MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Seçimi kazanan: İdare Fırkasıdır

Ana SayfaSi̇yasetSeçimi kazanan: İdare Fırkasıdır
Seçimi kazanan: İdare Fırkasıdır

Devletin her şeye muktedir olduğu toplumlarda idare fırkası da her şeye hâkimdir. İstediği gibi at oynatır. Halkın fırkasına kimse bakmaz, tek odak noktası vardır o da her şeye muktedir olmak! İdare fırkası olarak yargı ve kolluk kuvvetlerini kendi siyasî ikballeri doğrultusunda istedikleri gibi kullanmaktadırlar.

20 Mart, 2025, Perşembe 02:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar

Atatürk, Serbest Fırka’nın toplumdaki karşıtlıkları faş ettiğinin, inkılâpların tam anlamıyla yerleşmediğinin ve ellerindeki devlet gücüne rağmen bu seçim tablosunun ortaya çıktığının farkındaydı. Bu nedenle Soyak’ın “bizim fırka kazanıyor” cevabına yönelik “Hayır efendim; hiç de öyle değil!... Hangi fırkanın kazandığını ben, sana söyleyeyim; kazanan İdare Fırkasıdır çocuk!... Yani jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam​ve valiler… Bunu bilesin” ifadelerini kullanmıştı.

1930 yılıydı.

Genç Cumhuriyet, sekizinci yaşına henüz basmıştı. O tarihe kadar ne Osmanlı döneminde, ne de cumhuriyet rejiminde halka genel oy hakkı tanınmamıştı. İki dereceli bir seçim sistemi vardı. Daha çok mürekkep yalamış veya belirli bir bölgede uzun zamandır ikamet eden nüfus oy kullanabiliyordu. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet, 1930 senesinde ilk defa iki dereceli seçim sistemini rafa kaldırdı. Kadınlar da dahil halkın tümüne genel oy hakkı verildi. Aynı yıl düzenlenen yerel seçimlerde, isteyen herkes gidip gönlünden geçen aday ya da adaylara oy verebilecekti.

Dönem, tek parti dönemiydi. Ama gene Atatürk’ün yönlendirmeleriyle bir muhalefet partisi kurulmuştu. Ne yazık ki fazla yaşayamayan muhalefet partisinin adı, liberal cumhuriyet vurgusu öne çıkarılarak, Serbest Cumhuriyet Fırkası konulmuştu. Serbest, liberalin yerine kullanılmıştı.

O dönem, hükümetin başında İsmet İnönü vardı. İnönü’nün devletçi eğilimlerine karşı liberal bir muhalefetin uygun düşeceği üzerinde durulmuştu.

Serbest Cumhuriyet Fırkası, tam da yerel seçimlere denk gelmişti. Dolayısıyla iktidardaki CHP ile yerelde yarışma imkânı bulmuştu.

O tarihlerde seçimler günümüzdeki gibi bir günde olup bitmiyordu. Geniş bir sürece yayılıyordu.

Seçimler devam ederken Atatürk, Hasan Rıza Soyak’ı çağırdı ve “Hangi fırka kazanıyor?”diye sordu.

Atatürk, bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındaydı. Toplamda beş yüzün biraz üstündeki belediyenin yirmiden fazlasını Serbest Cumhuriyet Fırkası almıştı. Üstelik inkılâp hareketlerinin bütün coşkunluğuna ve CHP’nin elindeki devlet gücüne rağmen bu oluyordu…

Atatürk’ün, Soyak’a “Hangi fırka kazanıyor?” sorusu o nedenle anlamlıdır. Çünkü Soyak, yirmiden fazla belediyenin Serbest Fırka’ya geçtiği gerçeğinin üstünü örtercesine, Atatürk’ün “Hangi fırka kazanıyor?” sorusuna “Tabiî bizim Fırka Paşam” diye yanıt vermişti. Atatürk, Serbest Fırka’nın toplumdaki karşıtlıkları faş ettiğinin, inkılâpların tam anlamıyla yerleşmediğinin ve ellerindeki devlet gücüne rağmen bu seçim tablosunun ortaya çıktığının farkındaydı. Bu nedenle Soyak’ın “bizim fırka kazanıyor” cevabına yönelik “Hayır efendim; hiç de öyle değil!... Hangi fırkanın kazandığını ben, sana söyleyeyim; kazanan İdare Fırkasıdır çocuk!... Yani jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam​ ve valiler… Bunu bilesin”  ifadelerini kullanmıştı.

Biz bugün resmî olarak tek parti idaresi altında yaşamıyoruz. Ama şu son geçirdiğimiz süreç bize gösterdi ki, halen Atatürk’ün “seçimi kazanan idare fırkasıdır” dediği noktadayız. Zira seçimleri “nahiye müdürleri” kazanmaya devam ediyor.

Devletin her şeye muktedir olduğu toplumlarda idare fırkası da her şeye hâkimdir. İstediği gibi at oynatır. Halkın fırkasına kimse bakmaz, tek odak noktası vardır o da her şeye muktedir olmak! İdare fırkası olarak yargı ve kolluk kuvvetlerini kendi siyasî ikballeri doğrultusunda istedikleri gibi kullanmaktadırlar. Gelgelelim gene kendi ifadeleriyle halen kültürel iktidarlarını tesis edebilmiş değiller.

Peki niye böyle oluyor?

Çok basit aslında. Devletin bu kadar kuvvetli, her şeye hâkim ve kadir-i mutlak olduğu toplumlarda siyasî mücadeleler de devlet gücüne sahip olmak amacıyla yapılıyor da ondan. Seçimler neticesinde basit bir iktidar değişimi olmayacağını herkes biliyor.

Dönelim 1930 seçimlerine. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın aldığı belediyeler, cumhuriyet idaresi açısından pek çok hoşnutsuzluğu meydana dökmüştü. Bir nevi cumhuriyetin, rejimin, uygulamaların ve hatta inkılâpların turnusolü olmuştu.

Atatürk, yerel seçimlerden çok önemli dersler çıkarmıştı. 1930 sonrasında inkılâpları kökleştirmek ve hoşnutsuzlukları gidermek amacıyla yeni politikalar geliştirecekti. Ama ondan önce memnuniyetsizlikleri yerinde gözlemlemek maksadıyla bir yurt gezisine çıkmıştı.

Serbest Fırka’nın ipi göğüslediği yerlere özellikle uğramıştı. En nihayetinde Serbest Fırka’nın kazandığı Samsun’a da gitti. Çünkü Samsun, 1930 seçimlerinin sembol kentiydi. Nasıl ki 2019’daki yerel seçimlerin sembolü İstanbul ve Ankara’ysa 1930’daki yerel seçimlerin sembol kenti de Samsun’du. Hatta Şevket Süreyya Aydemir, Atatürk’ün Samsun’a yeni zaptedilmiş düşman şehrine girer gibi girdiğini dahi yazmıştır.

Atatürk, o günün koşullarında yerinde incelemeleriyle demokrat bir tavır koymuştu. Elindeki devlet gücüne rağmen demokrasi krizlerine mahal vermedi. Aksine dersler çıkardı, ona göre politikalar geliştirdi.

Gelelim günümüze. Devletin her şeye muktedir olduğu toplumlarda idare fırkası da her şeye hâkimdir. İstediği gibi at oynatır. Halkın fırkasına kimse bakmaz, tek odak noktası vardır o da her şeye muktedir olmak!

Çünkü özne idare fırkasına sahip olmak ya da idare fırkası olarak kalmaktır. Şimdi, bugünün muktedirleri idare fırkasıdır. İdare fırkası olarak yargı ve kolluk kuvvetlerini kendi siyasî ikballeri doğrultusunda istedikleri gibi kullanmaktadırlar.

Gelgelelim gene kendi ifadeleriyle halen kültürel iktidarlarını tesis edebilmiş değiller. Bilim, kültür, edebiyat, sanat gibi pek çok alanda yoklar. En azından Türkiye ölçeğinde bir şeylere çabalasalar da dünya standartlarında ürün ortaya koyamıyorlar. Bunun en temel nedeni rasyonel bir felsefeye yaslanmak yerine modernliğin getirdiği ne varsa topyekûn rövanşizmle bezeli anakronik bir tarih anlatısından beslenmeleridir. Dolayısıyla siyaseten kendilerine yakıt ikmali yapacak bir düşünsel tözleri yoktur. Türkiye’nin belki de en büyük şansı budur. İdare fırkası, hâlihazırda kültürel iktidarını tesis edememiş olmasıdır.

Kanımca baskıların giderek artmasının sebebi de kültürel iktidar meselesinde düğümleniyor. Kültürel bakımdan bir şeyler üretip siyasete tahvil edemedikçe sertleşme yoluna gidiyorlar.

Toparlamak gerekirse demokrasilerin iki önemli ayağı vardır. Bunun birisi şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesidir. Diğeri güçlerin nasıl ve ne şekilde dağıldığıdır. Türkiye, an itibariyle mühim bir yol ayrımına gelmiştir. Ya artık kangrene dönüşen idare fırkası zihniyetini devam ettirecektir, ya da halkın fırkasını seçecektir. Takdir Türk milletinindir!

  • Yakıtı biten iktidar Yakıtı biten iktidar
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Serbest Cumhuriyet FırkasıSerbest Fırkaİdare FırkasıHasan Rıza SoyakŞevket Süreyya Aydemir

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı