MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Suriye'de yeni dönem, Avrupa'da yeni sorunlar: Mültecilerin geleceği

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇kaSuriye'de yeni dönem, Avrupa'da yeni sorunlar: Mültecilerin geleceği
Suriye'de yeni dönem, Avrupa'da yeni sorunlar: Mültecilerin geleceği
12 Aralık, 2024, Perşembe 07:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Özgür Çoban
Özgür Çoban

Esad rejiminin devrilmesi, Almanya’da Suriyelilerin geri dönüşü konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Ancak bu uygulama, yalnızca rejimin devrilmesiyle değil, Suriye’deki güvenlik, ekonomik ve toplumsal barış koşullarının sağlanmasıyla mümkün. Bunun yanında, Almanya’daki Suriyelilerin bireysel tercihleri, entegrasyon düzeyleri ve aidiyet hissi, geri dönüş kararında belirleyici olacaktır diye düşünüyorum.

Suriye'de radikal İslamcıların başkent Şam'ı ele geçirerek, Esad rejimini sonlandırması Avrupa'yı epeyce hareketlendirdi. Bu noktadan sonra Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin yöneticileri, tabiri caizse "Suriyeli mülteciler" ile yatıp, onlarla kalkıyor. Ülkeler art arda Suriyeli mültecilerin sığınma, iltica ya da aile birleşimi başvurularını askıya alırken, Avusturya Hükümeti bir adım öteye giderek, mülteciler için "geri dönüş planı" bile açıkladı.

AB üyesi ülkeler içerisinde en fazla Suriyeli mülteci Almanya'da yaşıyor. Resmi rakamlar 974 bin mültecinin ülkede koruma altında olduğunu gösteriyor. Mültecilerin gelmeye başladığı 2015 yılından bu yana 50 bin Suriyeli bebek, Almanya topraklarında dünyaya gelmiş. Şu ana kadar 160 bin mülteciye "vatandaşlık" statüsü verilmiş. Mültecilerin 250 bini halihazırda çalışırken, 500 bini geçimini devletten aldığı vatandaşlık yardımıyla sağlıyor. Durum böyle olunca erken seçime sayılı günler kala politik gündemin ilk sırasına "Suriyeli mülteciler" yerleşmiş oldu.

Alman siyaseti, mülteciler konusunda ikiye bölünmüş durumda. Başını muhafazakâr Hristiyan Birlik partilerinin çektiği (CDU/CSU), aralarında neofaşist Almanya için Alternatif'in de (AfD) bulunduğu birkaç parti, bir an önce "geri gönderme" için çalışmalara başlanmasını isterken, sosyal demokratlar (SPD), Yeşiller ve Sol Parti'den (Die Linke) oluşan sol blok ise "Acele etmeyelim. Suriye'de daha ne olacağı belli değil. İnsanları bir bilinmeze göndermeyelim" diyor. Göçmen meselesi konusunda popülist/faşist politikalara epeyce yaslanan Hristiyan Birlik partileri, bu kapsamda ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, bin Euro verilmesini ve uçak biletlerinin alınmasını önerirken, bahar aylarından bu "geri dönüş" üzerine bir de uluslararası konferans toplanmasını istiyor. Bu çerçevede, Esad rejiminin resmen sona ermesinin ardından Almanya Federal Göç Dairesi'nin Suriyelilere ait 46 bin dosyayı işlemden kaldırararak, beklemeye alması oldukça ilginçti doğrusu.  

Genel tabloya gelirsek, Alman kökeni olan vatandaşlar -ki bunlara sol seçmenin bir kısmı da dahil- mültecilerin hızlıca gönderilmesini istiyor ama... Bu "ama" ile bunun önünde çok sayıda engel olduğunu ifade etmek istiyorum. Örneğin, birkaç gün önce açıklama yapan Alman Hastaneler Federasyonu Başkanı Gerald Gass, hastanelerde aktif olarak görev alan Suriyeli doktorların ülkelerine dönmeleri durumunda telafisi mümkün olmayan personel kayıpları yaşanacağı uyarısında bulundu. Bu önemli... Alman sağlık sistemi bir süredir alarm veriyor. Özellikle büyük kentlerde insanlar doktor bulamıyor, doktor bulsa randevu bulamıyor vs... Ancak bu arada göçmen meselesi ile insanların zihinlerini hunharca talan eden, özelde İslam karşıtlığı, genelde yabancı düşmanlığından beslenen faşist parti AfD giderek güçleniyor. Güncel anketler, partinin erken seçimden yüzde 18 ile yüzde 20 arasında değişen bir oy oranıyla ikinci çıkacağını gösteriyor. Bu kapsamda, çok sayıda Alman politikacı, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesinin, aynı zamanda faşist partinin oy oranlarında düşüşe neden olacağı görüşünü savunuyor. 

Öte yandan, vatandaşların göçmenlere bakışını değerlendiren araştırmaların sonuçları da kamuoyu ile paylaşılmaya devam ediliyor. Örneğin, bu araştırmalardan biri "okullarda artan şiddet olayları"yla ilgiliydi. Araştırmaya katılan öğrenci ailelerinin yüzde 63'ünün, okullarda şiddet olaylarındaki artışı, "göçmen öğrencilerin gelişi" ile ilişkilendirdiği görüldü. Araştırmada en ilginç veri ise sosyal demokrat partiye oy verdiğini belirten aileler ile ilgiliydi. Bu ebeveynlerin yüzde 70'i, "okullarda şiddetin göçmen öğrencilerden kaynaklandığını" öne sürdü.

Almanya, diğer ülkeler göre daha hümanist bir göçmen politikasına sahip olduğundan yakın zamanda bir hareketlenme beklemek doğru olmaz ama Avusturya başta olmak üzere İtalya, İsveç, Norveç, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerden içi mültecilerle dolu çok sayıda uçağın Suriye'ye doğru havalandığını görebiliriz yakın zamanda.

SURİYELİLER GERİ DÖNER Mİ?

İslamcıların Şam'a girmesini Almanya kentlerinin caddelerinde baklava dağıtarak, çılgınca kutlayan Suriyelilerin, havanın bu kadar hızlı bir şekilde "Suriye'ye gönderilme" noktasına doğru evrilmesinden dolayı şaşkın olduklarını düşünüyorum. Almanlar, "Biz, Suriyelileri Esad rejiminden koruyorduk. Artık Esad yok ve zaferini caddelerde kutladıkları İslamcılar geldi. Suriyelilerin misafirliği bitti, dönsünler" diyor. Almanya, diğer ülkeler göre daha hümanist bir göçmen politikasına sahip olduğundan yakın zamanda bir hareketlenme beklemek doğru olmaz ama Avusturya başta olmak üzere İtalya, İsveç, Norveç, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerden içi mültecilerle dolu çok sayıda uçağın Suriye'ye doğru havalandığını görebiliriz yakın zamanda.

Bununla birlikte, bu "geri dönüş" meselesinde unutulmaması gereken bazı noktalar var.

Örneğin, çalışma yaşamına ve sosyal yaşama ilişkin resmi veriler, Almanya’da yaşayan Suriyelilerin, entegrasyon süreçlerinde farklı düzeylerde başarı elde ettiğini ve bazılarının eğitim ve iş piyasasına başarılı bir şekilde katıldıklarını gösteriyor. Esad rejiminin devrilmesi, ilk planda, birçok Suriyeli için geri dönüş ümidini artırmış olabilir ancak bu karar, salt siyasi değişikliklere değil aynı zamanda güvenlik, ekonomik istikrar ve toplumsal uzlaşma gibi unsurlara da kesin olarak bağlı olacaktır. Rejimin devrilmesinin ardından ülkede bir güç boşluğu oluşabilir ve bu durum yeni çatışmaları tetikleyebilir. Kesin olan şu ki Suriyelilerin geri dönüşü için güvenlik koşullarının sağlanması gerekiyor. Aksi halde, geri dönüşler gönüllü ve kalıcı olmaktan çok riskli ve geçici olabilir.

Bunların yanı sıra bir de ekonomi meselesi var. Suriye’nin ekonomisi, savaş nedeniyle neredeyse tamamen çökmüş durumda. Fabrikalar, tarım alanları ve diğer üretim merkezleri harap olurken, işsizlik oranı rekor seviyelere ulaştı. Geri dönecek Suriyelilerin ülkelerinde iş bulabilmesi veya temel yaşam koşullarını sağlayabilmesi, bu ekonomik toparlanma sürecine bağlı doğal olarak. Ayrıca, diğer önemli bir nokta da şu, savaş sırasında toplumda derinleşen mezhepsel ve etnik gerilimler, geri dönüş sürecini daha da zorlaştırabilir. Bu şartlar altında ellerine 1000'er euro tutuşturulup gönderilenlerin büyük bir kısmının bir süre sonra Almanya'ya dönmek isteyeceği açık bir şekilde görülüyor kanımca. Alman "rbb" kanalının Suriyeli mültecilerle yaptığı seri röportajlar da bunu gösteriyor. Sokaklarda İslamcıların zaferini kutlayanlar ile yapılan ayaküstü röportaja katılanların büyük bölümü, "Suriye'ye dönmek istemiyoruz. Burada düzenimizi kurduk" diyor. Bu röportajları izleyenler soruyor doğal olarak, "O zaman neyi kutluyor bunlar..." O kutlama görüntülerinin Suriyeliler için taktiksel bir hata olduğu ortada. Kutlamalar, "mülteciler ülkelerine dönmek istiyorlar" şeklinde algılandı ve artık bunu değiştirmek mümkün değil. Süreç buradan doğru yani "gönderilme" konusu üzerinden ilerliyor.

Sonuç olarak, Esad rejiminin devrilmesi, Almanya’da Suriyelilerin geri dönüşü konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Ancak bu uygulama, yukarıda da vurguladığımız üzere yalnızca rejimin devrilmesiyle değil, Suriye’deki güvenlik, ekonomik ve toplumsal barış koşullarının sağlanmasıyla mümkün. Bunun yanında, Almanya’daki Suriyelilerin bireysel tercihleri, entegrasyon düzeyleri ve aidiyet hissi, geri dönüş kararında belirleyici olacaktır diye düşünüyorum. Hele hele üzerine Almanya ya da Avrupa ekonomisinin yabancı iş gücüne yönelik sert bağımlılığını da üzerine koyarsak...  Ezcümle, bu süreç kısa vadede değil uzun vadede şekillenecek karmaşık bir dinamik ve pratikler bütünü olarak karşımıza çıkıyor. Her durumda Suriyeli mültecileri bu kış çetin zamanlar bekliyor yaşlı kıtada.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Radikal İslamcılarMülteciAvrupaSuriye

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Özgür Çoban
Özgür Çoban

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı