Fatih Altaylı’dan bağımsız medyaya
SİYASETAna akım medyadan ayrılan isimlerden birisi de Fatih Altaylı. Habertürk’ten ayrıldıktan bir süre sonra YouTube yayınlarına başladı ve kısa sürede büyük başarı elde etti.
Bağımsız medyada az sayıdaki kişi ve kurum sıkıştığı dar anda ayakta kalmaya, mesleklerini yapmaya çalışıyor. Bunun sürmesi, bu satırları okuyan sizlerin bireysel ve/veya yakın çevrenizle dayanışarak üreteceğiniz dayanışma ve yardımlaşma ile mümkün. Unutmayın bu koşullarda gazetecilik, gazetecilerden çok siz okuyucuların desteği ile ayakta kalacaktır.
Siyasi alanın daralmasından, özgürlüklerin, demokrasinin yok edilmesi konusunda her ortamda rahatsızlığını ifade eden, şikayette bulunan vatandaşlar, “gerçekten özgür, bağımsız, değer verdiğimiz ve sahiplendiğimiz bir medya” istiyor muyuz?
Bu soruya kategorik olarak çoğunluğun “evet” dediğini duyar gibiyim.
Ama sadece duyuyorum.
Sorun şu ki, evet diyenlerin büyük çoğunluğun bunun gereğini yeterince yerine getirmemesi ya da getiremiyor olması.
Şunu itiraf edelim. Bugünün mevcut siyasi koşullarında “gazeteci” hele hele eleştirel gazeteci olmak zor değil, çok zor. Çünkü karşı karşıya olduğunuz sadece soğukluğuna inanılmış “Silivri” değil -ki deneyimle söyleyebilirim “Silivri sıcak”-, orası kadar acı olan yakın çevrenizden dahi dışlanmak ve hatta vebalı muamelesi görmek
Bugünün koşullarında Silivri yolu kısalmış olsa da öncesinde işsiz kalmak eleştirel gazeteciler için diğer büyük risk.
Bu yüzden pek çok gazeteci, işini bırakıp başka başka işler yaparak hayatta kalmaya çalışıyor. Kimi PR şirketinde, kimi 9-5 mesaili bir işte. Kim de hangi işi bulabildiyse orada çalışıyor.
Tutuklandı çünkü etkili
Ana akım medyadan ayrılan isimlerden birisi de Fatih Altaylı. Habertürk’ten ayrıldıktan bir süre sonra YouTube yayınlarına başladı ve kısa sürede büyük başarı elde etti.
Altaylı’nın bu başarısında gazetecilik tecrübesi kadar pek çoğumuza “life style” gelebilecek alanlarda (klasik arabalar, futbol, Formula1 yarışı vs.) bilgisi ve bunları kamuoyuna etkili biçimde anlatabilmesinin önemli payı var.
Evet Altaylı, her zaman olduğu “hukuki” olarak bir yasa maddesinin aşırı yorumu ile tutukladı ve bu aşırı yorumun nedenini de siyasi. Tutuklanmasının temel nedeni, iktidara karşı aldığı eleştirel pozisyon ve yayınlarındaki kamusal etkisi, gücüdür.
Gözaltına alınmasından bu yana Altaylı’nın yayında ifade ettiklerinin ona atfedilen suçlamaya, ilgili yasa maddelerine uygun olmadığını, tutuklanmasının da hukuki olmadığı uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
Kuşkusuz bu durum, sadece Altaylı’ya özgü değildir. Bugün cezaevinde olan pek çok insan için aynı durum söz konusudur.
Dahası bu tutuklama, alternatif medya olarak YouTube yayını yapan ve belli ölçüde kamusal etkiye sahip olan tüm yayıncılar için bir anlamda uyarıdır. Hiç kuşku yok ki, yayıncılar ister istemez yayınlarına Altaylı’nın tutuklandığı siyasi iklimi göz önüne alarak devam edeceklerdir.
#YalnızDeğildir ama yalnız
Altaylı -ve öncesinde başka gazeteciler için de- tutukladıktan sonra sosyal medyada bildiğimiz “#yalnızdeğildir” kampanyası başladı. Ve bu başlık altında binlerce destek paylaşımı yapıldı.
Peki sonra?
Mesela 1 gün sonra ya da 2 gün sonra ya da 3. günün sonunda?
Yaşadıklarımızdan biliyoruz ki, büyük bir çoğunluk için söyleyebilir ki, her şey unutuluyor.
Geriye gerçekten bu tutuklamanın haksız olduğunu savunmaya ve onun için çabalayan az sayıda insan kalıyor.
Büyük çoğunluk evinde ya da işinde destek mesajı atarak, bu büyük itirazın parçası olarak hissettiği “sorumluluğunun” gereğini yapmış olduğunu düşünüyor. Ama sorumluluk bu değil. En azından sorumluluğun tamamı bu değil, ancak bir parçası olabilir.
Bugün pek çok internet sitesini girdiğinizde açılan pop-up ile sizlerden destek istiyor. Ya da her kurum doğrudan destek verebileceğiniz patreon hesabı açmış durumda. İşte sizlerin buralarda sadece haber ya da yazı okuyarak değil imkanlarınız ölçüsünde küçük ekonomik katkılarınız her zamankinden daha önemli.
Kapanan ve küçülen internet gazeteleri
Burada mesele sadece tutuklanma ile ilgili değil. Burada mesele düşünce ve ifade özgürlüğünün toplum tarafında sahiplenilip sahiplenilmediğidir.
Yakın zamanda GazeteDuvar internet gazetesi kapandı, onlarca meslektaşımız işsiz kaldı. Çok uzun geçmişi olmayan bu satırları okuduğuz site deneyiminden, başka internet sitelerinden biliyoruz ki son bir yıl içinde küçülmeler yaşandı.
Bunun tek nedeni var; bu kurumların yaşadığı ekonomik sorunlar.
Gazeteciler haberlerinde yorumlarında gerçeğin ortaya çıkması, kamuoyunun gerçekleri bilmesi için mücadele ediyor. Haber yapıyor, araştırıyor, konuşuyor ve yazıyor.
Bunu yapanların tek güvencesi sizlerlersiniz. Siz değerli okuyucular ve izleyiciler. Ve bütün bu çabaların sürmesi ancak sizler sayesinde, sizlerin desteği ile mümkün.
Sizden bu desteğinizi artık pasif birer izleyici, tüketici olarak değil, aktif, hesap soran ve desteklediğiniz sürecin, yapının parçası olarak sunmanızı, desteklediğiniz yapının parçası olarak sürdürmemenizi istiyoruz.
Nasıl mı?
Gazeteciliğe destek olun
İnandığınız, güvendiğiniz medya kurumlarını, gazetecileri izlemek, sosyal medya mesajlarını paylaşmak dışında, mevcut koşullarda özellikle ekonomik olarak biçimde destekleyerek bunu yapabilirsiniz.
Mevcut koşullarda, özgür ve bağımsız yayın yapan kişi ve kurum sayısı iki-üç elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.
Bu az sayıdaki kişi ve kurum sıkıştığı dar anda ayakta kalmaya, mesleklerini yapmaya çalışıyorlar. Bunun sürmesi, bu satırları okuyan sizlerin bireysel ve/veya yakın çevrenizle dayanışarak üreteceğiniz dayanışma ve yardımlaşma ile mümkün.
Unutmayın bu koşullarda gazetecilik, gazetecilerden çok siz okuyucuların desteği ile ayakta kalacaktır. Unutmayın siz yoksanız, sizin desteğiniz yoksa gazetecilik de, gerçekler de yok olur.
Bugün pek çok internet sitesini girdiğinizde açılan pop-up ile sizlerden destek istiyor. Ya da her kurum doğrudan destek verebileceğiniz patreon hesabı açmış durumda. İşte sizlerin buralarda sadece haber ya da yazı okuyarak değil imkanlarınız ölçüsünde küçük ekonomik katkılarınız her zamankinden daha önemli.
Unutmayalım ki, bedelini ödemediğiniz hiçbir özgürlüğe sahip çıkamayız.. O yüzden özgürlüğün de, demokrasinin de, bilginin de bedeli var. Onu ödemezseniz ona sahip olamazsınız
Ve siz okuyucular, gazeteciler gibi bedel ödemeyi göz almazsanız bu ülkeye demokrasi de, özgürlük de. adalet de gelmez.
İlginizi Çekebilir