MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Tarih, bu coğrafyada geriye akan nehir gibi

Ana SayfaSi̇yasetTarih, bu coğrafyada geriye akan nehir gibi
Tarih, bu coğrafyada geriye akan nehir gibi

Taksim’in hafızası yalnızca bir mekân değildir, bir yüzleşme biçimidir.

23 Nisan, 2025, Çarşamba 02:57
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu

Gençlerin kaygısı, göçmenlerin varlığı, yoksulların isyanı; 1 Mayıs’ın merkezine yerleştirilmeden ne emekten ne özgürlükten söz edebiliriz.Ve sol, kendi kendini tekrar eden bir tiyatroya dönüşürse; halk salonu terk eder.

1 Mayıs'ta Bariyer, Doğumhanede Bistüri: Türkiye'nin Sıradan Şiddet Günlüğü

1 Mayıs yaklaşırken değil, yaklaştığı için değil, hiç uzaklaşmadığı için yazıyorum.

Çünkü hâlâ yaslı bir meydan, çünkü hâlâ yasaklı bir hafıza.

“Kötülük, sıradanlaştıkça yayılır.” – Hannah Arendt

O sabah, her sene yeni bir utanç ekleniyor Türkiye haritasına.Bu yıl da Kadıköy'de tabela dikilecek:

“Taksim alternatif değildir, Taksim iradedir.”

Ama iradesizliğin en rafine biçimi, çağrılarda değil, çağrısızlıkta gizlidir.Solu temsil ettiği iddasındaki sendikalar, kendi çitini Taksim’den uzak kurarak, yasaya, kolluğa, rejime direniş değil, rıza üretiyor.Sol sendikaların her yıl “alternatif” alanlarda topladığı kalabalıklar, alternatif bir kurtuluş üretmiyor artık. Kadıköy’e sığan hiçbir miting, Taksim’e yöneltilmiş bir cesaretin yerini dolduramaz. Çünkü baskının şekli değişirken, direnişin biçimi aynı kalamaz.

Bu topraklarda doğum bir bedensel eylem olmaktan çıktı, ideolojik bir direktife dönüştü. Sezaryen kısıtlamasıyla kadınlar yalnızca bedenlerine değil, kararlarına da yabancılaştırıldı. Gençlik, kendi ömrü üzerinde söz söyleme hakkını kaybetti. LGBTİ+ bireyler ise artık yalnızca yok sayılmıyor, yasa eliyle kriminalize ediliyor. Hepimizin üstüne sanki görünmez bir sus pus örtüsü seriliyor.

Ama biz o örtüyü tanıyoruz. Adı: itaat.

Ve biz o itaati reddediyoruz.Türkiye’de son yasalar, tek başına bir politik düzenlemeye değil, bir varoluş biçimine müdahale ediyor. Kadınlar, gençler, çocuklar, LGBTİ+ bireyler, göçmenler, işçiler... Her biri aynı oyunun farklı perdelerinde baskıya uğruyor. Yasa metinlerinde “aile”yi korumak diye başlayan her cümle, aslında yaşamın tüm çeşitliliğine karşı bir suç mahiyetinde.Ama bu bir tesadüf değil. Bu, sermaye-devlet-erkek aklının sistematik saldırısı.

Çünkü bu ülkede artık yalnızca adalet değil, annelik biçimleri bile yasayla çiziliyor.

Özel hastanede  dahi sezaryen olamayacak bir kadın, bir sabah devletin doğrudan bedenine kayyum atadığını fark ediyor.Bedenin değil; arzunun, emeğin, varoluşun yasaklandığı bir çağ bu.

Yozgat’ta bir çiftçinin“turbunan, şalgamınan devlet idare edilmez, hukuk ile adalet ile idare edilir” sözünün idrakinde olmayanlar bir şalgam kadar bile kararlı değiller emekçinin taleplerinde.Oysa hakikat, o çiftçinin sözünde saklıdır: Devletin hukukla değil, şalgamla idare edildiği yerlerde, sınıfın tek pusulası örgütlü öfkedir.

Ama örgüt nerededir?

Sol sendikalar, neden her yıl aynı yorgunlukla çağrı yapar, neden yasaklara karşı hâlâ “başka bir güzergâh” önerir?

Kendimizi kandırmayalım: Taksim bir sembol değil, mücadele biçimidir.

İşte bu yüzden 1 Mayıs sadece emek bayramı değildir artık.
1 Mayıs, aynı zamanda bir bedenin, bir yönelimin, bir arzunun, bir inancın, bir çocuğun ve bir annenin kendini savunma çığlığıdır.Ve Taksim bu çığlığın mekânıdır. Hafızadır. Direnişin kalbidir.

Bugün sadece ezilmekte değiliz, yozlaştırılmaktayız da.
Kadın hareketi, sendikal gündemin dipnotu olamaz.LGBTİ+ mücadelesi, dayanışma konuşmalarının süsü olamaz.
Gençlerin kaygısı, göçmenlerin varlığı, yoksulların isyanı; 1 Mayıs’ın merkezine yerleştirilmeden ne emekten ne özgürlükten söz edebiliriz.Ve sol, kendi kendini tekrar eden bir tiyatroya dönüşürse; halk salonu terk eder.

Şimdi çağrımız budur:

Sendikalar, emek örgütleri, dernekler, platformlar...
Bizi artık yalnızca haklarımızla değil, hayatlarımızla savunun.
Bizi artık yalnızca meydanlarda değil, yaşamın her alanında örgütleyin.
Ve bilhassa kadınlar, LGBTİ+ bireyler, çocuklar için yeni sözler kurun; yeni yollar açın.
Çünkü sadece işyerinde değil, evde, sokakta, okulda, hastanede de sömürülüyoruz.

Taksim’in hafızası yalnızca bir mekân değildir, bir yüzleşme biçimidir. Orada ölenler sadece işçiler değil, rejimin unutturmak istediği ortak bellektir. Ve tam da bu yüzden bugün, kadına, LGBTİ+’ya, yoksula, göçmene, gence, yaşlıya, çocuğa savaş açmış bir iktidarın tüm sus paylarını reddederek Meydan’ın çağrısına kulak verilmeli.

Ve bu yıl, gökyüzü artık bayrak gibi değil, çünkü ne göğe bakmaya yüzümüz var, ne de bayraklara inancımız kaldı.Ama hâlâ elimizde sesimiz var.Ve o ses, susmakla değil, meydanı hatırlamakla çoğalır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
1 Mayısİşçi Bayramı

Yorum Yazın

Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Oğuz Demir
Oğuz Demir Sakin sular, gergin bekleyiş: Ekonomi iki kritik virajın eşiğinde
Eser Karakaş
Eser Karakaş Sıfır ilke, sonsuz eyyamcılık… 
Yüksel Işık
Yüksel Işık Tarlakuşu Olmak
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Küçük dozlarla gelen felaket: Siyasi zehir
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Kalpler Trump, Trump diye atıyor
Emir Berke Yaşar
Emir Berke Yaşar Taner Akçam’a ve Post Kemalizm’e cevap
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Erdoğan’ın Yeni Osmanlısı
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Terörsüz Türkiye
Murat Aksoy
Murat Aksoy Erdoğan hangi Kürtlerle masaya oturacak?
İbrahim Özden Kaboğlu
İbrahim Özden Kaboğlu Suçsuz sayılma hakkı (Savaşta bile korunan sert çekirdek)
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Emirden niyete: Yazılımda soyutlama yolculuğu
Tunay Şendal
Tunay Şendal Siyasal İslam ve Post-Kemalizm’in hedefi: 1923
Ali Kılıç
Ali Kılıç İki kapının arasında kalan ülke 
Bilgehan Uçak
Bilgehan Uçak Yunan resmi (2)
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yeliz’in top atışları: Soğuk Savaş’tan kalma ucuz taktikler
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu İktidar medyası 
Bilal Sambur
Bilal Sambur Kabilecilikle barış olur mu?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Çelik Gülersoy’un sıra dışı kamusal alan deneyimi 
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Venüs'e bakmak Zühre'yi görmek
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı