MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

İktidarın İdeolojik Aygıtları – 3: Diyanet

Ana SayfaSi̇yasetİktidarın İdeolojik Aygıtları – 3: Diyanet
İktidarın İdeolojik Aygıtları – 3: Diyanet
31 Ekim, 2023, Salı 18:17
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Camilerin birer siyasi propaganda merkezine dönüşmesine sessiz kalan diyanet, aynı şekilde istihdam ettiği personelin bir  kısmını da toplumun kılcal damarlarına sızarak sivil kimlikleri ile iktidar propagandası yapmasına izin vermektedir.

Bundan önceki iki yazıyla eğitim ve medyanın iktidar tarafından ideolojik aygıt olarak nasıl bir işleve sahip olduklarını tartıştım.

Bugün ise üçüncü aygıt olarak da diyaneti ele alacağım.

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), özellikle 2010 sonrasında gerek kurumsal olarak gerekse başkanının kamusal alanda başta görünürlüğü (resmi kıyafetiyle açılış törenlerinde boy göstermesi) olmak üzere etki alanı (Diyanet TV, Diyanet Radyo, Diyanet Yayınevi vs.) giderek artmıştır. Buna paralel olarak bütçesi, artan bütçeye paralel olarak da personel sayısı yükselmiştir.

DİB her yıl artan bütçesi ile pek çok bakanlığı ve resmi kurumu geride bırakmaktadır.

Kurumun  2023 yılı bütçesi 35 milyar 910 milyon 653 bin TL idi. Aynı bütçe 2022 yılında 16 milyar 98 milyon 508 bin TL idi. Yani diyanetin bütçesi 2022’den 2023’e bir yılda yüzde 123 artmıştır.

Son olarak Meclis’e sunulan ek bütçede DİB da var ve onun için ayrılan ise 276 milyon 218 bin TL. Özetle Diyanet'in 2023 yılı toplam bütçesi, 36 milyar 186 milyon TL olmuştur.

İlginç olan ise bu bütçenin 33 milyar 812 milyon 121 TL’sinin personel gideri olmasıdır.

Her yıl bu kadar personel gerektirecek yeni cami açılmadığı, yeni hizmet kalemleri eklenmediği alınan personel ne iş yapmaktadır?

Ve asıl soru neden?

Neden hem DİB hem de başkanlarının kamusal görünürlüğü hem de bütçesi sürekli artmaktadır?

DİB AYNI, KİMLİK FARKLI

Kuşkusuz bunda DİB’in, siyasi iktidarın hedeflediği ve adım adım uyguladığı toplumu yukarıdan aşağıya dönüştürmeyi hedefleyen toplumsal mühendislik projesinin en önemli ideolojik aracı olmasının önemli rolü vardır.

Ancak burada medya konusunda açtığımız parantez gibi ek bir parantez açarak diyanet tartışmanın, sadece 2010-2011 sonrası iktidarın izlediği siyaset anlayışıyla bağlantılı olmadığını; sorunun bizatihi DİB’in kuruluş anlayışıyla bağlantılı olduğunu unutmamakta fayda var.

Nasıl mı?

Açalım.

DİB’in kuruluş anlayışı esas olarak; devletin tercih ettiği bir dini yorumun biricikleştirilerek topluma empoze edilmesi ve din aracılığıyla toplumun kontrol edilmesidir.

Bu haliyle DİB, Osmanlı’dan Türkiye’ye geçişte ideolojik sürekliliğin ve toplumsal meşruiyet araçlarından biri olmuş ve bir anlamda Şeyhülislamlığın yerini almıştır.

Diyanet’in son yıllardaki ideolojik rolü bu açıdan geçmiş uygulamalardan farklı değildir. İdeolojik sürekliliğin devam ettiği bu iki dönem arasındaki tek fark uygulayanların kültürel kimliği yani dini yorum farkıdır. Siyasi ve ideolojik işlev arasında bir fark yoktur.

Özetle DİB bağlamında tartışma ve sorun, sadece AKP dönemi ve 2010-2011 sonrasına özgü değildir.

Ancak bu dönemi özgün kılan, DİB’in kurumsal olarak iktidarın kültürel kimliğinin yani Sünni yorumunun iştahlı bir taşıyıcıya dönüşmesidir. İktidar, “doğru din yorumunu”, kendilerine yakın fetva makamlarından alırken, bu fetvalar DİB üzerinden sistematik hale getirip organize biçimde topluma empoze etmektedir.

DİB PERSONELİ NE YAPIYOR?

Peki bunu nasıl yapıyor?

Artan bütçesi ve artan personel sayısı ile.

Yukarıda değindik diyanetin 2023 yılı yeni bütçesi olan 36 milyar 186 milyon TL. Ve bunun 33 milyar 812 milyon 121 TL’si personel gideridir.

Ülkedeki cami sayısında yıldan yıla bu kadar büyük artış olmadığına göre diyanetin her yıl artan personelini esas işlevi nedir?

Ülkedeki cami sayısını, camilerdeki örgütlenmeleri, Diyanet TV’yi,  Diyanet Radyo’yu, Diyanet Yayınevi’ni düşündüğümüzde açıktır ki, ihtiyacının çok fazlasında personeli olduğu bir gerçektir.

Öyle görünüyor ki, son yıllarda Camilerin birer siyasi propaganda merkezine dönüşmesine sessiz kalan diyanet aynı şekilde istihdam ettiği personelin bir kısmını da toplumun kılcal damarlarına sızarak sivil kimlikleri ile iktidar propagandası yapmasına izin vermektedir.

Eğitim ve medyanın Erdoğan ve sürdürdüğü mühendislikteki etkisini bizler gündelik yaşamda hissederken, diyanetin bu işlevi büyük ölçüde farkında olmadığımız düzlemde, toplumun kılcal damarlarında işlev görüyor.

İSLAM’IN DEVLETLEŞTİRİLMESİ 

Özetle Erdoğan/devlet iktidar bloku, dinin “doğru yorumunun” devlet tekeline alınmakla kalmayıp, bunu özel alanda topluma empoze etmektedir. Bu aynı zamanda İslam’ın devletleştirilmesidir.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da temsilini bulan, resmî olarak DİB, gayriresmî olarak bir ilahiyat hocasının yorumlarında vücut bulan “Sünni dini yorum” devlet için tek dini yorum kabul edilerek, makbul vatandaşlığın nosyonuna dönüştürülüyor.

Bu devletin ve toplumun sadece siyasal değil kültürel kimlik olarak da muhafazakârlaşmasıdır ki, Erdoğan/devlet iktidarının toplum mühendisliğinin esas hedefi de budur.

Bu açıdan DİB’in, başında kim olursa olsun dini değil siyaseti temsil etmektedir. DİB bu haliyle siyasi iktidarın organik yapılarından ve en güçlü ideolojik aygıtlarından birisidir.

Ve eğitim gibi medya gibi diyanet de Erdoğan/devlet iktidar blokunun toplumsal mühendislik projesinin en güçlü aygıtı olarak toplumun kılcal damarlarında İslam ve din üst söylemi altında iktidar propagandası yaparak işlevini sürdürmektedir.

DİYANETİ NE YAPMALI?

Sonuç olarak bugün Erdoğan’ın diyaneti toplumsal dönüşüm hedefinin aracı olarak kullanmasından haklı olarak rahatsızız. Ama bu rahatsızlık temelde bu dönemdeki pratikleriyle ilgili olmalıdır.

İtiraf edelim ki bizler, diyanet ve uygulamalarından son yıllara kadar olan siyasal işlevinin, bizim gündelik hayatımızı pek rahatsız etmediği için farkında değildik ya da devleti yönetenlerle kültürel kimliğimiz aynı olduğu için rahatsızlık hissetmiyorduk. Ama şimdi hissediyoruz ve rahatsızız. 

Bu açıdan Diyanet sadece son yılların sorunu değildi. Misyonu kuruluşundan beri aynıdır. Diyanet, bizim rahatsız olmadığımız zamanlarda başkalarının rahatsız ediyordu ve biz farkında değildik. Şimdi rahatsızız çünkü, Erdoğan/devlet, kendi dini yorumunu ve kültürel kimliğini aynı diyanet üzerinden tüm topluma empoze ediyor. Ve bu kez hedef, bizim yaşam tarzımız, bizim değerlerimiz ve özel alanımız.

Eğer buna itiraz edeceksek bunun yolu bizatihi siyasetten geçmektedir.

 

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı