MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Kent uzlaşısı operasyonu silahsızlanmaya çelme 

Ana SayfaSi̇yasetKent uzlaşısı operasyonu silahsızlanmaya çelme 
Kent uzlaşısı operasyonu silahsızlanmaya çelme 

Mart aynın başında ise, Türkiye'nin ve neredeyse bütün dünyanın en önemli gündemi, yarım yüz yıla yakın bir süredir silahlı mücadele veren PKK'nin silahları bırakma, kendini feshetme kongresinin toplanmasıydı. Kandil'in 1 Mart 2025 tarihinden itibaren ateşkes ilan etmesi sonrası, PKK kongresinin toplanmasını ve silahsızlanma kararı alınmasını kolaylaştıracak gerekli düzenlemelerin yapılması beklentisine yol açtı. Tam da bu aşamada PKK'nin silah bırakma sürecini de sabote edecek tarzda 19 Mart İBB ve Ekrem İmamoğlu operasyonu yapıldı.

28 Mart, 2025, Cuma 07:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz

Dağdakinin silah bırakması beklenirken, ana muhalefet partisini ve muhataplarının ovada siyaset yapmalarını “terör” örgütüyle işbirliği suçlamasıyla tutuklamak; PKK'nin silahları bırakma, kendini feshetme kongresinin toplanmasına çelme takmaktan veya istememekten başka bir anlama gelmez, sonuç doğurmaz.  

Türkiye siyasetinin ana gündemi Ekrem İmamoğlu operasyonu ve ülkeyi saran protesto dalgası. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin ateşlediği gösteriler, toplumun her kesimini sarsan etki yarattı. 

Bütün dikkatler CHP'nin öncülüğünde gelişen sokak direnişinin ve birleşik muhalefet hareketinin nasıl bir rota izleyeceğine odaklanmış durumda.  

Mart aynın başında ise, Türkiye'nin ve neredeyse bütün dünyanın en önemli gündemi, yarım yüz yıla yakın bir süredir silahlı mücadele veren PKK'nin silahları bırakma, kendini feshetme kongresinin toplanmasıydı.  

Kandil'in 1 Mart 2025 tarihinden itibaren ateşkes ilan etmesi sonrası, PKK kongresinin toplanmasını ve silahsızlanma kararı alınmasını kolaylaştıracak gerekli düzenlemelerin yapılması beklentisine yol açtı. 

Tam da bu aşamada PKK'nin silah bırakma sürecini de sabote edecek tarzda 19 Mart İBB ve Ekrem İmamoğlu operasyonu yapıldı.

Operasyon ve sonraki tutuklamalar, gözaltılar göstericilere karşı kullanılan güvenlik güçleri şiddetinin boyutları siyasal gündeme ve toplumsal atmosfere radikal bir biçimde daha da negatif etki yaptı. Kimse sözünü etmez oldu.

Zaten büyük bedellere, derin yasal, sosyal, kültürel toplumsal yaralara yol açan Kürt savaşının/ çatışmasının silahlı boyutunun bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kalkma ihtimali, toplumdaki iktidara karşı güvensizlik ve soruna kendi siyasal ajandasıyla yaklaşması nedeniyle hak ettiği ölçüde heyecan, umut yaratmıyor ve destek görmüyordu.  

Tabi ki bu durumda iktidarın gelişmelere hak, hukuk, adalet, eşitlik ve demokratik değerlerden uzak yaklaşımı, tutarsızlıkları ve her şeye pragmatik yaklaşmasının da önemli etkisi var. 

PKK kongresinin toplanması ve silahsızlanma kararının alınmasını kolaylaştıracak gerekli düzenlemeler yapılması beklenirken, İmamoğlu operasyonu kapsamının 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti ile CHP'nin seçim işbirliğinin olması kafaları tümden karıştırdı. İktidar ne yapmak istiyor sorularına yol açtı. Ortada ciddi boyutlarda tutarsızlık ve çelişki bir durum vardı. 

Dağdakinin silah bırakması beklenirken, ana muhalefet partisini ve muhataplarının ovada siyaset yapmalarını “terör” örgütüyle işbirliği suçlamasıyla tutuklamak; PKK'nin silahları bırakma, kendini feshetme kongresinin toplanmasına çelme takmaktan veya istememekten başka bir anlama gelmez, sonuç doğurmaz.  

Bu durum, 2013-2015 Çözüm Sürecinde sürecin ruhuyla çatışan karakol yapımları, az sayıda da olsa infazlar, İç Güvenlik Yasası çıkarılması gibi politikaları hatırlatmaktadır. 

