MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Ukrayna, Rusya ve…

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇kaUkrayna, Rusya ve…
Ukrayna, Rusya ve…

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde iyimser tahminlere göre Avrupa’nın toparlanması ve yıkımın etkisinden kurtulması elli yılı alacaktır. Oysa ABD’nin çıkarları SSCB karşısında kıtasal bir denge olarak Avrupa’nın toparlanmasını gerektirmektedir. Dünya tarihinde görülmemiş destekler için ABD cebine davranır. Milyarlarca dolar Avrupa’nın toparlanması için sevk edilir.

02 Mart, 2025, Pazar 06:15
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu

Ukrayna’nın savaşı kaybetmesi ve Putin’in bu savaşta kaybettiği itibarına Suriye’nin kaybını ilave ettiğimizde “zafer” Putin için elzem hale gelmiştir. İçeride iktidarını bir zaferle taçlandırırsa açıkça eli çok güçlenecek ve yeni yapılanma arayışlarına girecektir. Bunun şimdilik Batı yönünde olacağı görülüyor. Çin ve İran’la en azından orta vadede Rus yakınlığının süreceği öngörülebilir.

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde iyimser tahminlere göre Avrupa’nın toparlanması ve yıkımın etkisinden kurtulması elli yılı alacaktır. Oysa ABD’nin çıkarları SSCB karşısında kıtasal bir denge olarak Avrupa’nın toparlanmasını gerektirmektedir. Dünya tarihinde görülmemiş destekler için ABD cebine davranır. Milyarlarca dolar Avrupa’nın toparlanması için sevk edilir.

Yine de Fransa ve İngiltere’nin Almanya korkusu sürmektedir. Bu iki devlet Almanya’nın ekonomik toparlanmasına pek itirazları olmasa da hatta bundan çıkarları için faydalanacak olsalar da itiraz ettikleri konu askeri olarak tekrar güçlenmesidir. Yani savaştan büyük yıkımla çıkmış Almanya dahi bu ülkelerin korkması için yeterli potansiyele sahiptir. Bu nedenle Fransa ve İngiltere nükleer silah çalışma ve denemelerini başlattıktan sonra dahi Almanya’yı bu işlerin uzağında tutmak için büyük gayretler göstermektedir. Evet, Almanya isterse bir ekonomik dev olabilir ama bir siyasi cüce olarak kalmalıdır onlara göre. Siyasi dev olmanın yolu ise bilindiği gibi askeri bir güç olmaktan geçmektedir. Avrupa Birliği’nin bugünkü durumunun kökeninde büyük ölçüde bu korku yatmaktadır. Yüz milyona yaklaşan nüfusu ve gelişmiş teknolojisi ve uzmanlarıyla Almanya’nın böyle bir güç olmasının önünde hiçbir engel yoktur aslında. Bu korku şimdilerde geçmiş görünmektedir ve yerini büyük ölçüde Rusya korkusu almış gibidir. Aksine AB artık Almanya’nın askeri bir güç olmasının yolunu açmış ve bu konuda istekli hale gelmiş gibidir.

Ukrayna-Rusya savaşının bu durumla yakından ilgisi vardır. Biden yönetimindeki ABD’den dahi endişelenen Avrupa, Trump politikalarını dehşetle ve hatta gözyaşlarıyla izlemektedir. NATO Trump ABD’nin başındayken meşhur 5. Madde konusunda ABD müttefiklerini teselli edecek bir güvence sunmamaktadır. Kaçınılmaz olarak Avrupa silahlanacaktır ve bu silahlanmada başrolü elbette Almanya oynayacaktır. Avrupa’nın güvenliği konusunda ikinci önemli faktör Türkiye olabilir fakat bu başka bir yazının konusu olur. Çünkü AB’nin Türkiye’nin güçlenmesi konusunda çekinceleri giderilebilmiş değildir. Yani zamanında Almanya karşısında duyulan korkunun daha küçük boyutlusu olsa da Türkiye’den endişeler devam etmektedir.

Rivayetler çeşitli olsa da İsveç, Finlandiya, Polonya ve Baltık Ülkelerinin Ukrayna’da bir Rus zaferinden rahatsız oldukları açıktır. Rusya ise eski Sovyet topraklarını yeniden “fethetme” arzusunu ve hatta bunun da ötesine geçme arzusunu pek gizlemeye gerek hissetmemektedir. Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan, Ermenistan Rusya’nın daimî nefesini enselerinde hissetmektedir. Denklem oldukça karmaşıktır. Rusya hem batıda Avrupa’ya hem de doğuda Çin’e karşı önlemler almak istemektedir. Sibirya’da oluşan Çinli nüfusu ve nüfuzu dahi bu politikaların Rusya için gerekli olduğunun işaretidir.

Ukrayna’nın savaşı kaybetmesi ve Putin’in bu savaşta kaybettiği itibarına Suriye’nin kaybını ilave ettiğimizde “zafer” Putin için elzem hale gelmiştir. İçeride iktidarını bir zaferle taçlandırırsa açıkça eli çok güçlenecek ve yeni yapılanma arayışlarına girecektir. Bunun şimdilik Batı yönünde olacağı görülüyor. Çin ve İran’la en azından orta vadede Rus yakınlığının süreceği öngörülebilir.

Üstelik son Türkiye hamlelerinden sonra Rusya ile aramızın şeker renk olduğu ortadadır. Israrla Boğazlarımızdan savaş gemisi geçirme arzularının bizim tarafımızdan reddedildiğini ve Suriye’de yaşanan Türk-Rus gerginliklerinin unutulduğunu zannetmek, tarihsel savaşlarımızla birlikte hatırlandığında ve bu kadar savaş ve gerilim boşuna çıkmış olamayacağına göre bir jeostratejik neden vardır diye düşünmek pek yanlış olmayacaktır.

Emekli komutanlarımızın maalesef birçoğunun aksine Türkiye’nin bir Rus zaferinden faydalanabileceği tam bir ham hayaldir. Rusya ile baş başa kalmanın Türkiye’ye ne gibi bir yarar sağlayacağının doyurucu bir izahını bu komutanlarımızdan bulmak mümkün değildir. Üstelik son Türkiye hamlelerinden sonra Rusya ile aramızın şeker renk olduğu ortadadır. Israrla Boğazlarımızdan savaş gemisi geçirme arzularının bizim tarafımızdan reddedildiğini ve Suriye’de yaşanan Türk-Rus gerginliklerinin unutulduğunu zannetmek, tarihsel savaşlarımızla birlikte hatırlandığında ve bu kadar savaş ve gerilim boşuna çıkmış olamayacağına göre bir jeostratejik neden vardır diye düşünmek pek yanlış olmayacaktır. Yani iki komşu ülkenin “ontolojik” çekişmesi.

Türkiye’nin daha doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı’nın dolayısıyla Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne bağlılığını vurgulaması doğru ve gerekli bir açıklama olmuştur. Ve öyle görünmektedir ki dünya yeni birçok kutupluluğa doğru giderken Türkiye’nin uyguladığı 2.Abdülhamid dış siyasetinin uygulanma şansı kalmamıştır. Türkiye uzun bir süredir ABD ile yitirdiği karşılıklı güven ilişkisini dikkate almak zorundadır. Kısa sürede bu ilişkinin onarılması zor görünmektedir. Bu doğrultuda yapılacak ani ve radikal girişimlerle Türkiye’nin tekrar güven kazanma arzusunun karşılığı olacağını düşünmüyorum. Aksine İran’ı daha fazla sıkıştırmak gibi girişimlerin Türkiye’ye zarar vereceği kanısındayım. ABD ile ilişkileri daha da gerilmekten elbette kaçınılmalıdır. Ama eski güven ortamına kavuşmak zannederim orta yahut uzun vadede başarılabilir.

Hal böyle iken yetmiş yıla yaklaşan arzumuzun üzerinde durmakta fayda var. Yani Avrupa Birliği. AB’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı çoktandır belirgin hale gelmiştir. Bu hal Trump politikalarından sonra iyice artmıştır. Türkiye’nin zaten en büyük ekonomik ilişkileri AB iledir. Siyasi ilişkiler ise bir adım ileri iki adım geri olmanın sıkıntısı içindedir. Bu ilişkileri geliştirmenin yolları şimdi önümüzde daha açık hale gelmiştir. AB savunma düzeni yeniden gözden geçirilirken Eurofighter yakınlaşmasının ucu açık bir yakınlaşma olduğunu düşünebiliriz. Aynı şekilde Bayraktar Şirketinin İtalyanlarla kurduğu savunma ortaklığının bu sürece girebileceğimizin kanıtları olduğunu düşünüyorum. Özcesi Türkiye AB ile ilişkilerini öncelikli olarak ele almak durumundadır.

  • Ah medya! Ah medya!
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
RusyaUkraynaPutinSuriyeABD

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Rabia Karakaya Polat
Rabia Karakaya Polat İmamoğlu’nun X hesabının kapatılmasının ardından: Özgürlük veya denetim alanı olarak Sosyal Medya
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bildirinin sosyalist pasajları: Türkiye siyasetinde yeni bir raf düzeni
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk PKK kendini feshetti: Peki şimdi ne olacak?
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Anneme, tüm kadınlara: Bir kadınlık mirası üzerine
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan Sevgi, çocuklukla pazarlık yapmaktır
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ahmet Türk’e demokrasi,  İmamoğlu’na Silivri olmaz/olamaz 
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Hayırlı olsun!
Murat Aksoy
Murat Aksoy ‘Terörsüz Türkiye’den ‘Demokratik Türkiye’ye
Ahmet T. Kuru
Ahmet T. Kuru Batı’dan Müslüman ülkelere: Liberalizmin küresel krizi 
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Paşaların barışması
Ayşe Övür
Ayşe Övür Beyoğlu Kültürü 
Ersin Kalaycıoğlu
Ersin Kalaycıoğlu Terörsüz Türkiye, Demokrasi ve Hukuk Devleti
Eser Karakaş
Eser Karakaş Turbun büyüğü: Yerine getirilmeyen 6 maddede
İlter Turan
İlter Turan Vergi gelirlerini arttırmak muhtemelen mümkün olmayacaktır 
Yüksel Işık
Yüksel Işık Hakikat bir gizli sırdır
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Sopadan havuca geçer miyiz?
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı