Ben yağmurda bitlendim
KÜLTÜR SANATSevgili Janet,
Sağanak altında, ıslağım, ıpıslak.
Yağmuru hep sevmişimdir: camdan seyretmeyi, bedenimde gelin gibi süzülmesini, saçlarıma sığınışını. En çok da gece bitlerinden, gündüz pirelerinden beni arındırmasını.
Gece bitlidir, gündüz pireli. Kimse görmez. Uzun saçlarım vardır; gündüzleri güneş gibi parlar, geceleri ay gibi ışıldar. Pireler gelince kendimi camın önüne atarım. Hangi saatte olursa olsun, gökyüzüne bakarım. Gökyüzü annemin evidir.
Annemden beni yıkamasını isterim.
Ellerimi açarım. Önceleri anlamadan gelirlerdi; kafamın içine dolanırlardı. Sonra onlarla arkadaş olmayı bıraktım, patronları oldum. Artık her ikisi de kapımı çalmadan girmez.
Kapı.
Ağzım kurur, yutkunmak isterim. Peş peşe on dokuzdan geriye sayarım. On bir olunca ellerim uyuşur, parmaklarım kaybolur. Saymayı unuturum. Uykum gelir — nerede olursam olayım, gözlerim kapanır. Bir müddet ölüme teslim olurum. Nefes aldığımı bile bilmem.
Bir anda gözlerimi açarım, deprem oluyormuş gibi. Midemden bir ağrı saplanır, üç kere hıçkırırım — birbirine bağlı, toplamda dokuz kere.
Ya bitliyimdir artık, ya pireli.
Sevgili Janet,
Sağanak altında, ıslağım, ıpıslak.
Islatıyorsun beni, tam da istediğim gibi — hatta olmayı hayal ettiğimden de fazla.
Seni bir sonbahar akşamında, camın önünde buldum. Kafamda bitlerle, kitabının tam ortasında duruyordum. Sayfa yedi.
Hayat seni, hayat beni, kelimeler bizi; acılar hepimizi yedi.
Kelimelerin önce gözlerime, sonra dilime dokundu. Acıtıyordun. Ama sen efendiciktin. Gülümsedim. Ay ışığında kendimi gördüm, camın üzerinde asılı kaldım.
Cümlelerin dünün celladı, bugünün efendisiydi. Tıpkı senin gibi.
Ben mi sevdim seni?
“Kendi kimliğimi bilmiyordum; vücudundan soyulmuş, samandan bir kadın gibi gökyüzüne asılmıştım.”
İşte senin cümlen. Geceyi batıran, beni o gecede doğuran cümle.
Defalarca okudum.
İlmek ilmek işledim seni geceye.
Ay saklandı, güneş yalınayak karşıma çıktı. Evde kimsecikler yoktu.
Yalnızdım — ama her yerim pireli.
Bugün yedi kasım.
Seni yağmurlu bir günde buldum Janet, Janet Frame.
Sen Yeni Zelandalıların rüzgârısın,
benimse ana kucağım.
Kelimelerinin sağanağı altında ıslandım. Islağım.
Islatıyorsun beni. Ipıslağım.
Seni okudukça ölüyorum, ölüp ölüp diriliyorum.
Yağmuru hep sevmişimdir.
Camdan seyretmeyi, damlaların bedenimde süzülüşünü…
Senin yalnızlığın beni kurtardı —
beni benden kurtardı.
Ben senin yağmurunda bitlendim, yağmurunla pirelendim.
Şimdi yazdığın kitabın son sayfasındayım.
Sevgili Janet, sağanak altında.
Islağım, ıpıslak.
İlginizi Çekebilir