MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Psikanalitik teori ışığında Shakespeare'in Hamlet oyununda baba imgesi

Ana SayfaKültür SanatPsikanalitik teori ışığında Shakespeare'in Hamlet oyununda baba imgesi
Psikanalitik teori ışığında Shakespeare'in Hamlet oyununda baba imgesi

William Shakespeare'in 1601 senesinde kaleme aldığı eseri Hamlet, yüzyıllardır çeşitli yönleriyle incelenmekte ve yorumlanmaktadır. Hamlet deyince akıllara ilk olarak, Prens Hamlet'in babasının öldürülmesinin ardından içine girdiği intikam serüveni geliyor.

14 Nisan, 2025, Pazartesi 06:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Metinde, Hamlet ve babasının konuşmalarını babanın hayaleti üzerinden görebiliriz. Ancak, Laertes ile Polonius arasında bundan farklı olarak, ete kemiğe bürünmüş konuşmalar söz konusudur. ... Ancak ortak olan nokta şudur ki, Laertes de tıpkı Prens Hamlet'in trajedisi gibi kendisi tarafından katledilen kötü babanın, kötü insanlar tarafından katledilen iyi baba ile yer değiştirmesinden kaynaklanan belirsizlik durumunu yaşar. Bu da baba karşısında erkek çocuğun tavrının muğlaklığı üzerine kurulmuştur.

William Shakespeare'in 1601 senesinde kaleme aldığı eseri Hamlet, yüzyıllardır çeşitli yönleriyle incelenmekte ve yorumlanmaktadır. Hamlet deyince akıllara ilk olarak, Prens Hamlet'in babasının öldürülmesinin ardından içine girdiği intikam serüveni geliyor. Peki Hamlet’in, babasının katilini cezalandırmak istemesinin asıl nedeni sadece babasına duyduğu sadakat ve bağlılık mıdır? Baba-oğul ilişkisi ekseninde, Hamlet ve babasının ilişkisini irdelediğimizde Laertes ve babası Polonius'un ilişkisinin ayrılan ve benzeyen yönleri nelerdir? 

Prens Hamlet, amcası Claudius tarafından öldürülen babasının intikamını almaya çalışırken kendisini ve etrafındaki insanları felakete sürükler. Bu felakete sürüklediği kişilerden birisi de yanlışlıkla öldürdüğü ve karşılığında vicdan azabı duymadığı, sevdiği kadın Ophelia'nın babası başmabeynci Polonius'tur. Polonius'un oğlu Laertes de tıpkı Hamlet'in yaptığı gibi babasının intikamını almaya çalışır. Bu baba intikamı duygusu, iki oğulun da ölümüyle sonuçlanır. 

Bu makalede de psikanalitik teori ışığında Hamlet oyunundaki baba imgesini, Hamlet ve babası ile Laertes ve babası Polonius ekseninde inceleyeceğiz.

Prens Hamlet’in babasıyla olan ilişkisinebakarsak, karşımıza ilk olarak amcası Claudius tarafından öldürülen babasının intikamını almaya çalışan Hamlet karakteri çıkacaktır. Bu intikama babasının hayaletinin katilini söylemesiyle ikna olan Hamlet, aynı zamanda annesine de babasına ihanet ettiği düşüncesi ile öfke duymaktadır fakat hayaletin, "Anana el kaldırıp kirletme elini” sözü üzerine annesine dokunmaz. Gördüğümüz gibi Prens Hamlet, babasına olan bağlılığına ve sözüne oyun boyunca da ihanet etmez.  

Freud, dünya edebiyatında başyapıt olmayı hak etmiş Hamlet eserinde baba katli temasının odağa alınmasının tesadüfi olamayacağını söyler. Aynı zamanda,Rüyaların Yorumu’nda da Shakespeare’in Hamlet adlı oyununu babasının ölümünden hemen sonra yazmasının rastlantısal olmadığını vurgular. Metni bu bağlamda ele aldığımızda Hamlet oyununu, prensin babasının öcünü alma görevini yerine getirmekte tereddüt etmesi temelinde değerlendirebiliriz. Freud, Hamlet’in babasını öldüren ve annesiyle birlikte olan adamı öldürmekte neden tereddüt ettiğinin oyunda açıklanmadığına dikkat çeker. Oedipus kompleksini fazlasıyla açığa vuran bu büyük eserde, belirli düzeylerde “bastırma” söz konusudur. Psikanalitik yaklaşımla, Hamlet'in babasının öcünü alamamasının nedeni, karşısındaki adamın kendi çocukluğunun bastırılmış arzularının temsili olmasıdır. Hamlet’in amcasına duyduğu nefretin yerini, kendi kendini suçlama ve aşağılama alır. Hamlet, cezalandırması gereken katilden daha iyi biri olmadığını düşünür. Hamlet’in şu sözleri de içinde bulunduğu durumu anlatır, “Neden? Ne var korkacak? Hayatım bir toplu iğne bile etmez gözümde.”

Laertes ile Polonius'un ilişkisinde karşılaştığımız baba oğul ilişkisi farklıdır. Polonius, tehlikeli bir adam olduğunu bilmesine rağmen Kral'a yıllarını vermiş, oğlunun iyi yetişmesi için elinden geleni yapmış bir babadır. Fakat, Polonius'un babalığının önünde başka bir kimliği vardır. Bu da babalık görevinden önce geldiği görülen başmabeyncilik vazifesidir. Burada Kral Claudius'un gölgesinde yaşayan Polonius'un, kendini ölümsüzleştirmesinin tek yolunun oğlu Laertes olduğu görülür. Narsistik ebeveyn profiline örnek gösterilebilecek olan Polonius, oğlunun iyi bir mevkide olmasını ister ve bunun için ona daima öğütler verir, “Şu öğütlerimi de yaz kafana: Düşüncelerinizin ağzı dili olmayacak; Aşırı hiçbir düşüncenin ardına düşmek yok; Teklifsiz ol, bayağı olma; Dostların arasında denenmemiş olanları/ Çelik halkalarla bağla yüreğine.”

Laertes, kardeşi Ophelia gibi, direnmesine karşın sürüklenen bir insandır. Onda Hamlet'in zekası ve planlı eylemi yoktur. O ailenin büyük oğlu, kız kardeşinin ağabeyi, babasının nasihatlerine kulak veren ve onları düşünmeden kabul eden bir gençtir. Düzeni beğenmese bile pek ses çıkartmayan, büyüklerin önünde silik, kız kardeşi ve Hamlet üzerinde basmakalıp düşünceleri olan bir gençtir. Laertes'in önemi başkaldıran gençliğin başka bir yüzünü yansıtmasıyla ortaya çıkar. O, bu çürümüş düzenin değişmesini, farkında olmadan, yavaşlatıcı öğelerden biridir. Ancak yeni bir düzen içinde yararlı olabilecek nitelikleri olan bir dürüstlüğünü de yadsımamak gerekir. Laertes, etki altında kalan bir genç olduğu için, her kötülüğü de yapabilecek biridir. Nitekim, Claudius'a uyarak ucuna zehir sürülmüş kılıcı alır ama Hamlet'in oyunu karşısında bu zehirli kılıçla bir türlü onu yaralayamaz. Hakemler, Hamlet'i üstün ilan edip onları ayırdıktan sonra, Laertes kılıcını bırakmış olan Hamlet'i yaralar. Bu da Laertes'in yanlış yola sevk edilince, her yanlışı yapabilecek özelliğini gösteriyor; Laertes'in insan yanı zayıftır. Özdemir Nutku’ya göre, Laertes’in ülkesini bırakıp Fransa'ya kaçması da bir bencillik göstergesidir. Laertes, babasının sözünden çıkmayan bir oğuldur. Bilge bir devlet adamı olarak gördüğü babasının Kral'la olan ilişkisinden etkilendiği görülen Laertes, Kral'ın da sözünden çıkmaz. Her ne kadar babasının ölümümün ardından; "Ah seni alçak kral seni? Babamı ver, babamı” sözleriyle Claudius'u suçlasa da hemen ardından Claudis'un kışkırtmalarıyla Hamlet'ten intikam alma yoluna gider. 

Freudian psikanalizde, oğlan çocuğun babayla ilişkisi, Karl Abraham'ın kullandığı "ikirciklilik" terimiyle kodlanır. Buna göre, oğlan çocuğu bir yandan kendisine rakip saydığı babasını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kin ve nefret besler, diğer yandan da ruhunda her zaman ona karşı belli bir sevgiye yer verir, iki tutumun bir araya gelmesiyle baba özdeşleşmesi gerçekleşir.

Polonius'un ölümü üzerinden, Laertes'in gözünü bürümüş intikam hırsının bir nedeni de geride kalan kız kardeşi Ophelia'ya babalık etme vazifesinin kendisine geçtiğini düşünmesidir. İşte tam da burada Adler'in en büyük çocuğun tacını yitirmiş bir kral olduğu savıyla karşılaşırız. Laertes, babasının ölümünün ardından kendini bireysel olarak var edebilmek için kız kardeşi Ophelia'ya babalık vazifesini üstlenmiştir. Öyle ki Laertes babasının ölmediği yerlerde bile babası yokken tıpkı onun gibi kız kardeşine öğütler verir:

Evet, koru bu tehlikeden kendini, canım kardeşim;

Ölçülü kal sevginde, kaptırma kendini 

Arzunun belalı akışına.

Durumları eş olan Laertes, Hamlet'in tam karşıtıdır. Hamlet, ince eleyip sık dokuyan bir düşünce adamıyken, Laertes direkt saldırıya geçen bir eylem adamıdır. Bu yüzden Laertes, onu kullanıp üvey oğlunun yerine geçmeye çalışan Claudius'un elinde bir alet olur, iş işten geçtikten sonra pişmanlık duysa da kendi kurduğu tuzağa düşüp ölür. 

Freudian psikanalizde, oğlan çocuğun babayla ilişkisi, Karl Abraham'ın kullandığı "ikirciklilik" terimiyle kodlanır. Buna göre, oğlan çocuğu bir yandan kendisine rakip saydığı babasını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kin ve nefret besler, diğer yandan da ruhunda her zaman ona karşı belli bir sevgiye yer verir, iki tutumun bir araya gelmesiyle baba özdeşleşmesi gerçekleşir. Hayranlık duyulan babaya öykünme arzusunu, onu rakip güç olarak ortadan kaldırma ve yerini alma düşüncesi takip eder. Ancak bu gelişim süreci, oğlanın babası tarafından iğdiş edilerek cezalandırılacağı korkusuyla kesintiye uğrar ve oğlan çocuk babasını ortadan kaldırıp annesini ele geçirme düşüncesinden vazgeçer. Babasına duyduğu kin, nefret ve anne sevgisini bilinçdışına iter. Bu, Freud’a göre, suçluluk duygusunun temelini oluşturur ve oedipus karmaşasını besleyen doğal bir akıbet olur. Oğlan çocuk, ruhunda kalıcı bir yer edinen baba özdeşleşmesini gizleyerek kendi beni içine aktarır ve bu benle karşıtlık içinde, ondan bağımsız bir parça olarak varlığını sürdürür. Freud, ben kapsamına alınan bu özdeşleşmeye, anne ve baba etkisinin mirasçısı anlamına gelen “üst ben” adını vermekte ve bunu önemli işlevlerin kaynağı saymaktadır. Ben ile üst-ben bir araya gelerek baba rolünü oğlanın ruhunda oynayıp dururlar. Genellikle oğul ile baba arasındaki ilişki, ben ile üst-ben arasındaki ilişkiye dönüşür. 

Kimi çocuklar, arzu doyumundaki en küçük bir gecikme ya da kısıtlanmaya öfke, kızgınlık, huzursuzluk ve sabırsızla karşılık verir. Anna Freud, maruz kaldığı hoşnutsuzlukları dizginlemek zorunda kalan bir çocuğun beninin, doğal olarak yadsıma ve yansıtma gibi savunma düzeneklerine ya da öfke, gazap ve diğer duygu patlamaları gibi ilkel boşaltım yollarına başvurduğunu gözlemlemiştir.

Freud’a göre erkek çocuk insan özne olmak için babayı öldürmek zorundadır. Freud bu durumu Oedipus kompleksine dayandırarak anlatır. Bu kavramlar ışığında Hamlet'in bir insan özne olarak sunulması da Freud'a göre ancak onun babasının hayaletiyle karşılaşmasıyla mümkün olur. Bu demektir ki Hamlet tek başına bir özne değildir; ancak ölmüş bir babanın hayaletiyle var olabilmiş bir oyun karakteridir. 

Laertes'in durumunun, Hamlet'le farklılık gösterdiği yerler vardır. Yukarıda da değindiğimiz gibi Polonius, Kral Claudius'un gölgesinde, Laertes ise Polonius'un nasihatleri gölgesinde yaşar. Hiyerarşik olarak yukarıda olan Kral, babanın gücünü temsil eder. Laertes için babanın üstünde bir baba daha vardır. Bu şu anlama gelir ki, birey olarak var olmaya çalışan Laertes'in önünde iki engel vardır. Örneğin, Laertes Fransa'ya dönmek için babasının, babası da Kral'ın iznini almak zorundadır. Oyunda Polonius şu sözlerle kralın iznini ister, “Benden izin aldı , kralım, yalvara yakara. Dileğine ben de katılıyorum, ister istemez. Uygun görürseniz, gitsin, efendimiz.”Hamlet ise, sadece öldürülen babasının yerine geçmeye çalışan katilin babası olmasını reddeder. Ancak ortak olan nokta şudur ki, farkında olmasalar da ikisinin hayatı için de boşalan baba figürü yerine Kral Claudius gelecektir. Burada Shakespeare anlatısından Freudcu bir analize gitmek mümkündür.

Freud’un oedipal süreç kavramıyla anlattığı bastırma, bilinçdışının oluşumu ve haz prensibi yerini gerçeklik ilkesinin alması süreci görüldüğü üzere babanın varlığıyla yakından ilintilidir. Bu noktada Hamlet’in babasıyla karşılaştığı ana dönersek aslında gelen hayalet bastırılmış, yok ettiğini sandığı babanın geri dönüşüdür.

Babayı yok etme fiziki olmak zorunda değildir. Birinci noktada bu yok etme temsilidir. Burada temsili olan babayı aşma, babadan daha iyi olma, anneyi cezbetme ve hatta cinsel arzu objesinin anne olmaktan çıkıp annenin yerine konulabilecek kendi jenerasyonundan bir başka kadına yönelmesidir. Hamlet ve Laertes bunu birebir yaşarlar. Her ne kadar Hamlet- Gertrude ilişkisi gibi Laertes'in annesiyle olan ilişkisini göremesek de ikisi için de babayı aşma durumu söz konusudur. Laertes ve Hamlet, ancak o durumda birey olarak varlığını sürdürebilecek olan iki oyun kişisidir. 

İkinci nokta ise oedipal süreçte aslında bu sertlikte çatışma yaşandığı doğru olmakla birlikte, burada bir ikirciklilik söz konusudur. Şöyle ki, bir yandan babayı yok etmeye çalışan oğlan çocuk bunun fiziki olarak mümkün olmadığının farkına varır ve yalnızca babaya itaatle kalmaz aynı zamanda annenin babaya olan tutkusunu da kaydederek baba gibi bir özne olma arzusu içine girer. Bu da babayı idealize etme yöneliminin babayı yok etme yönelimi ile aynı anda ortaya çıkmasıyla ikirciklilik vaziyetini ortaya çıkarır. Babasının ölümünün ardından Hamlet'in yaşadığı da budur. Her ne kadar Hamlet'in birey olmak için babasını temsili olarak öldürmesinden söz etsek de Hamlet'in Hayalet'in sözünden çıkmaması durumunu göz önüne alırsak, babasına olan itaati de görebiliriz. Hamlet'in babasının yerine geçme isteği de babası gibi olma, babasına benzeme mücadelesiyle birebir ilintilidir. Buna engel olan amcası Claudius, var olabilmek için babanın varlığından kurtulmuş olan Hamlet'in birey olma savaşımının önüne bir engel daha getirmekle kalmamış, aynı zamanda baba gibi bir özne olma savaşımını da engellemiştir. Laertes için, Hamlet'in yaşadığı sertlikte, idealize edilen bir baba göremeyiz. Bunun sebebi de, Laertes'in annesiyle olan ilişkisine dair bilgi sahibi olmamamız olabilir. Laertes, yalnızca bir erkek çocuk değil aynı zamanda bir ağabeydir. Onun yaşadığı Hamlet'inkinden farklı olarak sorumluluk duygusu ve bireysel var oluşunu tamamlayabilmektir.  

Freud’un oedipal süreç kavramıyla anlattığı bastırma, bilinçdışının oluşumu ve haz prensibi yerini gerçeklik ilkesinin alması süreci görüldüğü üzere babanın varlığıyla yakından ilintilidir. Bu noktada Hamlet’in babasıyla karşılaştığı ana dönersek aslında gelen hayalet bastırılmış, yok ettiğini sandığı babanın geri dönüşüdür. Freud’a göre bu tipik bir nevroz halidir. Fakat meselenin halüsinasyon biçiminde ortaya çıkışı nevrozdan çok psikoz durumuna işaret eder. Nitekim Hamlet’in kendi yaşadığı çevre tarafından algılanışı deliliktir. Freud, Hamlet’i dikkatle incelemiş olsaydı muhtemelen şu teşhisi koyardı: Aslında geri dönen hayalet kötü insanlar tarafından öldürülmüş babanın değil,Hamlet’in kendi var oluşu için öldürmek zorunda kaldığı babasının hayaletidir. Yani Hamlet bir anlamda kendi elleriyle gerçekleştirdiği baba katli suçu nedeniyle bütün oyun boyunca günah çıkarmaktadır. İşte burada ikirciklilik ve yüceltme mekanizmaları ile karşı karşıyayız. Yukarıda bahsettiğimiz gibi çocuk babaya yalnızca kin, nefret güdüleriyle yaklaşmaz; aynı zamanda onu idealize de eder. İşte Hamlet’in bütün trajedisi, kendisi tarafından katledilen kötü babanın, kötü insanlar tarafından katledilen iyi baba ile yer değiştirmesi şeklinde bir belirsizlik durumuna dayanır.

Hayaleti yok etmenin ve savuşturmanın tek yolu da onunla savaşmak değil onu acı çeken bir ruh haline getirmiş olan kötülerle yani Claudius ile mücadele ederek onun intikamını almaktır. Bu mücadele içinde, anneyi Claudius’tan kurtarma çabası da önemli bir yer tutar. Babayla erkek çocuğun anneye yönelik arzu üzerinden yaşanan çatışma, Hamlet’te ölmüş iyi babanın intikamını hayatta kalmış suçlu kötü babadan alma mücadelesi olarak açığa çıkar. Babanın ikircikliliği Hamlet’in de bölünmüş, parçalanmış bir ego olarak varoluşunun nedenidir. Hamlet aslında, egosunu oluşturma çabası yanında, özne ve birey olmaya çalışan oğlan çocuğunun evrensel trajedisidir. 

Metinde, Hamlet ve babasının konuşmalarını babanın hayaleti üzerinden görebiliriz. Ancak, Laertes ile Polonius arasında bundan farklı olarak, ete kemiğe bürünmüş konuşmalar söz konusudur. Bu konuşmalar ışığında, Laertes ve Polonius arasında, Hamlet ve babası arasındaki ilişki hali görülmez. Ancak ortak olan nokta şudur ki, Laertes de tıpkı Prens Hamlet'in trajedisi gibi kendisi tarafından katledilen kötü babanın, kötü insanlar tarafından katledilen iyi baba ile yer değiştirmesinden kaynaklanan belirsizlik durumunu yaşar. Bu da baba karşısında erkek çocuğun tavrının muğlaklığı üzerine kurulmuştur.

Danimarka Kraliyet ailesinin başından geçtiği farz edilen bu kurmaca hikaye, yazıldığı günden beri kuşaktan kuşağa aktarılmış, konuşulmuş tekrar ve tekrar sahnelenmiş ve hala üzerinde konuşulmaktadır. Çünkü Hamlet ve Laertes'in hikayesi, babayı hem öldürme hem de yüceltme ikircikliği içinde kendini oluşturmaya çalışan oğlan çocuğunun hikayesidir. Bu yüzden geçerliliğini korumaktadır ve Shakespeare, bilinçdışımıza ulaşıp orada bastırılmış arzularımıza dokunduğu için büyük yazardır.

KAYNAKÇA

  • ADLER, Alfred, Çocuklukta Yaşamsal Sorunlar, Alter Yayınları, Ankara, 2011.
  • BUDAK, Selçuk, Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2003.
  • FREUD, Anna, Çocuklukta Normallik ve Patoloji, Metis Yayıncılık, İstanbul, 2000.
  • FREUD, Sigmund, Rüyalar Yorumu, Alter Yayınları, İstanbul, 2011.
  • FREUD, Sigmund, Sanat ve Sanatçılar Üzerine, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2014.
  • JONES, Ernest, Hamlet and Oedipus, Reprint by Doubleday & Company, Inc., 1954.
  • NUTKU, Özdemir, Türk Dili Aylık Dil Dergisi - Dosya: Çağdaş Hamlet, Türk Dil Kurumu  Yayınları,Ankara,  1978.
  • SHAKESPEARE, William, Hamlet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2014.
  • URGAN, Mina, Shakespeare ve Hamlet, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2014.

  • Sanat eserlerinde kadın imgesi Sanat eserlerinde kadın imgesi
  • Sanat eserlerinde kadın imgesi – II Sanat eserlerinde kadın imgesi – II
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
William ShakespeareHamletBaba İntikamıFreud

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı