MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Halk enflasyon istiyor Prof. Dr. vatandaş istikrarı bulamıyor

ANA SAYFAEKONOMİHalk enflasyon istiyor Prof. Dr. vatandaş istikrarı bulamıyor
Halk enflasyon istiyor Prof. Dr. vatandaş istikrarı bulamıyor
06 Aralık, 2024, Cuma 07:37
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan
yazı içi reklam

Enflasyon tabii ki toplumsaldır ama bunu bir toplumun istekleri değil beklentileri şekillendirir. Beklentileri ise toplum değil ekonomi yönetimi belirler.

Bu denli basit bir iktisadi gerçeği bile siyasi iktidarı korumak için gizleyip toplumu suçlayan akademisyenlere sahip olmak dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip olmaktan bile daha vahimdir

2002 yılında Krediler Müdür Yardımcılığı görevine atanmıştım. İlk çalıştığım projelerden biri de 5 yıl vadeli bir kredi idi.  Kredi için hazırladığım projeksiyonda 2007 için dolar kurunu o zamanın parasıyla 5.000.000 olarak hesaba katmıştım. Kur benim çalışma yaptığım sırada 1.350.000 idi.

Sağlam CV’li bir profesörün Türkiye’de 2004-2011 haricinde enflasyon hiç düşmedi çünkü halk bunu istemedi şeklindeki beyanını gördüğümde aklıma 22 sene önceki bu projeksiyon geldi.

2002’de enflasyon ve buna paralel döviz kuru beklentileri Derviş Programının çalışması sonrasında kırılmıştı.  

Müşteriye krediyi verdik mi hatırlamasam da projeksiyonun en azından negatif yönünün tutmadığını hiç unutmadım.

2002’den 2015’ kadar Genel Müdürlükte ve son 6 yılı bireysel kredilerle geçen Bankacılık kariyerimin bu dönemi Türkiye’de önce kurların, sonra enflasyonun en sonunda da faizlerin gerilediği makro ekonomik verilerin istikrarlı olduğu bir dönem olarak kayda geçti.

Faiz sebep değil sonuçtu.

1970’lerin sonunda aklı yavaştan başına gelen bir vatan evladı olarak 90ların başında 1991’de çalışma hayatına başlamıştım. 1991’den 2000’lerin başına kadar da Türkiye’de bankalar, krediler vardı. (Buzdolabı, çamaşır makinesi de vardı.) Ancak kredi mevduat rasyosu yerlerde sürünüyordu. Türkiye’de 2000’li yılların istikrarı kredi/mevduat rasyosunu düzeltti. Dünya ile uyumlu hale soktu. Türkiye’de ekonomiyi kim bozdu sorusunun cevabını vermekten önce ekonomi nasıl bozuldu sorusuna cevap vermek gerekir. Makro ihtiyati önlem adı altında para ve maliye politikalarını yok saymak bu nasılı açıklar.

Neyse bu meseleyi çok yazdım.

Konumuz öncelikli olarak Türkiye’de halk istikrarı da enflasyonun düşmesini de istemiyor konulu tez.

Halk enflasyonun düşmesini istemiyor Vatandaş enflasyondan muzdarip oluyor 

İbrahim Bey’i ilk kez bu twitinden tanımadım. Genel olarak iktidar yanlısı söylemlerinden tanıma şansım olmuştu daha önce de. Ancak enflasyonu topluma fatura eden savlarını okuyunca zamanında atılmış bir gazete başlığı geldi aklıma: “Halk plajlara akın etti Vatandaş denize giremiyor”. İbrahim beyin tezinde Vatandaş kendisi; halk da “bu Toplum” oluyor.

ENFLASYONU TOPLUMA FATURA EDEN SAVLAR

Bu tezin müellifi İbrahim M. Turhan Bey oldukça tedrisatlı ve profesörlük ünvanını da elde etmiş bir kişi.

Enflasyona dair yazdığı twit şu şekilde:

“Acı ama gerçek… Enflasyon 40 yıllık dönemde sadece 2004-2011 arasında, o da kısmen düşmüş, geri kalan sürede dünya ortalamasının da Türkiye’ye benzer ülkelerin ortalamasının da belirgin biçimde üzerinde kalmışsa bunun tek bir açıklaması vardır: Bu toplum, enflasyonun düşmesi için gereken iradeyi göstermiyor, enflasyonun düşmesini gerçekten istemiyor.”

İbrahim Bey’i ilk kez bu twitinden tanımadım. Genel olarak iktidar yanlısı söylemlerinden tanıma şansım olmuştu daha önce de.

Ancak enflasyonu topluma fatura eden savlarını okuyunca zamanında atılmış bir gazete başlığı geldi aklıma:

“Halk plajlara akın etti Vatandaş denize giremiyor”,

İbrahim beyin tezinde Vatandaş kendisi; halk da “bu Toplum” oluyor. İbrahim bey bu topluma dahil değil. Tıpkı halkın plajlara akın etmesinden muzdarip vatandaşlar gibi.

Tabi popüler yerli milli söylemde galü belaya hadi o kadar atmayalım 5 bin yıllık Mete Han ordusuna dayandırılan Türk ırkını 40 yıl üzerinden değerlendirmek de başka sorunlar içeriyor.

Ancak İbrahim Turhan’ı ve analiz kolaylığı açısından süreci 1984’den başlatmasını da anlayışla karşılıyorum. Burada da Orwelyan çağrışımlar akla gelmiyor değil ama yapacak bir şey yok 2024’den 40 çıkarınca 1984’e varıyoruz. Ben o tarihte Kastamonu Lisesi 1. Sınıf öğrencisiyim. Duvar yıkılmamış. Kenan Evren Cumhurbaşkanı.1984 koşulları ile 2024’ü karşılaştırmak için profesör olmak gerek ve yeter şart.

Eğer gerçekten iktisadi kavramlarla konuşacaksak Beklentiler Teorisinin enflasyon üzerindeki etkisini konuşabiliriz ama bu artık Economics 102 dersine girer. Freshmen; Spring semester course. İbrahim bey için başlangıç seviyesi sayılabilir.

Türkiye’de 1984-2024 enflasyon grafiğine bakacak olursak enflasyonun 2011’de değil 2020lerde yükseldiğini görürsünüz. İbrahim Turhan saati neden geriye çekiyor?

https://tr.tradingeconomics.com/turkey/inflation-cpi

Enflasyon verilerinin 2020 başlarında güvenilmez olduğunu düşündüğü için olmasa gerek. Asıl amacın 10 yıllık dönemde ekonomi politikasında yapılan yanlışları görmemek olduğu açık.

Dönelim şimdi 2004-11 altın döneme.  Bu toplumun kafasına ne düştü de enflasyonun düşmesine göz yumdu acaba?

İbrahim Turhan akademik kariyerini Nobel alacak ölçüde olmasa da ekonomi profesörü olacak kadar geliştirirken bendeniz de Bankada Bireysel Krediler bölümünde yönetici olarak görev yapmaktaydım. Türkiye’de asgari ücretlileri konut kredisiyle ev sahibi yapmış olmanın altın madalyası boynumda asılıdır.

İbrahim Turhan kafayı enflasyona takmış olsa da bir ekonomide tek makro meselenin enflasyon, enflasyonun tek sebebinin de toplumun enflasyonun düşmemesine dair istek ve arzusu olmadığını biliyor olmalı.

Eğer gerçekten iktisadi kavramlarla konuşacaksak Beklentiler Teorisinin enflasyon üzerindeki etkisini konuşabiliriz ama bu artık Economics 102 dersine girer. Freshmen; Spring semestercourse. İbrahim bey için başlangıç seviyesi sayılabilir.

Türkiye’nin İbrahim Turhan’a göre kesilmiş 1984-2024 hikayesi; enflasyonun düşüşe geçmesi , makro iktisadi verilerin düzelmesi ve Bankacılık sisteminin hiçbir zaman ulaşamadığı bir Mevduat/Kredi rasyosuna ulaşmış olmasından bağımsız değerlendirilemez.

Türkiye’de enflasyonun yükselmesi bir sebep değildir bir sonuçtur.  Enflasyon tabii ki toplumsaldır ama bunu bir toplumun istekleri değil beklentileri şekillendirir. Beklentileri ise toplum değil ekonomi yönetimi belirler.

Bu denli basit bir iktisadi gerçeği bile siyasi iktidarı korumak için gizleyip toplumu suçlayan akademisyenlere sahip olmak dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip olmaktan bile daha vahimdir.

  • Kayıt dışı ekonomi/Kayıt dışı siyaset Kayıt dışı ekonomi/Kayıt dışı siyaset
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
EnflasyonKrediKemal DervişBanka

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
Murat Aksoy
Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
Hasan Çetin
Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
Sema Erder
Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
Eser Karakaş
Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
Akın Özçer
Akın Özçer Yanlışta ısrar
Yüksel Işık
Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
Tunay Şendal
Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı