Altın mı, gümüş mü?
EKONOMİTürkiye’de; Türkiye’de değişen bir şey yok, yeni normalimize her gün biraz daha alışıyoruz. MB rezervlerimiz artıyor, şirketlerin döviz borçları ve döviz açıkları artıyor. Döviz çok sıkıştı. Eylül ve sonrası altı ay beni rahatsız ediyor doğrusu. Bir bahane dövizi ciddi yukarı taşıyabilir. Böyle bir döviz artışı, döviz borçlu şirketlerin el değiştirmesi ile sonuçlanabilir.
2011 yılını baz alırsak altın, gümüş karşısında inanılmaz prim yaptı. Eylül 2011 ayında altın 1920 dolar ile gümüş ise 49 dolar ile zirve yapmıştı. O günden bu güne altın zirvesinin %80 üstüne çıktı; gümüş ise o gün ki zirvesinin %20 altında. Altın uzun vadeli yukarı trende ama, düzeltme yapması gerek bence. 3000 dolarda olur diye bekliyordum olmadı. Düzeltme bir yerden gelecek ya da uzunca süre yatay bantta kalacak.
Küresel risk iştahı; Geçen haftaya Powell’ın ılımlı beyanları ile başladık. Ama hemen ardından pek çok olumsuz haber girdi gündeme. Risk iştahı azaldı mı? Tabi ki hayır. Önce Trump’ın FED yönetim kurulu üyesi Cook’u kovma girişimleri geldi. Dünyanın en saygın ve güveniler kuruluşlarından biri olan FED, Trump salvoları ile bu karakterini kaybetmek üzere. Otoriter liderler nedense önce ülkelerinin en güvenilir kurumlarının güvenirliğini yıkmayı hedef seçiyor kendine.
Rusya, Ukrayna’yı yeniden vurdu. Bence zaten hiç yeşermemiş olan barış umutları hızla azalıyor. İsrail, Gazze’de halkı lime lime doğruyor. ABD de yeniden yükselme işaretleri veren enflasyonun stagflasyona evrilmesi ve piyasaları bozma riski her gün biraz daha artıyor. ABD’nin muhteşem yedili denen firmalarının bilançoları hiç iç açıcı gelmiyor.
Bunlar yetmez gibi haftanın son günü, ABD Temyiz Mahkemesi, Trump’ın gümrük vergi oranı artışlarını hukuka aykırı buldu. Trump hemen mahkemeyi “dış mihrakların oyuncusu” olmakla suçladı. Konu ABD Yüksek Mahkemesine gidecek gibi.
AB’nin ana karası olan Almanya’da da görünüm içi açıcı değil doğrusu. İki yıl ekonomik daralmanın ardından 2025 yılında ufak da olsa biraz büyüme bekleniyordu ama, zor görünüyor.
Bu olanların ikisi bile küresel risk iştahında fırtına estirebilecekken meltem bile yaratamıyor. Ağalar maldan çıkmadığı müddetçe dünya buz devrine girse piyasalar etkilenmez. Zaten bunun için Amerikalı şirketler son bir yılda 1 trilyon dolarlık hisse senedi geri alımı yapmış. Abd tarihinde bu kadar yüklü geri alım ilk kez görülüyor.
Küresel kutuplaşma; Trump, Rusya petrolünü bahane ederek Hindistan’a %50 gümrük vergisi getirdi. Trump’ın baskısı ile Meksika, Çin ürünlerine uyguladığı vergi tarifesini artırmaya hazırlanıyor. Meksika’nın bu tutumu ABD etkisinin ağır olduğu tüm dünya ülkelerine hızla yayılabilir. Trump dünyayı ısrarla iki başlı bir kutuplaşmaya doğru itiyor.
Altın mı, gümüş mü?; 2011 yılını baz alırsak altın, gümüş karşısında inanılmaz prim yaptı. Eylül 2011 ayında altın 1920 dolar ile gümüş ise 49 dolar ile zirve yapmıştı. O günden bu güne altın zirvesinin %80 üstüne çıktı; gümüş ise o gün ki zirvesinin %20 altında.
Altının ons çıkarma maliyeti 1390 dolar. Satış fiyatı, maliyetinin %146 üstünde 3450 dolar civarında. Gümüşün çıkarma maliyeti ise 27 dolar. Satış fiyatı, maliyetinin %47 üstünde, 39,70 dolar. Altının fiyatı ile çıkarma maliyeti arasındaki marj ortalama %50 civarındaydı yıllardır. Bugün %150 yi buldu. Altın uzun vadeli yukarı trende ama, düzeltme yapması gerek bence. 3000 dolarda olur diye bekliyordum olmadı. Düzeltme bir yerden gelecek ya da uzunca süre yatay bantta kalacak.
Türkiye’de; Türkiye’de değişen bir şey yok, yeni normalimize her gün biraz daha alışıyoruz. MB rezervlerimiz artıyor, şirketlerin döviz borçları ve döviz açıkları artıyor. Döviz çok sıkıştı. Eylül ve sonrası altı ay beni rahatsız ediyor doğrusu. Bir bahane dövizi ciddi yukarı taşıyabilir. Böyle bir döviz artışı, döviz borçlu şirketlerin el değiştirmesi ile sonuçlanabilir.
Bir şeyler dönüyor ülkede ama, ne olduğunu kestiremiyorum doğrusu. İskenderun’da 100 bin vatandaşımızın depremden konutları yıkılımış, iktidar oraya 500 bin kişinin barınacağı yeni konutlar yapıyor. Neden? Kafam almıyor mesela.
Beni en çok korkutan ise Erdoğan’ın 2026 yılını “reformlar yılı” olarak açıklaması. 22 yılda açıklanan her reform sonrası başımıza gelmedik şey kalmadı azizim.
22.08.2025 BDDK ve TCMB verilerine göre;
Yabancı Portföy; ilgili hafta 89 milyon dolar hissede alış var. 11 Nisan 2025 tarihinden beri alışları devam ediyor. Yıl toplamında 2 milyar doları buldu. Tahvilde 96 milyon dolar alış var. Yıl toplamında halen eksideler.
TCMB rezerv ve DTH; İlgili hafta MB brüt rezervi hafiften gevşerken diğer iki rezervi 1,8 ve 2,5 milyar dolar arasında arttı. Brüt rezerv, İmamoğlu dönemi geçmişti, diğer iki rezerv de yaklaştı.
DT hesaplarında vatandaş sakin. Kurumlar ise Temmuz başına göre 6 milyar dolar civarında artırdılar dövizlerini.
Krediler; İlgili hafta kredilerdeki hacimsel artış sakin. Ortalama üç aylık mevduat ve ticari kredi faizleri halen %50 üstünde, bireysel kredi faizleri %60 üstünde.
Piyasalar;
Dünya emtia endeksi; Geçen hafta; “Bana emtia fiyatları dibi gördü gibi geliyor. Henüz yukarı bir hareket olmasa da eli kulağında olduğunu düşünüyorum.” Tahmininde bulunmuştum. Yükseliş devam etti, 102,80 puandan haftayı kapadı. 103 puan önemli bir direnç, burası kırılırsa yükseliş devam eder. ABD ve Almanya durgunluğa doğru giderken, Çin sersemlemişken emtia fiyatları neden artsın diye düşünüyor insan haklı olarak. Ama 2023 Mayıs ayından beri ortalama 99 puandan dönüyor, 109 puana kadar yükseliyor.
Dolar/TL; 41,65 direnç ve 40,95 destek. 41,25 civarından haftayı kapatır sanırım.
Eur/Usd; Dolar karşısında biraz gevşeyerek düzeltmeye devam etmesini bekliyordum doğrusu ama, 1.1575 seviyesi üstünde iki aydır tutunuyor. Teknik halen düzeltme gösteriyor ama yatay bantta düzeltmesini tamamlayabilir. Bu hafta da 1,1575 ve 1,1530 destek. Bu iki destek altında haftalık kapanış düzeltmeyi daha aşağı çeker. 1,1830 direnç.
ABD 10 yr tahvil; Haftayı %4,23 kapadı. %4,15 görecek gibi duruyor.
Dolar endeksi; 99,50 puan ile 96,75 puan arasında sıkışmaya devam. 96,75 eninde sonunda kırılacak ve dolar diğer paralar karşısında değer kaybedecek bence. ABD ekonomisi için ürettikleri mal ve hizmetin ucuzlaması gerek.
Bist100; Yeni zirvesinden satış yedi ama bir önceki zirvesinin altına gelmedi. 10900 artık kuvvetli destek. Oraya kadar bir düzeltme gelse bile ben yönünün yukarı olduğunu düşünüyorum. Dolar bazında 2,81 dolar seviyesinde kuvvetli direnç var. Burası kırılır ve üstünde haftalık kapanış yaparsa yükseliş hızlanacaktır. Kalamazsa 2,55 dolara kadar gevşeyebilir. TL olarak 13600 puana kadar bir şey yok, önemli olan dolar direnci.
Altın ons; Nisan 2025 tarihinden beri 3290 dolar desteği üstünde resmen dans ediyor. Bıçak sırtı gibi bir yer. 3450 ile 3230 dolar arasında yatay kanalda devam edecek gibi duruyor. 3500 doların üstünde haftalık kapanış yeni yükseliş başlatabilir.
Gümüş; 40 dolar direnç. Hem trend hem psikolojik direnç. Kırıp haftalık üstünde kalabilirse yukarı devam eder. Kalamazsa 39,50 dolar ve 38,65 dolar destek.
Çelik; Tayvan vadeli çelik borsasında fiyatlar yukarı devam etti, sonra kar satışı geldi. Önümüzdeki iki hafta yükselişin 129 puana kadar devam edeceğini tahmin ediyorum. Sonrasında 126,30 puan üstünde kalabilirse yükseliş devam eder, kalamazsa 117 puana kadar gevşeyebilir.
İlginizi Çekebilir