Kürt sorununu çözmekten bahsedip, muhalefetin, sokağın, itiraz edenlerin sesini kesmek, baskı altına almak kendini aldatmak veya toplumu aldatmaktır, başka bir şey olamaz.  

2014 Aralık ayında yasallaşan İç Güvenlik Yasası'nın Mecliste görüşülmesi sırasında CHP ve HDP'li milletvekilleri günlerce oturma eylemleri yaparak engelleme çabaları, krizdeki sürecin derinleşmesine ve güvensizliğin derinleşmesine yol açtığına benzer bir süreç yaşanıyor.  

İktidarın özgürlükleri kısıtlama çabalarına karşı Kandil ve HDP anlaşılır bir nedenle, PKK kongresi toplanmadan önce iktidar demokratikleşme iradesini göstermeli, silah bırakmanın yasal, hukuksal zemini ve güvencesinin sağlanması talepleri bir tür ön koşul olarak ileri sürülmekteydi. 

Silah bırakanların demokratik toplumsal yaşama katılmalarını, kongrenin güvenli bir biçimde yapılmasını ve sürecin yasal zeminini sağlamak zorunda. Bunu yapmamak Türkiye'ye tarihin en büyük kötülüğü olacaktır.

Bugün ülke geçmişle kıyaslanamayacak birçok açıdan çok daha kötü bir noktada olmasına siyasal bir ön koşul olarak değil, silah bırakmanın anlaşılır yasal gerekleri getiriliyor. 

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Toplumsal Barış ve Demokrasi Çağrısı'nın üzerinden tam bir ay geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “biz görevimiz yaptık, çağrı yapıldı. Sıra Kandil'in gereğini yapmasında, yoksa biz gereğini yaparız”, ya da MHP lideri Devlet Bahçeli “4 Mayıs’ta Malazgirt'te PKK kongresini toplasın, silahları gömme kararı alsın” türü açıklamalar yapıyor. Bunlar ipe un sermek olarak anlaşılabilecek açıklamalardır. 

28 Şubat 2015 Dolmabahçe açıklamasında da PKK'nin kongre toplaması tartışması gibi bir dizi tartışmanın gölgesinde masa devrildi. 

İki süreç arasında iki önemli fark var. Bugün süreç esas olarak silah bırakma ve PKK'nin feshi odaklı. Çatışmanın hukuk ve siyaset zeminine çekilmesinden söz ediliyor. Yani negatif barıştan. 

Kürt sorunda barış ve çözüm sürecinden veya pozitif barıştan değil. Silah bırakma ve PKK'nin feshinin gerçekleşmesinin buna vesile olacak tarzda gerçekleşmesi için gerekli olan demokratik ve hukuksal düzenlemeler yapıldığında, Kürt Sorunun çözüm mücadelesinin demokratik siyaset alanına taşınmasından söz ediliyor. 

Bu ikisi arasındaki farkı kavramayan ve bunun yaratacağı toplumsal kolaylığı göremeyenler süreci sabote edecek tutum, yaklaşım ve politikaları dayatıyorlar. 

Farkından olanlar, bunun toplumsal faydasını kavrayanlar kol, kola yan yana demokrasi, eşitlik, adalet için birlikte mücadele ediyorlar. 

İktidar kendi küçük beka hesaplarına, Türkiye için büyük bir fırsatı ve tarihsel gelişmeyi heba ediyor. 

Silah bırakanların demokratik toplumsal yaşama katılmalarını, kongrenin güvenli bir biçimde yapılmasını ve sürecin yasal zeminini sağlamak zorunda. Bunu yapmamak Türkiye'ye tarihin en büyük kötülüğü olacaktır.

Bunlar olmadan farzımuhal PKK kongre yapsa ve silah bıraksa da bu bir çözüm değil sorunun ertelemesi ve silahlı çatışma, savaş riski ortadan kaldırma olmayacaktır. Sorunun bütün yakıcılığıyla değişik biçimlerde varlığını hissettirmeyi sürdürecektir.

  • 19 Mart yeni bir başlangıç 19 Mart yeni bir başlangıç
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Kent UzlaşısıPKKSilah BırakmaDemokratikleşme

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Yeni milliyetçilik ve Öcalan
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Irak işgaliden sonra benzer oyun
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Dış Güçler: Sert adamlar, yumuşak hafızalar
    Sinem Arslan
    Sinem Arslan Barış süreçlerinde taraflar arası mutabakatlarda “Yapıcı Muğlaklık”: Neden tercih edilir? Gerçekten yapıcı mı, yıkıcı mı?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Demir Perde’nin çöküşü, İran’ın Ateşi: 1983’ün Mirası
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı