MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Kredi Kartı Meselesi: Türk halkı bidon kafalı değildir

Ana SayfaEkonomi̇Kredi Kartı Meselesi: Türk halkı bidon kafalı değildir
Kredi Kartı Meselesi: Türk halkı bidon kafalı değildir
18 Aralık, 2024, Çarşamba 08:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Daha önemli işleriniz, Dünya siyasetine yön verme çabanız vardır. Ekonomide Dünya Enflasyon ve Faiz Yarışmasında kazandığınız kupaları Kredi Kartının polipropilenden müteşekkil ince gövdesi altına saklamak istiyor olabilirsiniz. Yıllarca bunu yaptınız yine yapmaya devam edin. Ama usturuplu yapın . Kör göze parmak sokmayın.

AKP siyasi propagandası için Bidon Kafalı ifadesi çok uzun süre işlevsel bir sıfat olarak iş görmüştü.

AK Parti muhipleri; CHP’nin okumuş yazmış seçmen kitlesine karşılık AKP’nin az eğitimli seçmen tabanını savunurken muhalefeti AKP’lileri aşağılamak için bu ifadeyi kullanmakla itham ettiler.

AKP seçmeninin bir şeyden anlamayan, yoz ve cahil olduğu; bununsa “Bidon Kafalılık” olduğu şeklinde bir suçlamanın karşı tarafça yapıldığı ileri sürüldü.

AKP’yi savunanlar arasında “cehaletin ferasetine” övgü düzenler de muhalefetin “sözde” seçkinciliğini bununla eleştirdiler.

Kanuni Değil  Fatih, 1683 değil 1453, Viyana değil İstanbul

Son zamanlarda tekrarını pek duymadığımız bu hakaret içerikli ifadenin özünde halkın yada bir kısmının bilinçsizliğinin altı çizilmektedir. AKP  bu tartışmada her zaman halk neyler neylerse güzel eyler söyleminin arkasında durdu. Son yıllarda azalmakla beraber her seçimden zaferle çıkan bir iktidar için bu durumun gayet doğal olduğunu söylemek yanlış olmayacak.

Halk’ın onayını en geniş biçimde alan bir parti için seçmenin  eğitim düzeyi ortalaması ne denli düşük olursa olsun en doğru kararı verdiğine şüphe yoktur.

AKP halkın oy sandığında ferasetine ne kadar inanırsa inansın konu finans meselelerine; hele ki Kredi Kartlarına geldi mi en ağır ithamların bile yanında hafif kalacağı bir tutumun benimsendiğini görürsünüz.

Ali Babacan’ın para ve maliye politikalarını ikame eder bir halde uygulamaya koyduğu Makro İhtiyatlılık Tedbirleri arasında Kredi Kartını aslanların önüne atmak her zaman başta geldi.

Kredi Kartı konusu bir kez daha gündemin en ön sırasında. Türkiye’de finans gazeteciliği deyince akla ilk gelen Dünya Gazetesinde çıkan bir haber yorum hemen her platformda paylaşıldı.

Buna göre :

“Bankalar  vatandaşa gelirlerinin 15-20 katına kadar Kredi Kartı limiti vermekteler ve bununla ilgili yıl başında bir düzenleme yapılacak ve vatandaş gelirinin en çok 2-4 katı Kredi Kartı limitine sahip olacak.”

Meşhur fıkradaki gibi Kanuni Değil  Fatih, 1683 değil 1453, Viyana değil İstanbul demek gerekiyor bu birkaç satırda ifade edilenlere.

Dünyada örneği olmayan, normal koşullarda Banka risk izleme bölümlerinin derdi olması gereken mevzuları ülkenin en önemli iktisadi konusu gibi servis etmek ülkenin yegane finans gazetesine bindirilmiş bir görev olabilir. Bunu anlıyorum. Ama Türk Bankacılık sisteminin asli faaliyet alanlarından en önemlisi hakkında yalan yanlış yorumlara sessiz kalarak kendini küçük düşürmesini anlamakta güçlük çekiyorum.

Türkiye’de Kredi Kartı limitleri 8.10.2013’ten bu yana gelirin 4 katına endekslenmiş durumda. Üst sınırdaki bu 4 katlık barem uygulanmaya başlayalı 11 yıl ve 2 aydan fazla olmuş.

