Turbun büyüğü: Yerine getirilmeyen 6 maddede
SİYASETTurpun en büyüğü aslında AB ile vize muafiyeti koşullarında geriye kalan altı maddede saklı.
Prof. Dr. Eser Karakaş, Avrupa Parlementosu’nun açıkladığı rapordan hareketle vize serbestisine engel olan 6 kriteri ve bunların neden yerine getiril/e/mediğini tartışıyor.
Konuya biraz daha uzun nefesli bakabilir isek Erdoğan’ın Türkiye’ye, Türkiye vatandaşlarına, bölgeye ve hatta Ortadoğulu gençlere yaptığı en büyük kötülüğü kendisinin 2004’de raya soktuğu AB tam üyelik hedefinin “Kopenhag kriterlerinin yerine Ankara kriterlerini koyar, yolumuza devam ederiz” saçmalığına dönüşmesi ile başlayan ve ülkeyi bir karabasana çeviren uygulamalarıyla “yerlilik ve millilik” yanlışıyla yaptığını görebiliriz.
Evet, bu vahim kötülük sadece bize değil Ortadoğu gençlerine de yapıldı, unutmayalım 2004 ve izleyen dönemde Ortadoğu ülkelerinin gelecek perspektifleri çok parlak olmayan gençlerinin “Türkiye AB tam üyesi oluyorsa, bize de bir başka pencere açılabilir, umudumuzu yitirmeyelim” olumlu beklentilerinin Erdoğan’ın tornistan politikalarıyla çöktüğü gerçeği var karşımızda.
Arkada bıraktığımız günlerde Avrupa Parlamentosu önemli bir rapor yayınladı, eskiden bu raporları çok yakından izler, gereklerinin yerine getirilmesi için uğraşırdık, yetkilileri uyarırdık ama son senelerde AB Komisyonu ilerleme raporları bile ilerlememe raporlarına dönüştü, benim dahi gündemimden büyük ölçüde düştü, önemlerini adeta tamamen yitirdiler.
En son yayınlanan AB Parlamentosu raporunda Türkiye’nin hukuk devletinin ve demokrasisinin içine düştüğü perişan durum sonrası tam üyelik hedefinin artık gerilerde kaldığı vurgulandı ama bazı koşullar yerine getirilirse Türkiye devleti vatandaşlarına Avrupa’ya seyahatlerinde vize muafiyeti getirilebileceğini de hatırlattı ama işin içinde çok önemli bir püf noktası mevcut.
Özetle eski bir reklamda olduğu gibi “pantolon veremedik, gömlek arayalım” dan yani tam üyelik adeta imkansız ama vize muafiyeti tartışılabilir” e geldik ama bu da çok sıkıntılı.
Ancak bu vize muafiyeti konusu öyle kolay bir konu hiç değil Erdoğan ve yakın ekibi için.
AB Parlamentosu raporunda vize muafiyeti için 72 koşul olduğunu, Türkiye’nin bu 72 koşuldan 66’sını geride bıraktığını, çözdüğünü, son altı koşul da yerine gelirse vize muafiyetinin başlayacağı yazıyor.
Evet, böyle bir bilgiyi aldığınızda şöyle düşünebilirsiniz, “72 kriterden 66’sını çözmüşüz, geriye altı tane kalmış, bunları da çözer, vize muafiyeti alabiliriz, konsolosluk kapılarında da sürünmekten kurtuluruz, Avrupa da son altı kriteri görmezden gelse ne olur sanki, 66’sını zaten çözmüşüz”.
Ancak, kazın ayağı pek öyle değil, geriye kalan altı kriteri gördüğünüzde bambaşka bir manzara ortaya çıkıyor.
Turpun en büyüğü aslında AB ile vize muafiyeti koşullarında geriye kalan altı maddede saklı.
72 kriterden geriye kalan (!!!) altı kriter ise şunlar vize muafiyeti için:
1-Yolsuzlukla mücadele: Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubunun (GRECO) tavsiyeleri doğrultusunda yolsuzlukla mücadele için düzenlemeler gerekiyor.
2-Avrupa Polis Teşkilatı (Europol) ile işbirliği: Europol ile işbirliği yapmak gerekiyor.
3-AB üyeleri ile adli yardımlaşma: Ankara’nın tüm AB üyesi ülkeler ve bu çerçevede de Kıbrıs Cumhuriyeti ile adli konularda işbirliği yapması gerekiyor.
4-Geri kabul anlaşması: AB ikili geri kabul protokollerinin uygulanmasında ortaya çıkan sorunların hemen çözülmesini istiyor.
5-Kişisel verilerin korunması: Kişisel Verilerin Korunması Kanununun etkinleştirilmesi gerekiyor.
6-Terörle mücadele yasası: AB “organize suç ve terör” tanımının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AB standartlarında “kişi güvenliği ve özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü” ile uyumlu hale getirilmesini istiyor yani gerçek bir hukuk devleti istiyor Türkiye’den vize muafiyeti için.
Vize muafiyeti için AB’nin Türkiye’den yerine getirilmesini istediği koşulların Erdoğan için nasıl bir kâbus teşkil ettiğini görüyoruz değil mi?
Belki de özellikle de son 6. Koşul tam bir kâbus malum çevreler için.
Erdoğan ve yakın ekibi Türkiye’de gerçek bir hukuk devleti oluşturmamak için vatandaşların fakirleşmesine neden oluyor, muazzam bir toplumsal huzursuzluklar, mutsuzluklar sepetine razı ve yukarıda göstermeye çalıştığım gibi vatandaşlarımızın yabancı konsoloslukların kapılarında sefil olmalarını zaten peşinen kabul ediyor, yeter ki Ankara kriterleri Kopenhag kriterlerine dönüşmesin.
Türkiye bir hukuk devleti olmasında ne olursa olsun yani.
Turpun en büyüğü aslında AB ile vize muafiyeti koşullarında geriye kalan altı maddede saklı.
İlginizi Çekebilir