CHP’siz Anayasa yapılabilir mi?
SİYASETPeki, bu koşullarda anayasa yapmak mümkün mü? Ayrıca CHP’nin iktidarın anayasa hamlesine yanıtı ne olabilir? DEM’le anayasa pazarlığına oturmak Erdoğan’ın öncelikli tercihi değil.
CHP yönetimi İmamoğlu’nun durumunda bir değişiklik olmadığı müddetçe masaya oturmayacaktır. Bu noktada yanıt bekleyen tek bir soru kalıyor: İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması karşılığında başkanlıkla ilgili Erdoğan’ın talebine CHP’nin olumlu yanıt verme ihtimali var mı?
Anayasa tartışması yeniden hararetlendi. Bahçeli’nin yeni açılım süreciyle ilgili komisyon kurulması önerisi ve Erdoğan’ın ana muhalefet dahil olmak üzere tüm meclise yaptığı anayasa yapma çağrısı yaz aylarının sıcak geçeceğini gösteriyor. Tabii anayasanın değişmesinin Türkiye’nin sorunlarının büyük bir kısmına hiçbir pozitif etkisi yok. Geçmişte de durum böyleydi. Yeni anayasa Yeni Türkiye demek değil. Ancak anayasa özellikle iki noktada işlevsel: Erdoğan önündeki adaylık engellinden kalıcı bir şekilde kurtulmak istiyor. Ayrıca Kürt barışı için bazı adımların atılacağı beklentisi kamuoyunda yüksek. Bu bahsi geçen adımların önemli bir kısmı mevzuatta tali nitelikte iyileşmeler ve hükümetin politika değişiklikleriyle ilgili.
Anayasa değişmese dahi DEM taleplerinin epey bir bölümü karşılanabilir. Zaten ilk dört madde konusunda DEM ile diğer ana akım partiler arasında görüş birliği olmadığından yasal Kürt hareketinin anayasa tahayyülünün mevcut reel politikte karşılanması imkansız. DEM çizgisine kalsa Türk ve Türkiye kelimelerin geçtiği her yere Kürt yazmak gerekecek. Ancak böyle bir şeyi ne meclisten geçirmek ne de millet çoğunluğuna kabul ettirmek mümkün olabilir. Yurttaş siyasetini ön plana çıkaran ulus devlet ideolojisinin kimlikçi ve çok uluslu bir modele doğru evirilmesini kimse beklemiyor. Yine de Kürt barış konjonktürüyle anayasa tartışmaları arasında bağlantı var. Daha doğrusu yeni çözüm süreci, siyasi aktörlerin politik diyalog içine girmesini kolaylaştıran koşulları ön plana çıkarmakta.
Öncelikle bir adım geriden başlayarak Erdoğan’ın adaylığı meselesini irdeleyelim. Cumhurbaşkanlığında ikinci görev süresi devam eden Erdoğan’ın bir daha aynı makama aday olması TBMM’nin erken seçim kararı almasına bağlı. Ancak AKP lideri bu koşullarda bir erken seçim istemiyor. Erken seçim gerçekten de bir seçenek olsa CHP’nin 6 aydır yürüttüğü erken seçim kampanyasına yanıt verir ve ülke sonbaharda seçime giderdi. İktidar partisi ile ana muhalefet partisinin anlaştığı bir bağlamda erken seçim de Erdoğan’ın adaylığı da ihtimal dahilinde.
Ancak siyasal sosyolojik üstünlük muhalefetin elinde. Ekonominin toparlandığı, Yeni Kürt açılımının meyvelerinin toplandığı ve İmamoğlu’nun daha da itibarsızlaştığı bir konjonktürü beklemek iktidar için daha rasyonel. Bu durum da ikinci olasılık devreye giriyor. AKP-MHP bloğuna verilecek DEM desteği Erdoğan’ın seçimlere bir daha girmesine olanak sağlayabilir. Anayasa tartışmasının nereye evirileceği hususuna bağlı kalmakla birlikte Erdoğan’ın elindeki en güçlü yedek plan bu. Ancak DEM oylarıyla erken seçime gitmek geçici bir çözüm. AKP lideri için ideal olan DEM’e, hatta MHP’ye ihtiyaç duymayacağı bir oyun planını yasallaştırmak. Bunun için de anayasanın değişmesi ve dönem sınırlamasının kalkması gerek.
Peki, bu koşullarda anayasa yapmak mümkün mü? Ayrıca CHP’nin iktidarın anayasa hamlesine yanıtı ne olabilir? DEM’le anayasa pazarlığına oturmak Erdoğan’ın öncelikli tercihi değil. Çünkü Öcalan’ın ultra pragmatik tutumuna rağmen yasal Kürt hareketinde ciddi bir devlet ve cumhuriyet karşıtı siyasal yönelim var. DEM’le masaya oturduğunuzda her olasılık gündeme gelebilir. MHP milliyetçi kesimi belli bir yere kadar frenlese de ortaya çıkacak görüntü yine de öngörülmez nitelikte. Bu nedenle CHP’nin anayasa görüşmelerinde yer alması işleri çok kolaylaştıracaktır. Ayrıca iktidar bloğu DEM’le anlaşsa ve metin de ideolojik açıdan kabul edilebilir olsa dahi bu üç partinin oyu anayasa metnini referandumsuz meclisten geçirmeye yetmiyor. Referandum ise iktidarın işine gelen bir seçenek değil. Çünkü İmamoğlu’nun hapiste olduğu ve CHP’nin seçim istediği bir ortamda halkın önüne sandık konulduğunda olası referandum seçim ya da AKP’ye güvenoyu gibi algılanacaktır. DEM’in desteğine rağmen iktidar bloğunun böylesi bir meydan okumadan başarılı çıkması çok zor.
Peki, CHP bu oyun planına nasıl yanıt verecek? Ana muhalefet partisi anayasa görüşmelerine katılmayacak. Resmi gerekçe başta genel başkan olmak üzere parti kurmayları tarafından dile getirildi. Mevcut iktidar anayasaya uymuyor. Bu nedenle onlarla anayasa yapmak imkansız. Ancak bu görünüşte durumun arkasında daha temel bir mesele var: İmamoğlu’nun tutukluluğu ve yargılama süreci. CHP yönetimi İmamoğlu’nun durumunda bir değişiklik olmadığı müddetçe masaya oturmayacaktır. Bu noktada yanıt bekleyen tek bir soru kalıyor: İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması karşılığında başkanlıkla ilgili Erdoğan’ın talebine CHP’nin olumlu yanıt verme ihtimali var mı?
İktidar ile ana muhalefet arasındaki yeni uzlaşma zemini cumhurbaşkanlığı seçiminde dönem sınırlaması ve üniversite mezun olma şartının kaldırıldığı ve İmamoğlu’nun tutuksuz yargılandığı yeni bir bahar dönemi olabilir. Ancak bu bir güç mücadelesiyle Erdoğan’ın elinin muhalefete göre çok da güçlü olduğunu, bu nedenle İmamoğlu’na seçimlere katılmasına olanak tanıyan yasal değişikliklere çok da sıcak bakmayacağını öngörebiliriz.
İlginizi Çekebilir