Bu düzenleme hayata geçtiğinde Bankanın Bireysel  Kredi ve Kredi Kartı tahsis departmanında çalışmaktaydım. 7 Ekim gecesi evimize hiçbir şeyden habersiz gitmiştik. 8 Ekim sabahı ise Kredi Kartı veremez durumdaydık.

Aylarca gece gündüz çalışmış Bankayı düzenleme ile uyumlu Kredi Kartı tahsis eder konuma getirmeyi, vatandaşı ve çalıştığımız kurumu mağdur etmemeyi başarmıştık. Karşılığında üst yönetimden madalya almadığımız bu zorluklarla dolu çalışma; düzenlemeyi yapanların hangi ülkede yaşadıklarını bilmezden gelmeleri sebebiyle daha da zorlaşmıştı.

Ülkede herkes bordro mahkumu olsa belki işimiz kolaydı. Zaten Dünya Gazetesi de ısmarlama haberinde gelirlerin SGK’dan kontrol edileceğini yazmakta. Herkesin maaşlı olmadığı, gelirlerin doğal olarak maaştan ibaret olmadığı, gelir vergisi diye bir kavramın çöl ve kutup ayısı ilişkisi içinde olduğu bir ülkede gelirleri nasıl belirleyeceksiniz?

Asgari ücretli işçinin, kamu çalışanının, banka memurunun bordrosuna bakar karar verirsiniz. Yılda 5 bin lirayı zor beyan eden ferasetli, Anadolu irfanına haiz Türk esnafının geliri ne kadardır? Kendisini asgari ücretli gösteren  şirket sahibinin gelirini altındaki Carrera 4S’e göre belirlemek için kurmanız gereken model nedir?

Yanlış anlamayın o zamanlarda da Maliye Bakanı Sn Şimşek idi. Sadece baş mesai arkadaşı bugünlerin muhalifi Babacan idi.

Ali Babacan’ın Bankacılığı Hz. İbrahim’in Koç’u misali AKP’nin bekasına feda ettiği makro ihtiyati macerada uğradığı gelire endeksli kredi kartı limiti belirleme durağı , rekabetçi bir piyasada Banka Bireysel Kredi analitik birimlerinin en yoğun kafa yorduğu alanlardan biri oldu ve olmaya devam ediyor.

Evdeki ekmek bıçağıyla nasıl cinayet işleyebilirseniz cebinizdeki Kredi Kartı ile de hesapsız harcama yapıp batabilirsiniz. Ekmek bıçağını yasaklamak ne kadar saçma ise Kredi Kartını yasaklamak da aynı ölçüde salakçadır.  Kredi Kartını gelirine oranla fazla kullanan ve ödeyemeyen bir kişi birkaç ay içinde kendisini Bankanın hukuk departmanının karşısında bulur. Kredi kartı zaten borçlanma değil ödeme aracıdır.

Kredi Kartları ile harcamalar çok artıyor bu da enflasyona yol açıyor diye ortalama bir ekonomide beyanda bulunsanız;  sizi psikolojk gözlem için Kent Hastanesine götürür, iki de sakinleştirici iğneyi önden vururlar. Ülkenin ekonomisine yön veriyor olmanız yada en afili kurumlarının başında olmanız sizi kurtarmaz.

Türk Halkı oy verirken bidon kafalı değilse kredi kartını kullanırken de bidon kafalı değildir.

Daha önemli işleriniz, Dünya siyasetine yön verme çabanız vardır. Ekonomide Dünya Enflasyon ve Faiz Yarışmasında kazandığınız kupaları Kredi Kartının polipropilenden müteşekkil ince gövdesi altına saklamak istiyor olabilirsiniz. Yıllarca bunu yaptınız yine yapmaya devam edin. Ama usturuplu yapın . Kör göze parmak sokmayın.

Dünyada örneği olmayan, normal koşullarda Banka risk izleme bölümlerinin derdi olması gereken mevzuları ülkenin en önemli iktisadi konusu gibi servis etmek ülkenin yegane finans gazetesine bindirilmiş bir görev olabilir. Bunu anlıyorum.

 Ama Türk Bankacılık sisteminin asli faaliyet alanlarından en önemlisi hakkında yalan yanlış yorumlara sessiz kalarak kendini küçük düşürmesini anlamakta güçlük çekiyorum.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Kredi KartıFaiz

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı