© Yeni Arayış

CHP ve Sosyalist Enternasyonal

Özgür Özel liderliğinde, CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’deki rolü, partinin hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte sosyal demokrat bir aktör olarak konumunu güçlendirmiştir.

CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’deki varlığı, Türkiye’nin siyasi atmosferiyle yakından bağlantılıdır. Örneğin, 2022’de Ekrem İmamoğlu’na yönelik dava, Sosyalist Enternasyonal tarafından Türkiye’de demokrasiye yönelik bir tehdit olarak görülmüş ve CHP’ye destek mesajları iletilmiştir. Bu dayanışma, CHP’nin uluslararası platformlarda sesini duyurma çabasını güçlendirmiştir. Özgür Özel’in 2024’te New York’ta önerdiği Ramallah toplantısı, CHP’nin küresel barış ve adalet gündemine katkısını yansıtmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’nin siyasi tarihinde derin izler bırakmış bir parti olarak, 1923’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur. Başlangıçta Kemalist ilkelerle şekillenmiş ve ulusal bağımsızlığı, laikliği, modernleşmeyi savunmuştur. Ancak 1960’lardan itibaren sosyal demokrasiye yönelen CHP, 1976’da Sosyalist Enternasyonal’e katılarak uluslararası alanda yeni bir kimlik kazanmıştır.

Sosyalist Enternasyonal, sosyal demokrat ve demokratik sosyalist partileri bir araya getiren küresel bir çatı örgüttür. 1951’de Frankfurt’ta kurulan Sosyalist Enternasyonal, eşitlik, özgürlük, sosyal adalet ve dayanışma gibi değerleri savunmaktadır. Emperyalizme, eşitsizliğe ve otoriter rejimlere karşı mücadele etmeyi amaçlayan bu platform, üye partiler arasında iş birliğini güçlendirmiş ve küresel sorunlara ortak çözümler üretmeyi hedeflemiştir. Bugün, dünya genelinde onlarca partiyi birleştiren Sosyalist Enternasyonal, barış, demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma gibi konularda etkili bir ses olmayı sürdürmektedir.

CHP’nin Sosyal Demokrasiye Geçiş Süreci

CHP’nin sosyal demokrasiye yönelmesi, 1960’lı yıllarda hız kazanmıştır. 1961 Anayasası’nın özgürlükçü ruhu ve işçi hareketlerinin artan etkisi, partiyi daha halkçı bir çizgiye taşımıştır. İsmet İnönü’nün liderliğinde, Bülent Ecevit’in “ortanın solu” sloganıyla ortaya koyduğu vizyon, CHP’yi elitist bir devlet partisinden emekçi kesimlerin sesine kulak veren bir yapıya dönüştürmüştür. Ecevit, 1965’te “ortanın solu”nu, “toplumun ezilen kesimlerini kucaklayan bir demokrasi anlayışı” olarak tanımlamış ve bu söylem, partinin tabanını genişletmiştir. “Halk için halkla birlikte” gibi ilkeler, CHP’nin sosyal adalet vurgusunu güçlendirmiştir.

Bu ideolojik dönüşüm, yalnızca iç dinamiklerle sınırlı kalmamış, uluslararası sosyal demokrat hareketlerden de beslenmiştir. 1976’da CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’e üye olması, partinin küresel sosyal demokrasi ailesine katıldığını göstermiştir. Sosyalist Enternasyonal, 1951’de kurulan ve eşitlik, özgürlük, dayanışma gibi değerleri savunan bir platform olarak, CHP’ye uluslararası bir seslenme alanı sunmuştur. Bu üyelik, CHP’nin 1977 seçimlerinde %41’lik tarihi oy başarısını destekleyen faktörlerden biri olmuştur.

Sosyalist Enternasyonal’de CHP’nin Yeri

Sosyalist Enternasyonal, sosyal demokrat partilerin küresel dayanışma ağı olarak, eşitsizliğe ve otoriter yönetimlere karşı mücadele etmeyi amaçlamıştır. CHP, bu platformda etkin bir rol üstlenerek Avrupa’daki sosyal demokrat partilerle bağlarını güçlendirmiştir. Özellikle Bülent Ecevit döneminde, İsveçli lider Olof Palme ile kurulan dostluk, CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’deki konumunu sağlamlaştırmıştır. Palme’nin küresel adalet ve barış vizyonu, CHP’nin halkçılık ve sosyal adalet ilkeleriyle uyum göstermiştir.

Ancak CHP’nin Sosyalist Enternasyonal yolculuğu her zaman düz bir çizgide ilerlememiştir. 2000’li yıllarda, Deniz Baykal liderliğinde, partinin sosyal demokrat kimliği tartışma konusu olmuştur. 2008’de bazı Sosyalist Enternasyonal üyeleri, CHP’nin sol değerlerden uzaklaştığını öne sürmüş, hatta üyeliğinin gözden geçirilmesi gerektiğini savunmuştur. Baykal’ın aynı yıl Atina’daki Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmaktan kaçınması, bu eleştirileri güçlendirmiştir. CHP, Kemalist kökleriyle sosyal demokrasi arasında denge kurmakta zorlanmıştır. Bu dönemde, parti içindeki ulusalcı damar, evrensel sosyal demokrat ilkelerle çelişki yaratmıştır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2010’dan itibaren liderliği devralmasıyla CHP, Sosyalist Enternasyonal’de yeniden aktif bir rol üstlenmiştir. 2012’de Kılıçdaroğlu’nun Sosyalist Enternasyonal Genel Başkan Yardımcısı seçilmesi, partinin uluslararası itibarını artırmıştır. Özgür Özel’in 2023’te liderliği devralmasıyla bu ivme devam etmiştir. Özel, 2024’te Madrid’deki Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’nda Başkan Yardımcısı seçilmiş, Filistin meselesine vurgu yaparak CHP’nin küresel sorunlara duyarlılığını göstermiştir. 2025’te İstanbul’da CHP’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Sosyalist Enternasyonal toplantısı, partinin uluslararası alandaki liderlik iddiasını pekiştirmiştir.

CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’deki varlığı, Türkiye’nin siyasi atmosferiyle yakından bağlantılıdır. Örneğin, 2022’de Ekrem İmamoğlu’na yönelik dava, Sosyalist Enternasyonal tarafından Türkiye’de demokrasiye yönelik bir tehdit olarak görülmüş ve CHP’ye destek mesajları iletilmiştir. Bu dayanışma, CHP’nin uluslararası platformlarda sesini duyurma çabasını güçlendirmiştir. Özgür Özel’in 2024’te New York’ta önerdiği Ramallah toplantısı, CHP’nin küresel barış ve adalet gündemine katkısını yansıtmıştır.

Özgür Özel liderliğinde, CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’deki rolü, partinin hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte sosyal demokrat bir aktör olarak konumunu güçlendirmiştir. Özel’in Filistin meselesi, iklim değişikliği ve demokrasi gibi konulardaki proaktif tutumu, CHP’yi Sosyalist Enternasyonal’de daha görünür kılmıştır. 2025 İstanbul toplantısı, bu vizyonun somut bir göstergesi olmuş ve CHP’nin uluslararası dayanışma ağını genişletmiştir. Ancak, parti, Türkiye’nin karmaşık siyasi ortamında sosyal demokrasiyi yeniden tanımlama ve Kemalist mirasıyla evrensel sol değerleri uzlaştırma gibi zorluklarla karşı karşıyadır.

Özgür Özel’in liderliğinde CHP, Sosyalist Enternasyonal’de yalnızca bir üye parti olmaktan öte, küresel sosyal demokrasi hareketine yön veren bir aktör olma yolunda ilerlemektedir. İstanbul toplantısının başarısı, Özel’in vizyoner liderliğinin bir yansımasıdır ve CHP’nin hem Türkiye’de hem de dünyada demokratik mücadelede öncü bir rol oynamaya devam ettiğini göstermektedir. Bu süreçte, CHP’nin Sosyalist Enternasyonal ile bağları, partinin ideolojik evrimini destekleyen ve küresel dayanışmayı güçlendiren bir köprü olarak işlev görmeye devam etmektedir.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER