Erdoğan Trump'a gidiyor, Bahçeli Çin ve Rusya'a; Peki CHP'nin yönü?
DIŞ POLİTİKACHP, sadece iç politikada değil dış politikada da; sürdürdüğünün dışında başka politikaları devreye sokmalıdır. İç politikada eve ev, kapı kapı propaganda; dış politikada da başkent başkent lobi yaparak kendi çözüm önerilerini ve siyasetini anlatmak. Hem de hızla...
MHP lideri Bahçeli, 18 Eylül’de yayınladığı basın açıklamasında Gazze'de yaşanan insani krize, Kudüs'ün statüsüne ve bölgesel güvenlik tehditlerine dikkat çeken MHP Lideri Bahçeli, uluslararası aktörlerin tutumlarını eleştirerek Türkiye'nin ve İslam dünyasının ortak tepki ve dayanışma göstermesi çağrısında bulunarak; Türkiye için yeni stratejik tercih ve bölgesel ittifak önerisi yaptı.
Bahçeli açıklamasında; “Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek “TRÇ” ittifakının inşa ve ihya edilmesidir.
TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir.”
Bunu Bahçeli’nin siyasi önerisi olarak mı yoksa “terörsüz Türkiye” çağrısında olduğu gibi bir “devlet”in bir siyasi pozisyon tercihini seslendirmesi olarak mı okumalıyız?
Bunun cevabının önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Ama şunu hemen iade edelim ki, ülke içinde askeri ve sivil alanda kendini “Avrasyacı” olarak tanımlayan isimlerin/kurumların hoşuna gidecek bir öneri olduğu açık.
Şüphesiz Bahçeli’nin bu önerisi, NATO üyesi, ekonomik ilişkileri Batı ağırlıklı olan Türkiye için büyük bir siyasi aks değişimi anlamına geliyor.
Bahçeli’nin bu öneriyi yapmasından tahminen 3 gün önce Cumhur Başkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’un oğlu ile “gizli” bir buluşma gerçekleştirmesi. Bu görüşmeyi ilginç kılan, görüşmenin gizliliği kadar, Özel’in iddiasının iktidar tarafından değil Trump tarafından doğrulması.
Nedir bu görüşmenin içeriği? Trump’ın oğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ABD Başkanı Trump ile bir görüşme ayarlarsa, Türkiye, ABD’de 300 adet Boing uçak alma söz vermesi.
Bu teklife ne ad vereceğiz bilmiyoruz ama meselenin sadece teklif olmadığı açık.
Şimdi soralım;
* Türkiye’nin 300 adet Boing uçağa ihtiyacı var mı?
* Bu alımı gerçekleştirecek kaynak var mı?
* Eğer kaynak varsa öncelik uçak alımı mı?
Bu sorular teknik kalabilir ama ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar açısından önemli. Uzmanların hesaplamalarına göre 300 Adet Boing uçağın maliyeti yaklaşık; 37.5 milyar dolar. Bunun TL karşılığı ise güncel kurla yaklaşık 1 trilyon 552 milyar 500 milyon TL.
Peki Erdoğan için bu şartla Trump ile görüşmek neden önemli?
Erdoğan, Trump ile ne konuşacak?
Bunları bilmiyoruz.
Ancak şunu biliyoruz; Trump Bahçeli’nin de Erdoğan’ın da şikayet ettiği İsrail politikasına siyaseten destek vermese de karşı çıkmıyor. BMGK’de İsrail karşıtı alınan kararları veto ediyor. Bu açıdan Erdoğan’ın görüşme talebinin ana gündem maddesinin Gazze olması düşük ihtimal görülüyor.
Karşımızda Erdoğan’ın, Trump ile buluşmak için aracı üzerinden uçak alımı vaadiyle randevu almasın karşı, Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli’nin, Türkiye dış politikası için bir anlamda siyasi makas değişimi önermesi var.
Ki Erdoğan’ın Şangay İşbirliği Örgütü’nde dahil olma isteğini biliyoruz ama bunun siyaseten mümkün olmadığını da. Bu yüzden olsa gerek Erdoğan son yıllarda yüzünü yeniden Batı’ya dönmüş görülüyor.
Bu açıdan ittifak üyesi iki partinin siyasi tercih ve önermeleri birbirine zıt.
PEKİ MUHALEFET NE DİYOR?
Kuşkusuz CHP lideri Özel’in Çarşamba akşamı yapılan mitingde, bu gizli buluşmayı kamuoyuna duyurması, istihbaratının ve devletten bilgi alma kapasitesinin varlığı ve etkisi açısından önemlidir ve bunu Özel’in başarı hanesine yazmalıyız.
Ancak burada CHP’nin iç politikada olduğu gibi dış politikada da sorunu açık; CHP dış politikada bütünlükçü politikası var mı, varsa ne söylüyor?
Beğenelim beğenmeyelim, Erdoğan adı üzerinden Türkiye, uluslararası ilişkilerde oyun kurucu olmasa bile oyun bozucu gücüyle önemli bir ülke.
Türkiye’nin içinde olduğu ekonomik zorluklar ve iç politikan kaynaklanan meşruiyet sorunları nedeniyle de uluslararası ilişkilere oyun korucu ülke olamasa da son yıllarda bir başarı hikayesi olarak karşımızda duran ve sahiplenmemiz gereken savunma sanayindeki olumlu hamleleri ile ifade ettiğim gibi oyun bozucu bir ülke.
İşte CHP –ve muhalefetin- veri alması gereken durum bu.
Ve CHP, dış politikadaki bu verili durumdan hareketle bir dış politika üretmek ve bunu seslendirmelidir.
Elbette CHP'nin bir dış politikası var. AB Üyelik hedefi, Batı ile yakınlaşmak gibi. Ancak son dönemde çevremizde hızlanan tarihi veri aldığımızda; daha fazlasını söylemek ve yapmak durumunda CHP.
CHP NE YAPMALI?
Son yazılarımda özellikle kamuoyu araştırmalarından hareketle AKP’yi yüzde 30’un altına düşürmek için başka şeyler yapılması gerektiğini ifade ediyorum.
Bu aşamada CHP, iç politikada sürdürdüğü mitinglere, program çalışmaları vs ek olarak kadın ve gençler üzerinden –özellikle AKP/MHP’nin yüksek oy aldığı seçim çevrelerinde- kapı kapı, ev ev dolaşarak; ülkede yaşanan sorunları, sıkıntıları ve kendi çözüm önerilerini anlattığı yeni bir propaganda çalışmasına başlamalıdır. Hem de hızla.
Bu iç politikada yapılması gerekendir.
Benzer biçimde, dış politikada yapılması gereken ise Batı Başkentleri ile birlikte Rusya, Çin, Mısır, Arabistan gibi ülke başkentlerini kapsayacak geniş bir lobi faaliyeti ile CHP’nin dış politikasını, bu ülkelerle ilişkilerini bu başkentlerde anlatmalıdır. Hem de hızla.
Sonuçta dış politikada Türkiye’ye genel yaklaşımının; “Biz sorunlarımızı nasıl olsa tek liderin her şeye karar verdiği sistemle daha kolay çözüyoruz” olduğunu unutmamalı. Ki bu bakış kimi başkentlerde Erdoğan’ın bir dönem daha Cumhurbaşkanı olmasını satın alınması anlamına geliyor.
Evet, dış politika realizme dayanıyor. CHP’nin yukarıda ifade ettiğim realizm üzerinden bir dış politika üretmek ve bunları farklı başkentlerde anlatmak durumda CHP.
Bu açıdan işi, iç politikadan daha zor dış politikada.
Kişisel bir not...
Her alanda olduğu gibi Türkiye’de medya özgürlüğünün alanı da daralıyor. Bu site de bu daralmanın etkilerini son dönemde ağırlaşarak yaşıyor. Gündeme ilişkin günlük yazı ve yorumların olduğu bir site olarak kurumsal alanda reklam almada yaşadığımız zorluklar, bizi her gün biraz daha köşeye sıkıştırıyor.
Yaklaşık iki yıl önce yeni yüzüyle başladığımız bu yolculuğun süresi yazarlarımızın çaba ve fedakarlığı kadar sizlerin de fedakarlıklarıyla sürecek. ya da süremeyecek. Her türlü öneri, ilan, desteğe açık olduğumuzu ifade etmek isterim. Bu süreçte patreon üzerinden küçük katkılar sunabileceğiniz hesap (https://www.patreon.com/c/yeniarayiscom) açtık. Buradan yapacağın küçük katkılar bizim çabamıza güç verecektir.
Sonuç olarak bu çağrı, kişisel bir not değil kurumsal bir destek çağrısıdır.
İlginizi Çekebilir