© Yeni Arayış

Bölünmüş toplumlar ve biz olmak

İktidar, bölünmüş olduğumuzun nedenlerini gerçekten biliyor olabilir mi? Bugüne kadarki “kimlikçi” siyaseti, yani herkesi “Siyasal İslam” kimliği içinde eritmeye çalışması gayretleri düşünülürse bu soruya evet demek zor.

İktidar, bölünmüş olduğumuzun nedenlerini gerçekten biliyor olabilir mi? Bugüne kadarki “kimlikçi” siyaseti, yani herkesi “Siyasal İslam” kimliği içinde eritmeye çalışması gayretleri düşünülürse bu soruya evet demek zor. Ama Abdullah Öcalan’ın bildiğini varsayabiliriz. “Türk-Kürt İttifakı” sözünün ve hepsinden önemlisi, herkesin kendi kimliğini yaşayarak “biz” olabiliriz düşüncesinin mimarı olması onun bildiğini düşündürüyor.

Bölünmüş toplumlarda her şey bölünmüştür. Duygular bile. Bölünmüşlük insana pek olumlu bir şey gibi gelmiyor. O nedenle de insan, bu bölünmüşlüğü nasıl aşmalı gibi bir soruyu sormadan edemiyor. Ama açıktır ki bu sorunun cevabı her şeyden önce neden “bölünmüş” olduğumuzu bulmaktan geçiyor. Neden bölünmüş olduğumuzu bilmeden nasıl bölünmekten kurtulabiliriz sorusunu cevaplamak zor.

Batı’da bu bölünmüşlük genellikle göç konusuyla ilgili. Biliyoruz ki Batı, göçleri kendine çeken bir özelliğe sahip. Tarihsel bir perspektiften bakınca Batı toplumlarının ucuz işgücü gereksinimi göçleri Batı dışı toplumlardan kendine çekerken, Batı dışı toplumlardaki insanlık dışı uygulamalar da göçleri Batı’ya doğru iten etkiyle Batı ülkelerini heterojenleştirmiştir.

Bizim gibi ülkelerde ise İmparatorluklar yıkılırken Batı ülkelerinin de katkısıyla, kurulan ulus-devletler çok-uluslu devletler olmuşlardır. Yani onlar kuruluştan itibaren çok-ulusludurlar. Yani “bölünmüş” toplumlardır.

Peki ama “bölünmüş” bir toplumdan bir ulus-devlet yaratmak kolay mıdır? Değildir!  Bizi en çok ilgilendiren soru da budur. Çünkü Türkiye devleti, üzerine kurulduğu topraklarda farklı uluslar olmasına rağmen “Ne mutlu Türküm!” diyerek (ya da “Ne mutlu Sünni Müslümanım!” demek de olabilir) Türklük ve (Sünnilik) üzerinden kuruldu.

Bu nedenle de öyle ya da böyle bugünün dünyasında neredeyse bütün ulus-devletler “bölünmüş” devletlerdir. Tabii aralarında derece derece farklar vardır ama sonuçta hepsi bölünmüştür.

Bölünmüşlükten kastımın “farklı fikirlerin” varlığıyla ilgili olmadığını anlamışsınızdır sanırım. Farklı fikirler değil ama “farklı değerler”in, farklı dillerin, farklı kültürlerin, farklı yaşanmışlıkların varlığı “farklı kimlikleri” oluşturarak toplumları bölünmüş hale getiriyor. Bu nedenle de bence “bölünmüşlükten kurtulmak” bugün bütün toplumların derdi bence.

Kimileri Batı ülkelerini “bölünmüş toplumlardan” saymama itiraz edebilir. Ama ben Batı ülkelerinin bu bölünmüşlüğü yeni yeni fark etmekte olduğunu düşünüyorum. Mesela, bir zaman önce Alman Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, gençler için bir yıllık “kamu hizmeti” uygulamasının sosyal ayrılıkları aşmanın iyi bir yol olabileceğini öne sürmüştü.

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2023’ün yazında yaşananların ardından ülkede bölünme tehdidine karşı harekete geçmek istediğini duyurmuştu. (In Focus, DW, 2023). Biliyorum bunlar yeterli örnekler olmayabilir. Ama Batı ülkelerinde, kürtaj, iklim değişikliği, göç, ırkçılık gibi konuların (ki bunların hemen hepsi değer yargılarıyla ilgilidir) varlığı “bölünmüşlüğü” simgeleyen potansiyel konulardır.

Acaba AKP+MHP iktidarı “Barış ve Demokrasi” sürecini “bölünmüş” bir ülke olarak Türkiye’nin “bölünmüşlükten kurtulması” için atılması gereken bir adım olarak mı gündeme getirdi bilmiyorum. Ama “bölünmüşlükten kurtulmak” o kadar kolay bir mesele değil. Yazının girişinde dedim ya neden bölünmüş olduğumuzu bilmeden nasıl bölünmekten kurtulabiliriz sorusunu cevaplamak zor.

İktidar, bölünmüş olduğumuzun nedenlerini gerçekten biliyor olabilir mi? Bugüne kadarki “kimlikçi” siyaseti, yani herkesi “Siyasal İslam” kimliği içinde eritmeye çalışması gayretleri düşünülürse bu soruya evet demek zor. Ama Abdullah Öcalan’ın bildiğini varsayabiliriz. “Türk-Kürt İttifakı” sözünün ve hepsinden önemlisi, herkesin kendi kimliğini yaşayarak “biz” olabiliriz düşüncesinin mimarı olması onun bildiğini düşündürüyor.

Ne dersiniz bu süreci o yönetiyor olabilir mi?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER