Yapay zeka, robotlar ve insanlık
TEKNOLOJİYapay zeka yasaklansın demek gericilik. İnsanlar işlerini kolaylaştıran bu olanağı kullanmaya, hatta geliştirerek kullanmaya devam edecek.
Emeğin ve dolayısıyla değerin kaynağının insan olmaktan çıktığı bir gelecekte insan nasıl geçinecek? Son birkaç yıllık yapay zeka deneyimimiz ve sanayi çağında kullandığımız her yeni alet bakımından makineleşme serüvenimiz bize açıkça gösteriyor ki, teknoloji kullanımı işsizliği artırabiliyor. Daha fazla teknoloji kullanımı üretim süreçlerini daha verimli hale getirmekte. Ama aynı zamanda çok sayıda insan salt bu nedenle işsiz kalıyor.
İnsanlığın evrimini kullandığı araçların dönüşümü üzerinden ele almak pekala mümkündür. Doğayı kontrol etmek ve daha az emekle daha çok fayda üretmek için kullandığımız her yeni araç genel olarak uygarlığın yönelimini, özel olarak ise toplumsal örgütlenme biçiminizi kökten biçimde değiştirdi. Tarım devrimi, sanayi devrimi ve iletişim devrimi gibi büyük çaplı değişiklikler insanı yeniden yarattı. Üretim biçimi değiştikçe düşünme kalıplarımız ve kurumlarımız farklılaştı. Bugünün dünyasıysa yeni bir devrimin eşiğinde. Yapay zekanın icadı ve her alanda hızla kullanımı çalışma alışkanlıklarımızı, hatta çalışmanın kendisine bakışımızı kökten bir şekilde sarsıyor. Ayrıca sanayide robot kullanımının son yarım asırda hızlandığını biliyoruz. İnsanların çalışmadığı, sadece robotlarla üretim yapan fabrikalar var.
Üretim teknolojilerinde robot kullanımı bakımından daha üst bir seviyeye geçmek üzereyiz. İnsansı robotlar sanayi ve bilim fuarlarının ilgi çekici ürünleri olmaktan çıkarak seri üretim içinde yeniden planlanıyor. Peki, bu işin sonu nereye varacak? İnsanların düşünmediği ve hareket etmediği bir dünyada bir zamanlar onlar tarafından yapılan her iş teknolojik araçlarca mı yerine getirecek? Böyle bir sonun kara ütopya olduğu açıkça ortada. İnsanın fiziksel ve mental gücünü kullanmaması, yani yapma eyleminden tümüyle çekilmesi onu varoluşsal bir krize sokabilir.
Yapay zeka teknolojileri piyasaya çıktıklarında öncelikle uluslararası kapitalist rekabet açısından tartışıldı. ABD ile Çin’in bu yeni teknolojik form üzerinden kapitalist sistemin liderliği üzerine kavgaya tutuştuklarını anlatan uzun analizler okuduk. Bu işin gerçekten de böyle bir yönünün olduğu inkar edilemez. Şöyle ki, dünyanın küresel bir pazara dönüştüğü iddiası hem bir gerçeklik hem de bir mistifikasyon söylemi. Kapitalizm her yerde. Tükettiğiniz bir ürünü onu üretenlerle hiçbir zaman karşılaşmayacağımız bir piyasa ortamında tanıyoruz. Bu bağlamda gerçekten de bir küreselleşme var. Ancak teknolojinin şirketler ve ülkeler tarafından sahiplenildiği de doğru. Tercih ettiğiniz teknoloji, teknoloji aracılığıyla örgütlenen yerel kapitalizminizi küresel piyasa düzeni içinde bazı bloklara bağlıyor. Bu son hatırlatma bağlamında Çin malı kullanmakla ABD malı kullanmak arasında gerçekten de siyasi ve kültürel farklar var.
Yapay zeka tartışmasının ikinci yönü ise etik. Bu teknoloji insanların verdiği talimatlarla onlar yerine içerik üretiyor. Kitaplar, tezler, makaleler, dilekçeler ve çeviriler yapay zekayla yazılıyor. Pek çok kişi bu durumu bir kolaycılık, hatta sahtekarlık olarak görmekte. Yapay zekayla üretilmiş bir tez akademik bir çalışma olarak kabul edilmemeli. Meseleyi bu kadar katı ele almayan, belli teknik sınırlara uyulması ve beyan edilmesi durumunda yapay zeka teknolojilerinin insan aklını daha yaratıcı hale getirdiği ileri süren bir yorumlama tarzı da var elbette. Ama pek çok insan kendisinin bir fiil yapması gereken bir işi bilgisayar programına yaptırıp ortaya çıkan sonucu/ürünü kendi adına sahipleniyor.
Bu durumun yapay zeka kullananlar ile kullanmayanlar arasında devasa bir eşitsizliğe yol açtığı ise açık. Dahası yapay zeka kullanımının zekayı gerilettiği üzerine bir değerlendirme yapmak da mümkün. Çünkü yapay zeka araçlarını malzeme toplamak için değil, doğrudan programın topladığı teorik hazırlığı mental ürüne dönüştürmek için kullanan pek çok insan var. Makale yazmak için farklı fikir ve kaynak önerisinde de bulunabilir yapay zeka. Doğrudan doğruya o makaleyi sizin bir komutunuzla sizin adınıza da yazabilir. Bu ikinci durumda yapay zeka bizim kullandığımız her hangi bir alet, mesela bir bilgisayar klavyesi veya kalem olmaktan çıkarak akla, bağımsız bir özneye dönüşüyor.
Yapay zeka yasaklansın demek gericilik. İnsanlar işlerini kolaylaştıran bu olanağı kullanmaya, hatta geliştirerek kullanmaya devam edecek. Ancak bu durumda, yani insanların düşünmediği, düşünme işini de bilgisayarlara yaptırdığı bir ortamda insanın işlevsizleşmesi ve insan ile akıl arasındaki özdeşliğin sarsılması kaçınılmaz hale gelecek.
Robotik teknolojilerdeki ilerleme ise meselenin bir başka ilgi çekici yönü. İnsan emeği hala çok ucuz. Bu nedenle çöplerimizi insan çöpçüler topluyor, robotlar değil. Ama pek çok fiziksel işin robotlara devredildiği bir olası gerçeklik o kadar da uzak değil. Kaldı ki robotları yapay zekayla donatmak, tanrının insanı yaratmasına benzer şekilde kendi suretimizde robot insanlar yaratmamız da mümkün. Bu noktada politik fütürizme dair bir hatırlatma yapmak zorundayız. Robotların insanlarla birlikte çalıştığı, hatta insanların yerine robotların çalıştığı bir ortamda ekonomi politik nasıl şekillenecek?
Emeğin ve dolayısıyla değerin kaynağının insan olmaktan çıktığı bir gelecekte insan nasıl geçinecek? Son birkaç yıllık yapay zeka deneyimimiz ve sanayi çağında kullandığımız her yeni alet bakımından makineleşme serüvenimiz bize açıkça gösteriyor ki, teknoloji kullanımı işsizliği artırabiliyor. Daha fazla teknoloji kullanımı üretim süreçlerini daha verimli hale getirmekte. Ama aynı zamanda çok sayıda insan salt bu nedenle işsiz kalıyor. Tam istihdam kapitalizm için bir hayal. İşsizlik oranı hemen her ülkede çok yüksek. İnsanların iş bulmakta, bulsalar dahi uzun süre aynı işte çalışmakta zorlandığı bir düzende geçim ve güvenlik sorunlarının nasıl halledileceği yanıtlanması gereken büyük sorular olarak önümüzde durmakta.
İlginizi Çekebilir