Ayasofya’nın çığlığı: Ders çıkarmanın zamanı gelmedi mi?
KENTBugüne kadar olanlardan artık bir ders çıkarmanın zamanı. Bunların her birindeki temel sorun proje işlerini gerçekleştiren mimarların, bilim kurullarının yüklenicilerin altında yer almaları ve alanı kapatmaları. Demek ki mesele yalnızca Ayasofya’nın zemininin kaç ton yük taşıdığı, ya da dev kamyonların İmparatorlar Kapısı’ndan içeriye sokulup, dolaştırılmaları değil.
Ayasofya’nın içinde dolaşan dev inşaat makineleri, altlarında onlarca ton beton ağırlık konmuş çelilk kuleler… Son olarak da bu kulelerin üst kısımlarını tamamlamak için 45 ton ağırlığında iki vinç kamyonu içerde dolaşmaya başladı.
Ortalık karıştı.
Nasıl karışmasın? Ayasofya Ayasofya olalı böyle bir şey görmedi.
Bu dev kamyonlarının ve beton bloklarla yapılan yüklemelerin zeminde bir tahribat yaratma ihtimali dile getirildi. Altında arkeolojik kalıntılar, boşluklu mekanlar, dehlizlerinin olduğu söylendi. Zeminin homojen bir özellik taşımadığına dikkat çekildi. Kimi yerde tonozlu, kimi yerde düz açıklıklı boşlukların bu yüklemeler karşısındaki davranışlarının öngörüldükleri gibi olamayacağı söylendi. Ayrıca zemin üzerindeki ve değişik tarihsel dönemlere ait mimari eserlerin de zarar görebileceği ifade edildi.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı şunları yazdı:
"Ayasofya bu yükü gerçekten kaldıramaz; mimariden hiç anlamıyorlar. Bırakın kamyonu, vinci… Oraya araba bile giremez.
Bu müdahalelerin tesiri er ya da geç ortaya çıkacak. Yapının altı tamamen dehlizlerle dolu; her gelen Ayasofya’ya babasının mülkü gibi davranıyor. Tekrar söylüyorum: O yapı çökerse dünya bunun faturasını Türklere çıkaracak.
Peki ne kadar ton yük kaldırabileceğini nereden biliyorlar? Bu işleri yapanlar hangi veriye dayanıyorlar? Anthemios’a mı sordular Mimar Sinan’a mı?"
Ayasofya gerçekten iyi yönetiliyor mu?
Hatırlarsanız Ayasofya'da 1993 yılında inşa edilen muazzam bir çelik iskele yapısı on yıllarca Ayasofya'nın içinde kurulu kalmış, anıtın neredeyse ayrılmaz -hatta baskın- *parçası* haline gelmişti. Halkın olduğu kadar devlet başkanları, kültür bakanları, önemli konukların hafızalarına da Ayasofya bu görüntü ile yerleşmişti.
Bugün Ayasofya’nın kubbesinin üzerine kurşun kaplamalar değiştirilirken yağışlardan etkilenmesin diye ayrı bir çelik konstrüksiyon inşa edileceği söyleniyor. Peki bu içerideki çelik kuleler neden daha öncekiler gibi ince ve hafif değil? Kubbenin üzerindeki yükü taşımak için mi? Eğer öyleyse aradaki bağlantı nasıl kurulacak?
Demek ki önce şeffaflık ve projenin bütünü hakkında bilgi almak gerekiyor. Bunun nasıl olacağını zannedersem açıklama yapan Bilim Kurulu Başkanı Bey de, Bakan bey de açık açık söylemiyorlar. Ya bilmiyorlar, ya da projenin bütünü üzerinde konuşmak yerine, uygulamalar ortaya çıktıkça taksit taksit cevap vermeyi tercih ediyorlar.
Şeffaflığın sağlanmaması önemli bir gösterge
Bir örnek vereyim: İtalya Milano’daki Duome (kubbe) nin restorasyonunda döner bir sistem kurulmuştu, böylece yapıya yük teşkil etmeyecek bir sistemle restorasyon gerçekleştiriliyordu. İlginç olan şey ise şuydu: Bu restorasyonu gerçekleştiren yetkililer ilgili kişilere bilgi vermek için can atıyor, gezdiriyor, toplantılarla projeyi anlatıyorlardı. Ayrıca çok deneyimli olmalarına rağmen önemli bir işi, örneğin Floransa şehrindeki Uffizi’nin restorasyonunu Japonlara verdiklerini görmüştüm. Nedeni ise şöyle izah edilmişti: “Anıtların dünya mirası olarak farklı deneyimlere açık olmaları gerekiyor.”
Türkiye’de ise durum tam tersi.
Bilim kurulları, proje çalışmaları yüklenicilerin altında yer alamaz
Yapılan çalışmaların haklı gerekçeleri olabilir. Ama anıtlarda daha biri bitmeden tekrar başlayan restorasyon işleri bir takım çevrelerin bu işlere kuşkuyla yaklaşmasına yol açıyor. Acaba imar işlerinde olduğu gibi burada da bu projeleri yüklenicilerle işbirliği içindeki uzmanlar mı karar veriyor?
Danışmanların, proje gruplarının yüklenicilere bağımlı olmaları kabul edilemez.
Koruma uygulamalarında bilim kurullarının, proje gruplarının, danışmanların bağımsız olmaları, kamusal nitelikli işleyişler yaratmaları zorunlu bir koşuldur. Yükleniciler tarafından finanse edilemezler.
Bilgi iktidarların ve çıkar amaçlı kuruluşların araçsal mantıklarına bağımlı hale getirilemez.
Dünya mirası olan Ayasofya gibi eşsiz anıtların gerçekleştirildikleri çağlarda da evrensel bilgiye açık oldukları muhakkak. İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya’nın korunması bütün dünyanın sorumluluğu. Bu ilgiyi değerli görmek, hatta teşvik etmek de yönetimlerin bilgeliğinin, iş bilirliklerinin bir göstergesi.
Ayasofya gibi uygarlığın eşsiz şahaserlerinin yaratılmasının ve bugüne kadar korunmasının insanlığın evrensel deneyimleriyle gerçekleştiğini unutmamak gerekir.
Bu eşsiz anıtları ortaya çıkaran yetenekli mimarlar, ustalar, sanatçılar, hatta yapı malzemeleri o günün koşullarında ve o zamanki evrensel iletişim ağları içinde yer aldılar. Bu nedenle “insanlığın ortak mirası” deyince yalnızca biçimlerin değil, deneyimleri taşıyan kişilerin, bilginin dolaşıma girdiğini dikkate almak gerekir. Bu nedenle bu şaheserleri yaratan yöneticiler bilgi alanını dünyaya açmayı bilenlerdir.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan, dünyanın en değerli şehirsel surları olan eşsiz Teodosius surları, eşsiz sivil mimarlık eserlerinin bulunduğu Süleymaniye semti, burada sayamayacağımız bir dolu anıt eser “restorasyon” adı altında yapılan çalışmalarla bu şekilde yok edildi. Topkapı Sarayı gibi mücevher değerinde olan anıtlar zarar gördü.
Bugüne kadar olanlardan artık bir ders çıkarmanın zamanı.
Bunların her birindeki temel sorun proje işlerini gerçekleştiren mimarların, bilim kurullarının yüklenicilerin altında yer almaları ve alanı kapatmaları.
Demek ki mesele yalnızca Ayasofya’nın zemininin kaç ton yük taşıdığı, ya da dev kamyonların İmparatorlar Kapısı’ndan içeriye sokulup, dolaştırılmaları değil.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu eşsiz anıtın korunması için bağımsız bilim kurullarının katkılarını almak, onlarla diyalog içinde olmak, süreci şeffaflık içinde yürütmek, (UNESCO'nun Anıtlar ve Sitler Konseyi) ICOMOS'un *desteğini almak* İstanbul için, ülke için büyük bir kazanç olarak görülmeli.
İlginizi Çekebilir