MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

TİP’li Kadınlar Edirnekapı’daki surlar önünde eylem yaptı

Ana SayfaGündemTİP’li Kadınlar Edirnekapı’daki surlar önünde eylem yaptı
TİP’li Kadınlar Edirnekapı’daki surlar önünde eylem yaptı

TİP’li Kadınlar: “Cinayetlerin faili AKP-MHP ittifakıdır”

09 Ekim, 2024, Çarşamba 10:29
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış

Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi kadınlar, katledilen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner için Edirnekapı’daki surlar önünde eylem yaptı.

Açıklamada, "Ayşenur’un ve İkbal’in katili sadece Semih Çelik değildir. Bu cinayetlerin ilk sıradaki faili, kadın cinayetlerini önlememeyi politik olarak tercih eden, kadın düşmanı politikalar yürüten AKP-MHP ittifakıdır” denildi.

İstanbul’da saldırgan Semih Çelik, Ayşenur Halil ile İkbal Uzuner’i yarım saat arayla katletti. İşlediği cinayetlerin ardından Çelik, Edirnekapı’daki surlardan atlayarak intihar etti.

Olaya yönelik tepkiler sürerken TİP üyesi kadınlar da surlar önünde eylem yaptı. “Erkek şiddeti politiktir” yazılı pankartın açıldığı eylemde, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganları atıldı.

Hazırlanan ortak açıklamayı Ronahi Pulgat okudu. “Her gün, her yaşta ölüyoruz, tacize veya tecavüze uğruyoruz, maddi ve manevi şiddete maruz kalıyoruz” diyen Pulgat, şunları söyledi: “2024 yılının 8 ayında 261 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 164 kadının ölümü hâlâ şüpheli. Sadece eylül ayında 34 kadın öldürüldü. Eylül ayında öldürülen 34 kadının büyük bir kısmı boşanmak istediği, barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddettiği için öldürüldü. Yine bu kadınların yaklaşık yüzde 80’i evinde öldürüldü. Bu veriler, kadınların çoğunlukla tanıdıkları ve hatta ‘kutsal’ ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğü gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu sayıların her geçen gün artmasının en önemli nedeni, ilişki içinde erkeklerin kadının rolüne yönelik çarpık, mülkiyetçi bakış açısının devlet ve adalet politikaları tarafından desteklenmesidir. Erkekler bu cinayetleri işlediklerinde caydırıcı cezalar almayacaklarını biliyor, kadınlar da adalet mekanizmasının kendilerini korumadığını. Kadınların adalet mekanizmasına olan inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en yakın ve önemli göstergesi, Beyoğlu’ndaki taciz vakasının mağduru olan genç kadının tacizcilerden şikayetçi olamamasıdır.

"Kadınların yaşadıklarının sorumlusu AKP iktidarıdır"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, katledilen kadınların ardından ‘Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans’ mesajları veriyor. Buradan soruyoruz, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuken geçerli olmasa bile çekildiğini ifade eden ve 6284 sayılı yasayı tartışmaya açan, failleri cezasızlıkla ödüllendiren iktidarınızın kadına yönelik şiddete ilişkin sıfır tolerans anlayışı bu mudur? Bu olsa olsa kadının varlığına ve bağımsızlığına yönelik sıfır tolerans olabilir. Bu cinayetleri politik hâle getiren, erkek şiddeti önündeki barajı yıkan ve bu cinayetlerin her geçen gün katlanarak artmasına neden olan Tayyip Erdoğan’ın ve AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya ilişkin politik tavrı değil midir? Katledilen, şiddete uğrayan her kadının yaşadıklarının sorumlusu, iktidara geldiği günden beri kadın düşmanı politikaları ile hayatımızı kuşatmaya çalışan AKP iktidarıdır. Failleri cezasızlık politikaları ile ödüllendirip cesaretlendiren erkek adaletin ellerinde kadınların kanı var.

"Bedenimizi asla teslime etmeyeceğiz"

İktidarın kadını köleleştirme, hayattan koparma, metalaştırma istekleri o kadar kontrolsüz bir hâl almıştır ki, bedenimizi dahi kendi egemenlik alanları gibi görmektedirler. Kıyafetimizden anne olup olmayacağımıza, kaç çocuk doğuracağımıza ve hatta bu çocuklarımızı nasıl doğuracağımıza dair karar verebileceklerini düşünenlere hayatlarımızı, sağlığımızı, bedenimizi asla teslim etmeyeceğiz. Kadınların siyasetteki güçlü ayak seslerinden korkanlar, zor bir hastalıkla mücadele etmeye çalışan genç bir kadının, tek başına emeğiyle inşa ettiği siyasi kariyerini bir kalemde kirleterek bu başarıyı olsa olsa bir erkeğin sevgilisi olması sebebiyle elde edilmiş bir sadaka gibi göstermekten çekinmediler. Bu zihniyetinizi kendi pisliğinizde boğacağız. Kız kardeşlerimiz için siyasetin, hayatın içinde olmaya devam edeceğiz. Hem de size kabuslar gördürecek kadar büyük bir azimle var olacağız.

"Narin’e ne oldu diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz"

Ayşenur’un ve İkbal’in katili sadece Semih Çelik değildir. Bu cinayetlerin ilk sıradaki faili, kadın cinayetlerini önlememeyi politik olarak tercih eden, kadın düşmanı politikalar yürüten AKP-MHP ittifakıdır. Tıpkı daha önce katledilen kadınların katlinin failleri oldukları gibi. Sokakta tedirgin yürüyen her bir kadın için bu şehirleri, surları aydınlatacak kadar öfkeliyiz. Yaşamak istiyoruz. Rojin ve Gülistan Doku nerede, Narin’e ne oldu diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Sıla’nın katillerinin hak ettikleri cezayı almasının takipçisi olacağız. Erkek şiddetini teşvik eden iktidardan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz. Bütün faillerden hesap sormaya, bu kadın düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, birbirimizi savunmaya, dayanışmaya devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız. Kadınlar var olduklarından beri her bir hak için mücadele etmişlerdir. Kanla, mücadeleyle elde ettiğimiz haklardan birine bile dokunamayacaksınız.”

"Özgürce sokaklarda dolaşmak istiyoruz"

Eyleme katılan kadınlar da taleplerini anlattı. Yasaların uygulanması ve cezaların artırılmasının gerektiğini düşündüklerini belirten kadınlar cezaların yetersizliğinden yakındı. "Daha güvenli bir ülkede yaşamak istiyoruz" diyen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nde çıkılmış olmasını eleştirdi, özgürce sokaklarda dolaşmak ve güvenli bir şekilde yaşamak isteklerini dile getirdi...

Bugün İstanbul'da cinayet mahallindeydik. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu ve bu karanlığın içinden kadınların dayanışma ve mücadeleyle çıkacağını biliyoruz.
Erkek egemenliği kaybedecek, kadınlar eşit ve özgür yaşamı kazanacak!

Şiddeti, istismarı, cinayeti, Kadınlar… pic.twitter.com/buJqMdVdqD

— TİP'li Kadınlar (@Tipli_Kadinlar) October 8, 2024
  • 10 Ekim ailelerinden tepki: "Dayatmayı kabul etmiyoruz" 10 Ekim ailelerinden tepki: "Dayatmayı kabul etmiyoruz"
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

İlgili Makale

Fatih Öztürk
Fatih Öztürk

Quebec, Kanada’dan Kırım’a: Bir Referandum

TİP’li KadınlarEdirnekapıAKPMHPAK PartiMilliyetçi Hareket Partisi

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı