevcut Genel Başkan Özgür Özel ve tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile helalleşmesidir. Özel ve İmamoğlu da Kılıçdaroğlu ile helalleşmelidir.” şeklinde ifade etmiştim. 

Yazının sonunu ise yazının yazıldığı gün gerçekleşen Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu ziyaretinin önemine işaret ederek; “Kılıçdaroğlu’nun Silivri’de ziyaret ettiği İmamoğlu ile ilk adımı atmış olduğunu düşünüyorum. İkinci adım Özel’in İmamoğlu’nu ziyaret etmesi; son adım ise Özel ile Kılıçdaroğlu’yla buluşmasıdır.”  tespitinde bulunmuştum. 

İlk görüşme gerçekleşti. Şimdi sıra ikincisinde yani Kılıçdaroğlu-Özel buluşmasında. Bu görüşmenin hafta ortasına kadar gerçekleşeceğini düşünüyorum. 

Ve bu görüşmelerde beklentilerin tersine parti içi ayrışma değil, bir uzlaşma ve ortak yol haritasının devreye girmesini bekliyorum. 

Nitekim önceki gün İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ziyareti ile ilgili önemli bir mesaj attı. İmamoğlu paylaşımında;

“Cumhuriyet Halk Partisi’ne 13 yıl boyunca büyük hizmetlerde bulunmuş olan, birlikte çok değerli başarılara imza attığımız ve yol arkadaşlığı yaptığımız önceki dönem genel başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyareti beni çok mutlu etmiştir.

Ülkemiz, tarihinin belki de en kritik zaman diliminden geçiyor. Busüreçte ne yazık ki partimize ve yerel yönetimlerimize açık birdüşman hukuku uygulanmakta, büyük bir kuşatma ve operasyonyürütülmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi kurultayları, ülkemizin kurtuluş vekuruluş mücadelesinin merkezinde olmuş tarihi buluşmalardır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün kurultayları, yargımühendisliği yoluyla partimize karşı yürütülen kumpaslarınkonusu olamayacak kadar temizdir.

Partimizin tüm yöneticileri, TBMM grubu, tüm örgüt ve üyeleriylebu kumpasları boşa çıkaracağına olan inancım tamdır. Hem 19 Mart darbesine hem de partimize yönelik kumpaslara karşıözveriyle mücadele eden Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’in veyıllarca partimize için büyük bir emekle liderlik eden Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'nun birlikte bu operasyonları bertaraf edecek en güçlü dayanışmayı ortaya koyacaklarına da yürekten ve kesinlikle inanıyorum.

2024 seçimlerinden bu yana ülkemizin birinci partisi olanCumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşıyacak olan en önemlihusus, birlik ve beraberliğimizin daim ve sarsılmaz olmasıdır. …“

ifadelerini kulandı. 

İmamoğlu’nu bu mesajı, benim geçen hafta ifade ettiğim görüşmenin (Kılıçdaroğlu-Özel) önemine ve bu bağlamda zaruretine işaret etmektedir.  

Sorun,  1. adamlarda yani liderlerde değil; 2., 3., hatta 4. adamlar ve onlar adına medyada konuştuğunu, mesaj attığını söyleyenlerdedir. Ancak hemen ifade edelim ki, bu noktada 1. adamların yani liderlerin sorumluluğu, bu söz ve mesajlar karşısında sessiz kalmaları ve bunlara müdahale etmemeleridir.

***

Diğer yandan bu üç liderin kendi aralında yapacağı görüşmelere başka anlamlar yükleyenler, bu üç isim adına mesaj atan, pozisyon alan pek çok yorum ve konuşan yorumcular görüyoruz. 

Bu görüşmeler, içinde bir parça gerek parti gerek ülke derdi olan herkesin yapılmasını istediği ve beklediği görüşmelerdi. 

Bu trafikten hareketle Kılıçdaroğlu’na partinin başına gelme olasılığı bağlamında özel bir değer atfedip, yakınlık göstermek açıkçası çok doğru değil. Sonuçta Kılıçdaroğlu sadece bu olasılık bağlamında değer atfedilecek siyasi değil. Çünkü Kılıçdaroğlu,CHP’nin 13 yıl liderliğini yapmış ve partinin dönüşümüne, farklı toplumsal kesimlerle konuşabilmesinde, kısaca partinin teorisi yazılmamış olsa da ideolojik dönüşümünde önemli pay sahibi bir liderdir. Bu herkes tarafından kabul edilmedir.

Bu bağlamda 28 Mayıs’dan 4 Kasım 2023’ kadar olan süreçte olanlar ya da sadece 4 Kasım gecesi yaşananlar üzerinde Kılıçdaroğlu’nu “eleştiri” nesnesine dönüştürmek en başından yanlıştır. Aynı şekilde kılıçdaroğlu’na yakın ama partinin başarısı için mücadele eden her kademede siyasinin de dışlanması da. 

Bu noktada daha önce de ifade ettiğim gibi burada sorun, 1. adamlarda yani liderlerde değil; 2., 3., hatta 4. adamlar ve onlar adına medyada konuştuğunu, mesaj attığını söyleyenlerdedir. Ancak hemen ifade edelim ki, bu noktada 1. adamların yani liderlerin sorumluluğu, bu söz ve mesajlar karşısında sessizkalmaları ve bunlara müdahale etmemeleridir. Ve bu tüm liderler için geçerlidir. 

***

Sonuç olarak gerek 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde elde edilmiş başarı, gerek 19 Mart sürecinden itibaren CHP’nin bir anlamda belediyeler üzerinden yargı yoluyla ablukaya alınmasına bu konjonktürde en güçlü itiraz, parti içi tartışmalar üzerinden ayrışma değil tam tersine demokratik, adil ve özgür bir Türkiye için bir araya gelerek yapılabilir. 

Çünkü içinde olduğumuz süreç, parti içi “küçük iktidar” için değil parti dışında “büyük iktidar” için mücadele zamanıdır. 

Hakkını teslim etmek gerekiyor ki, Özgür Özel bütün bu süreçte karşı karşıya kaldığı tüm zorluklar karşı saygı duyulması, sahiplenilmesi gereken bir liderlik göstermektedir. 

En son genç yaşta aramızda ayrılan Özel’in de çocukluk arkadaşı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i defni sırasında mezar içindeki arkadaşına vedası yine dün Bayburt’ta yağmur altında hiç kesmeden sürdüğü miting konuşması bu liderlik açısından çok değerlidir. 

Ve bu gerçek Kılıçdaroğlu’nu siyaseten destekleyenler tarafından görülmeli ve kabul edilmesi gerekiyor.

Diğer yandan, eğer 30 Haziran’da parti için en kötü senaryo gerçekleşir ve Kılıçdaroğlu, mahkeme kararı ile “zorunlu” olarak  CHP lideri olursa yapması gereken; toplumun önüne en kısa sürede toplanmak üzere bir olağan kurultay takvimi sunması ve Özgür Özel’i yanına alarak kimseyi dışlamadan birlik mesajı vermesi olacaktır. Bu onun 13 yıllık liderliğinin ve başardıklarını başka bir seviyeye taşıması olacaktır ki, bu sadece kendisi için değil CHP için de çok değerli olacaktır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER