İktidar partisi yanlış hesap yapmaktadır. DEM Parti'nin sürecin ihtiyaçları nedeniyle anayasa masasına oturmak zorunda olduğu düşünüyor. Doğrudur, süreç nedeniyle DEM Parti; AK Parti ve MHP'nin kuracağı olası yeni anayasa masasında yer almak mecburiyetinde olabilir. Yeni anayasa masasında ortak itirazı, talepleri çoğaltmak ve güçlü kılmak, yaklaşmakta olan tehlikenin daha demokratik, özgürlükçü bir ülke için savuşturmak olacaktır. Muhalefetin her kesimi kendi siyasal önceliğine odaklanması ise iktidarın planının uygulanmasına fırsatı yaratacaktır.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda birçok konuya değinirken, ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel'i sert sözlerle eleştirdi.
Aynı konuşmada, bir yıldan fazla zamandır Cumhur İttifakı tarafından dile getirilen yeni anayasa konusunu da “Dün itibariyle 10 hukukçu arkadaşımı görevlendirdim. Şimdi bu hukukçu arkadaşlarımız çalışmaya başlayacaklar. Bu çalışmayla birlikte de inşallah yeni anayasa hazırlık çalışmalarını yürüteceğiz.” ... “Yeni ve sivil bir anayasa, üstümüzdeki ölü toprağını tamamen atma imkânını bizlere sunacaktır” sözleriyle gündeme yeniden taşıdı.
Cumhurbaşkanın konuşmasının bu bölümündeki “Yeni ve sivil bir anayasa, bu tortulardan ebediyen temizlenme, üzerimizdeki ölü toprağını tamamen atma imkânını bizlere sunacaktır. Türk siyasetinin rüştünü ispat etmesine de vesile olacak yeni anayasayı, evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız” ifadesi ise dikkat çekiciydi.
Gel gör ki, kutuplaşmış ülkede cumhurbaşkanının bu sözleri toplumdaki yeni, sivil ve demokratik anayasa ihtiyacına denk düşen hiç bir toplumsal kesimde bir ilgi ve heyecan yaratmadı.
Bunun iki büyük nedeni var. İlki 23 yıllık iktidar partisinin toplumdaki yeni anayasa arzusunu fazlasıyla istismar etmesi, kendi siyasal hedefleri için araçsallaştırması ve anayasayı, hukuku tanımaz tutumlarıdır.
İkincisi de, fazlasıyla kutuplaşmış toplumun farklı çevrelerinin öncelikleri çok farklı. İktidar ortakları, 2023 cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra kendi bekaları için yeni anayasayı gündeme getirdi.
Ana muhalefet partisi CHP ise, üç aydır iktidarın özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na ve partisine karşı başlattığı siyasi operasyonlarına, anayasa ve hukuk tanımaz politikalarına karşı erken seçim kampanyası yürütmektedir.
DEM Parti ise haklı olarak tarihsel bir fırsat olarak gördüğü PKK'nin feshi, silahsızlanma sürecine odaklanmış durumda.
Toplumun bütün kesimlerini sarmış olan ekonomik krizin ağır yükünün belirlediği toplumsal psikolojik ve yoksulluk ortamında, bu üç siyasal ayrışma, toplumu daha fazla kutuplaştırdığı ve her geçen gün birbirinden daha uzaklaşılması mevcut siyasal krizin derinleşmesinin işareti olarak belirmesi yeni, sivil ve demokratik bir anayasa yapımının imkânsızlığını ve zorluğunu gösterir nitelikte.
İktidar ortaklarının, yeni anayasa tartışmasını Kürt sorununda tarihsel fırsat süreciyle paralel ele alması, dillendirmesi, muhalefetin geniş kesimlerinde, PKK'nin silah bırakması ve feshi sürecini iktidarın kendi bekası için araçsallaştırdığı değerlendirmesini haklı çıkaran bir yaklaşımdır.
Özellikle iktidar partisinin anayasa konusundaki sicilinin fazlasıyla bozuk olması da yeni anayasa tartışmalarını ve yapım sürecini zora sokacaktır.
Yeni çözüm sürecinin başarıyla ilerlemesi gerçek anlamda bir anayasa ihtiyacını dayatmaktadır. Bunun ne zaman tekabül edeceği sürecin gelişim ivmesine, önceliklerine ve muhtevasına bağlı bir şeydir.
Bırakalım dört başı mamur yeni demokratik bir anayasanın yapılmasını, yeni çözüm sürecinin zorunlu anayasa değişikliği ihtiyacının karşılanması için bile İktidar partisinin radikal bir paradigma değişikliğine gitmesini dayatan bir demokratik dönüşüm sürecidir.
İktidarın, böylesine demokratik radikal bir değişimi pas geçen her türden anayasa değişikliği girişimi aslında yeni çözüm sürecinin başarısızlığa uğramasına yol açacak bir girişimdir.
Bu durum aynı zamanda yeni çözüm süreci bakımından çok ciddi bir risktir. Derin kutuplaşmış siyasal ortamda ve toplumsal yapıda anayasa değişikliğinin aritmetik çoğunluk sağlanarak yapılması yeni siyasal krizlerin doğmasına yol açacağı gibi hiç bir derde de derman olamaz.
İktidarın planını bozacak olan, başta DEM Parti ve CHP olmak üzere demokratik bütün muhalefet partilerinin, farkı demokratik ihtiyaçları kapsayan kısa ve orta vadeli ortak bir yol haritasıyla birlikte hareket etme kapasitelerini geliştirmeye yoğunlaşmalarıdır.
Yol temizliği sonrası anayasa
Bu koşullarda anayasa değişikliğinin çok geniş toplumsal kesimlerin rızasını üreterek yapılması tercih edilmek zorundadır. Bunu için asgari hukuksal yol temizliğine ihtiyaç vardır. Ülkenin muhaliflerinin can ve mal güvenliğinin büyük ölçüde kalktığı siyasal ortamlarda, demokratik bir anayasa yapılamaz.
Yeni anayasa için de, yeni çözüm süreci için de, anayasa tanımama, hukuku askıya alma tutumlarına son verilmek zorundadır. İktidarı eleştirenin yargı sopasıyla terbiye edilmeye çalışıldığı ve keyfiyetin hüküm sürdüğü bir ortamda, kimse iktidarın ihtiyacı için yeni anayasa yapmayı makul göremez.
İktidar partisi yanlış hesap yapmaktadır. DEM Parti'nin sürecin ihtiyaçları nedeniyle anayasa masasına oturmak zorunda olduğu düşünüyor. Doğrudur, süreç nedeniyle DEM Parti; AK Parti ve MHP'nin kuracağı olası yeni anayasa masasında yer almak mecburiyetinde olabilir.
Bu, DEM Parti'nin siyasal ve toplumsal demokratik evrensel insancıl değerlere sırt dönmesi anlamına gelemez. Böylesi bir yaklaşımla yeni anayasa masasında yer alması siyasal intihar olabilir.
Erdoğan'ın anayasa açıklamasıyla, DEM Parti'ye karşı başlatılan yersiz ve anlamsız eleştiriler ve Kürt karşıtlarının linç girişimlerinin, iktidarın iştahını kabartmaktan başka bir işe yaramadığı hala anlaşılabilmiş değil.
İktidarın planını bozacak olan, başta DEM Parti ve CHP olmak üzere demokratik bütün muhalefet partilerinin, farkı demokratik ihtiyaçları kapsayan kısa ve orta vadeli ortak bir yol haritasıyla birlikte hareket etme kapasitelerini geliştirmeye yoğunlaşmalarıdır. Bu yol, yol değil. Muhalefet iktidar bloğunu bu yoldan döndürecek basireti göstermek sorumluluğuyla karşı karşıya.
Yeni anayasa masasında ortak itirazı, talepleri çoğaltmak ve güçlü kılmak, yaklaşmakta olan tehlikenin daha demokratik, özgürlükçü bir ülke için savuşturmak olacaktır. Muhalefetin her kesimi kendi siyasal önceliğine odaklanması ise iktidarın planının uygulanmasına fırsatı yaratacaktır.

Yorum Yazın