MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Devlet fermanı denen meçhuliyet, çatışma çözümü sürecine evrilebilir mi?

Ana SayfaSi̇yasetDevlet fermanı denen meçhuliyet, çatışma çözümü sürecine evrilebilir mi?
Devlet fermanı denen meçhuliyet, çatışma çözümü sürecine evrilebilir mi?
11 Ocak, 2025, Cumartesi 08:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bilal Sambur
Bilal Sambur

Uygulamaya konulan devlet fermanı girişimi, Türkiye’nin Rojava’nın Suriye’deki varlığını yeni bir imkan ve fırsat olarak değil, tehdit olarak algılamaya devam ettiğini ortaya koymaktadır. Rojava’nın tehdit olarak algılanması ve anlaşılması, devlet fermanının bir çatışma çözümü anlayışına ve barış sürecine evrilmesine engel olmaktadır.

Meclis açılışında MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin DEM Partililerle el sıkışmasıyla başlayan girişim, gene Bahçeli’nin Öcalan’ı Meclis’e silahsızlanma ve tasfiye çağrısı yapmaya davet etmesiyle gündemin baş köşesine yerleşti. İmralı’ya Dem Parti heyetinin ziyareti sonrası Meclis’teki parti yönetimleri ziyaret edildi ve sohbetler yapıldı. Bütün tartışmalara rağmen süreç adı altında bir bilinmezlik, yani meçhulluk hakimiyetini sürdürmeye devam ettiriyor. Olan biteni süreç denen meçhul olarak niteleyebiliriz. Hakkında sahiden hiçbir şey bilmediğimiz süreç denen meçhulluk hakkında konuşuyoruz, spekülasyonlarda bulunuyoruz, olumlu veya olumsuz değerlendirmeler yapıyoruz. Sürecin meçhul doğası, herkeste bu bilinmezliği aydınlatma ve bilinir kılma şeklinde kendinde durumdan vazife çıkarma şeklinde bir kurgusal sorumluluk vehmetmesine neden olmaktadır.

Aslında ortada tarafların aktif olarak katıldığı ve katkıda bulunduğu süreç olarak nitelenmeyi gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Ortada olan AKP-MHP ittifakı tarafından uygulamaya konulan, Öcalan’ın belirlendiği şekilde silahsızlanma ve tasfiye çağrısı yapmasının istendiği, DEM Parti’nin silik bir şekilde gel git işlerini yaptığı ve Kürt kamuoyunu ikna etmekle görevlendirildiği, örgüttende Öcalan’ın silahsızlanma çağrısına kayıtsız şartsız uymasının beklendiği devlet fermanı niteliğinde bir girişimden söz edebiliriz.

Devlet fermanı niteliğindeki bu girişimden toplumun bütün kesimlerinin desteğinin alınması önemsenmemektedir. İstenilen DEM Parti’nin   bu girişime kontrollü bir şekilde söylenilenleri yapması, siyasal partilerin sohbet düzeyinde birbiriyle görüşmeler yapması ve klişe ifadelerle devlet fermanına desteklerini ifade etmeleridir. Olup bitenin devlet fermanı formatında ve muhtevasında olması, olayların ve gelişmelerin bir sürece evrilmesine engel olmaktadır. Sürece evrilmeyen bir durumun toplumsallaşması ve siyasallaşması mümkün değildir.

Toplumsal kesimlerin barışa sahiden destek sunması, süreci beslemekte, geliştirmekte ve olgunlaştırmaktadır. 1 Ekim’den bu yana olup bitene, toplumun yoğun bir ilgi gösterdiğini söylemek mümkün değildir.

ÇÖZÜM SÜREÇLERİNİN TOPLUMSALLAŞMASI BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTA

Çatışmaların barışçıl çözümlere ulaştırılması için, çözüm süreçlerinin toplumsallaşması ve siyasallaşması büyük önem taşımaktadır. Toplumsal kesimlerin barışa sahiden destek sunması, süreci beslemekte, geliştirmekte ve olgunlaştırmaktadır. 1 Ekim’den bu yana olup bitene, toplumun yoğun bir ilgi gösterdiğini söylemek mümkün değildir. Toplumun büyük bölümü, olup bitene çok duyarsızdır. Barış duyarlılığının, duygusunun ve düşüncesinin oluşmaması, toplumda barış umudu denilen duygu, motivasyon ve mobilite halinin oluşmasına engel olmaktadır. Olan bitenin devlet fermanından çıkıp sosyal ve siyasal bir sürece evrilmesi için toplumda barış umudunu yakacak ve canlandıracak girişimlere çok ihtiyaç vardır. Çatışmaların barışçıl çözümlere ulaşmasını sağlayan ana dinamik, süreç boyunca barış umudunun canlı tutulmasıdır.

Devlet fermanı dediğimiz girişimin uygulamaya konulmasının arkasında Türkiye’de olup bitenler değil, Suriye’de olup bitenler vardır. Suriye’de olup bitenler, de facto olarak Suriye’ye dair her şeyi uluslararası sorun haline getirmektedir. Türkiye ve Suriye’de olup bitenleri, birbirinden ayrı ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Türkiye, Şam’da iktidarı devralan HTŞ yönetiminin en güçlü destekçisi ve hamisi durumundadır. Suriye’de kazandığı gücü iyi değerlendirmek isteyen Türkiye, bölgesel ve küresel güçleri işin içine sokmadan çok kısa sürede Kuzeydoğu Suriye Yönetimi’ni ve SDG-PYD-YPG yapılanmalarını tasfiye etmeyi, etkisizleştirmeyi ve minimize etmeyi amaçlamaktadır. Türkiye, Suriye’de oluşan yeni durumu Rojava üzerinden kendisine karşı oluşan yeni bir tehdit ve risk olarak değerlendirmektedir. Türkiye’nin Rojava’ya olan bakış açısında ve paradigmasında bir değişiklik söz konusu değildir. Uygulamaya konulan devlet fermanı girişimi, Türkiye’nin Rojava’nın Suriye’deki varlığını yeni bir imkan ve fırsat olarak değil, tehdit olarak algılamaya devam ettiğini ortaya koymaktadır. Rojava’nın tehdit olarak algılanması ve anlaşılması, devlet fermanının bir çatışma çözümü anlayışına ve barış sürecine evrilmesine engel olmaktadır.

MHP ve Bahçeli, devlet fermanı olarak nitelenebilecek durumun etkin bir savunucusu durumundadır. Ak Parti ve Erdoğan, olup bitene çok mesafeli yaklaşan bir konumda olmaya özen göstermektedirler. Erdoğan ve Ak Parti’nin olup bitene mesafeli yaklaşımı, mevcut meçhul durumun en zayıf noktasını oluşturmaktadır. Erdoğan ve Ak Parti, sürece mesafeli ve soğuk durdukça, Bahçeli ve MHP’nin etkin rol oynadığı girişime gerekli olan sosyal, siyasal, entelektüel ve psikolojik güven oluşmamaktadır.

Toplumsal ve siyasal sermayemizin en açık verdiği alanlardan biri, barış savunuculuğu açığıdır. Siyasal partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, medya organlarımız, entelektüel çevrelerimiz, güçlü bir barış savunuculuğu yapmamaktadırlar. Barış savunuculuğunu etkin ve işlevsel yapacak kurumlara, kişilere, partilere, entelektüellere, gazetecilere, yorumculara, sivil toplum örgütlerine çok ihtiyaç vardır. Barışa doyurucu ve sahici bir şekilde yatırım yapma gerekliliği kendini çok acil bir şekilde hissettirmektedir. Barışı etkin bir şekilde savunan bireyler, kesimler ve kurumlar arttıkça verimli ve yaratıcı çatışma çözümü ve barış süreçlerinin ortaya konması mümkün olmaktadır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
RojavaSuriyeDEM PartiÇözüm SüreciBArış SüreciMHPDevlet Bahçeli

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Bilal Sambur
    Bilal Sambur

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı