MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

“Wishful thinking” ve barış sürecinin diplomatik faydalarına dair 

Ana SayfaSi̇yaset“Wishful thinking” ve barış sürecinin diplomatik faydalarına dair 
“Wishful thinking” ve barış sürecinin diplomatik faydalarına dair 

İspanya’dan İrlanda’ya hatta Kanada’ya değin özendiğimiz barış süreçlerinden birinin ülkemizde de gerçekleşmesinden mutsuz olacak değiliz. AKP’nin demokrasiyi araçsallaştırmada sicili ne kadar kötü olursa olsun böyle bir konunun şaka ve  hatta ironi kaldırmayacağı aşikar.  

13 Mart, 2025, Perşembe 06:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

AB üyeliğine değil ama AB üyeliğinin gerektirdiği medeniyet kriterlerine çok ihtiyacımız var. Bu yolun başlangıç noktası Diyarbakır ya da Amed olsun. Yol Ankara’dan geçip Edirne üzerinden Brüksel’e varsın. Bundan güzel wishful thinking de olmasın. 

İngilizce’de hoş bir ifade vardır. “Wishful Thinking”. Bunu Türkçe’ye çevirmek zor. Sanırım güzel çevirisi “Neylerse Güzel Eyler” olabilir. Ama bizimkinde biraz tevekkül ve kötüye de hazırlık var. Wishful Thinking tam bu da değil. İyi düşünelim iyi olsun daha doğru olabilir. Ya da basitçe iyi şeylerin olmasını temenni edelim.

Ben de bir süredir bir wishful thinking içindeyim.

Devlet Bahçeli’nin yıllarca kendilerine oy vermeyenleri illet-zillet diye yerin dibine soktuğu sıkıcı senaryoyu izledikten sonra bir gün elini DEM Partili vekillere uzatmasıyla başlayan süreç aklın almayacağı yerlere geldi.

Bahçeli’nin bebek katili diye adlanan Öcalan’ı “PKK Önderi” diye tanımlaması ile sürecin bundan sonra nerelere evrileceğini tahmin etmek güç değil. 

İspanya’dan İrlanda’ya hatta Kanada’ya değin özendiğimiz barış süreçlerinden birinin ülkemizde de gerçekleşmesinden mutsuz olacak değiliz. AKP’nin demokrasiyi araçsallaştırmada sicili ne kadar kötü olursa olsun böyle bir konunun şaka ve hatta ironi kaldırmayacağı aşikar. Türkiye gibi bir geçiş ülkesinin ve hizmet ekonomisine bağımlı bir sistemin istikrarsızlıkla yeterli mesaiyi harcadığı su götürmez bir gerçek.

AKP, CHP’yi kurumsal düzeyde yıpratmak için deyim yerindeyse topuyla tüfeğiyle saldırıyor . CHP’nin kurumsal yapısına verilecek hasar ve bu konuda harcanacak mesai AKP’nin ötekileştirme konusunda kaslarının güçlü kalmasını sağlayacak. AKP’nin ideolojik bir ajanda ile her zaman bir ötekiye ihtiyaç duyacağına kuşku yok. 

AKP liderinin kendisini büyük şehirlerde yenilgiye düşüren ve çeperlerin partisi olarak seçim kaybeder konuma getiren tercihlerini tekrarlamaya gerek yok. Bununla beraber yukarıda ifade ettiğimiz üzere uzun yıllardır rakibi kıstırmak için kullanılan bir fiili durumu ortadan kaldırmak ve eldeki kozu karşı tarafa vermek ya da en azından kaybetmek normal şartlarda akılcı gelmiyor.

Bir ucunda hainlik diğer ucunda bilinçsizlik olan eleştirel ifadelerin mürekkepleri taze olsa da siyasette dün dündür bir taraftan da. 

Erdoğan/AKP iktidarının ilk 10 yılına damga vuran AB vizyonu özellikle 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP karşıtı bloğun çoğunluk kazanması sonrasında ortadan kalkmaya yüz tutmuştu.

Türkiye 2015-25 döneminde AB’den ne kadar uzaklaşılabilirse o denli uzaklaştı.

2015’de konuşulan vize serbestliği anlaşması kapanmayan fasılların kurbanı olurken 2020’ler vize randevusu peşinde koşma yıllarına dönüştü.

Türkiye’nin Yunanca konuşanlarla gerginlik gibi yapısal meseleleri zaten hep baş ağrıtırken bir de AB’nin terör tanımını red etme tercihi AB üyeliğini okyanus diplerine vize serbestliğini ise aynı okyanusun ulaşılmaz adalarına ışınlıyordu.

Türkiye Kıbrıs’la Yunanistan’la olan meseleleri bugünden yarına belki çözemez ama Barış süreci ortamında AB’nin terör tarifi konusundaki uzlaşmazlığından pekala vazgeçebilir.

Avrupa terörist nüfusunun neredeyse %90’ını Türkiye sınırlarına taşıyan bu tanımın Barış süreci ile beraber değişmesi, yumuşaması kaçınılmaz görünüyor.

İşte tam bu noktada girişte ifade ettiğim wishful thinking devreye giriyor. AKP, CHP’yi kurumsal düzeyde yıpratmak için deyim yerindeyse topuyla tüfeğiyle saldırıyor. CHP’nin kurumsal yapısına verilecek hasar ve bu konuda harcanacak mesai AKP’nin ötekileştirme konusunda kaslarının güçlü kalmasını sağlayacak. AKP’nin ideolojik bir ajanda ile her zaman bir ötekiye ihtiyaç duyacağına kuşku yok. AKP’nin daha da fazla ihtiyaç duyduğu şeyse hiç tereddütsüz sandıktan gelecek oy.

AB üyeliğine değil ama AB üyeliğinin gerektirdiği medeniyet kriterlerine çok ihtiyacımız var. Bu yolun başlangıç noktası Diyarbakır ya da Amed olsun. Yol Ankara’dan geçip Edirne üzerinden Brüksel’e varsın. 

CHP’yi kurumsal olarak sallarken CHP’lilerden oy almanın en garanti yolu aslında AB ile arayı sıcak tutmak. Barış süreciyle beraber devreden çıkacak yasal düzenlemelerin vize serbestisinin açık fasıllarını kapatması rüzgardan bile hızlı olabilir.

Hollanda Başbakanı iken AKP’li bakanlardan yakınan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin AB liderlerine Türkiye ve Erdoğan’la aranızı sıcak tutun mesajı havuz gazetesinde değil Financial Times’ta çıktı.

Bu sıcaklığın ilk derecelerinde serbest dolaşım, kaynama noktasında AB üyesi Türkiye. Neden olmasın?

Erdoğan gibi tedrisatını soğuk savaşta almış, gömleğini çıkarmış görünse de Milli Görüş kadrolarının görüp göreceği en büyük başarıya imza atmış bir liderin ideolojik hayallerinden vazgeçmeyeceği aşikar.

Ama zamanın ruhu başka bir gerçekliği dikte ediyor. Türkiye yıkanılabilecek tüm ırmaklarda yıkandı. Aynı ırmaklarda yıkanmak ise 3000 yıldır imkansız. Aynı hataları yaparak farklı sonuçlar da elde edilemeyecek.

AB üyeliğine değil ama AB üyeliğinin gerektirdiği medeniyet kriterlerine çok ihtiyacımız var. Bu yolun başlangıç noktası Diyarbakır ya da Amed olsun. Yol Ankara’dan geçip Edirne üzerinden Brüksel’e varsın.

Bundan güzel wishful thinking de olmasın.

  • Sex, videotapes ve Makro İhtiyati Yalanlar(*) Sex, videotapes ve Makro İhtiyati Yalanlar(*)
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Avrupa BirliğiABWishful ThinkingNeylerse Güzel EylerVize Serbestisi

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı