© Yeni Arayış

KGF ile Halının Altına Süpürülen Sorunlar: Yeni Yine Yeniden

KGF, Kredi Garanti Fonu’nun kısaltmasıydı. Geçmişte de var olan ancak “case specific” yani olguya özgü kefalet kurumu olan KGF’yi genele yayma icadı, ekonomiye toplamda 250 milyar TL’lik bir kredi enjeksiyonu sağladı.

AKP’nin her zaman denediği, aynı suda tekrar yıkanma hevesinin bir göstergesi olarak, 30 milyar TL’lik KGF paketinin devreye sokulması, halının altına bu defa 70 milyar dolar değil, mütevazi 750 milyon dolar süpürmek anlamına gelecek. “Hurma-Mide” diyalektiği tabii ki tekrar hayata geçecek. Bankacılığın sırtında taşıdığı iktidar, bu oyuna bir süre daha devam edecek.

ODTÜ’den mezun olduğum 1991 yılı, bankacılığın altın yıllarıydı. Bütün bankalar uzmanlık ve müfettişlik sınavları açıyor, mezunlar liyakat seviyelerine göre bankacılık sektöründe iş buluyordu. Kişisel tarihim, önce uzmanlık, sonra müfettişlik ve ardından genel müdürlük birimlerinde yöneticilikle geçen 26 yıllık bir sürenin sonunda şube müdürlüğüne atanmam şeklinde ilerledi. (1)

Genel müdürlükte Krediler Tahsis biriminde 2002’de başlayan yöneticilik serüvenimin ilk yılları, Türkiye ekonomisinin bugünkü durumuna kıyasla neredeyse 180 derece farklı bir tabloyu içeriyordu. 2001 kriziyle sarsılan Türkiye, krediye geri dönüşün küçük adımlarını atıyordu. Derviş programının başarısı, 2000’lerin ilk yarısı dolarken kendini yavaş yavaş kanıtlıyordu. 2000’lerin ikinci yarısı başlarken, Türkiye bankacılık sektörü, makro istikrarın çıktısı olan pek çok yeni ve Türkiye’ye özgü inovasyonla tanışıyordu. Maaş anlaşması denilen, yani maaşını bankaya taşımanın ödüllendirilmesi sistemi, bu dönemin icadıydı. Aslına bakılırsa, işini yaptırıp üstüne para almak anlamına gelen bu uygulamanın dünyada karşılığı olması olası değil. Hem bankaya işlemlerinizi yönlendirecek hem de üstüne para alacaksınız. Ancak 2000’lerin ortasında hızla büyüyen bireysel bankacılık pastasından pay kapmanın bir yöntemi olarak, o dönemin bireysel bankacılık yöneticileri, parasını verip müşteri satın almayı kolay bir kazanç kapısı olarak gördü. (2)

Bireysel bankacılıktaki rekabetin tam gaz devam etmesi, benim de kariyer yoluma yön verdi. Çalıştığım bankanın, artan iş yükünü optimize yönetmek için karşılaştığı sorunları aşmada benim özelliklerime güvenerek, 2009’un sonunda beni ticari hattan alarak bireysel krediler tahsisine tayin etmesinin sebebi tam da buydu. 2015’te genel müdürlük kariyerim sona ererken, Türkiye’nin 2000’lerin başından 2010’ların ortasına kadar devam eden ticari ve bireysel kredi büyümesi sürecinin neredeyse tüm boyutlarına şahit olmuş, genel müdürlükte görev yapmam nedeniyle rekabetin gerektirdiği tüm kolaylaştırıcı işlevlerde rol almıştım. 2015 yazında adımımı attığım ve şimdi İş Bankası Sanat Müzesi’ne dönüşen binada, sadece birkaç ay içinde patlayan bombalar ve ardından 15 Temmuz’un yaygarası içinde, genel müdürlükte deneyimlediğimden çok daha farklı bir bankacılık ortamına dahil oldum. (3)

KGF, Kredi Garanti Fonu’nun kısaltmasıydı. Geçmişte de var olan ancak “case specific” yani olguya özgü kefalet kurumu olan KGF’yi genele yayma icadı, ekonomiye toplamda 250 milyar TL’lik bir kredi enjeksiyonu sağladı.

Türkiye, 2015 seçimlerinin tanınmaması ile ortaya çıkan meşruiyet krizinin bedelini ekonomiye ödetmenin olası olduğunu fark eden bir iktidarla karşı karşıya gelmişti. Sürdürülebilirliği olmayan sistem, kredi kanallarının kapanmasına ve inşaat ekonomisinin verimliliğini yitirmesine yol açtığı bir süreç içine düşmüştük. Bugünden geriye bakıldığında, 2018 Rahip Krizi ile tanımlanan Türkiye iktisadi krizi, aslında 2015’ten itibaren kökleşmişti. Politik olarak artık ülkede temsiliyeti sınırlanmış olan iktidar, ilerleyen dönemde başlarına gelecekleri tahmin eden kesimleri yurt dışında seçenek aramaya zorluyordu. (4)

2017 başı itibariyle seçenekleri sınırlanan ve çıkış arayan iktidar kesimi, o zamana dek hiçbir ekonomi yönetiminin aklına gelmeyen parlak bir fikirle ortaya çıkmıştı. Kredi kavramının ve bankacılık mekanizmasının özünü ve kurallarını yeniden yazan icadın adı KGF’ydi. (5) 

KGF, Kredi Garanti Fonu’nun kısaltmasıydı. Geçmişte de var olan ancak “case specific” yani olguya özgü kefalet kurumu olan KGF’yi genele yayma icadı, ekonomiye toplamda 250 milyar TL’lik bir kredi enjeksiyonu sağladı. Bankalara portföy bazında %7’ye kadar olan batıklarını KGF’den tahsil etme imkânı veren bu proje ile teminatı devlet olan krediler ilk defa hayata geçti. 250 milyar lira, yani 70 milyar dolarlık kredi pastası, 2017 yıl sonu büyüme rakamını %7,5 gibi uçuk bir seviyeye taşımıştı. (6)

Türk ekonomi tarihinde görüp görülecek en büyük halının altına süpürme operasyonu ile 2018 seçimlerinin hemen öncesinde açıklanan büyüme rakamları, hedefe ulaşmıştı. Tabii ki “Hurma-Karın” diyalektiği, seçimlerin hemen ardından kendini ortaya koyacaktı. Rahip Brunson ve benzeri görünümde ertelenmiş tüm sorunlar, halının altından kendini gösterecekti. Ekrem İmamoğlu’nun birkaç ay sonra İstanbul seçimlerini kazanması, 2018 seçim zaferinin asıl müsebbibinin KGF’nin pompaladığı krediler olduğunu gösterecekti. 

AKP’nin her zaman denediği, aynı suda tekrar yıkanma hevesinin bir göstergesi olarak, 30 milyar TL’lik KGF paketinin devreye sokulması, halının altına bu defa 70 milyar dolar değil, mütevazi 750 milyon dolar süpürmek anlamına gelecek. “Hurma-Mide” diyalektiği tabii ki tekrar hayata geçecek. Bankacılığın sırtında taşıdığı iktidar, bu oyuna bir süre daha devam edecek. (7)

Meraklısına Notlar

1-Kişisel bankacılık maceram üzerine: https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2022/07/epilog.html

2-Maaş anlaşması sisteminin toksikliği üzerine yazdığım yazı: https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2022/08/promosyon-bankacilari.html

3-İş Bankası Beyoğlu RHM üzerine: https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2023/10/is-bankasi-resim-heykel-muzesi-acilirken.html

4-Türkiye ekonomisinin dengelerinin bozulması üzerine: https://www.yeniarayis.com/yazi/ekonomiyi-gezi-mi-bozdu-476

5-KGF ile KKM’nin benzer yönleri üzerine: https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2024/08/faiz-korumali-kredi-kkm-out-fkk-in.html

6-TCMB’nin, tanınmış iktisatçı Ufuk Akçiğit’in de katılımıyla hazırladığı, KGF’nin faydaları raporu, basit bir kaldıraç gerçekliği olan KGF’ye atfedilmek istenen aşırı anlamların kamusal ifadesi olarak ibretlik bir rapor olarak yer almaktadır: https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Yayinlar/Arastirma+Yayinlari/Calisma+Tebligleri/2021/21-10

7-AKP iktidarını önemli oranda;  bankacılık sisteminin dünyada uygulanmayan şekilde kamusallaştırılması ve manipülasyonuna borçludur. Bu konudaki düşüncelerimi bu yazıda ifade etmiştim: https://www.yeniarayis.com/yazi/turkiyenin-en-buyuk-sorunu-5422

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER