MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı

ANA SAYFASİYASETCHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı

Türkiye, bir yol ayrımına gelmiş durumda: Ya otoriter, faşizan (milliyetçi-yeni tip İslamcı) bir yönelime girilecek ya da hukuk, adalet ve hak eksenli bir cumhuriyet yolunda ilerleme tercih edilecek.

16 Eylül, 2025, Salı 00:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz
yazı içi reklam

CHP’nin, pazar günü Ankara Tandoğan’da “Vesayet Değil Siyaset! Kayyuma, Darbeye Hayır” sloganıyla düzenlediği miting,  iyi hazırlanmış, planlı bir miting oldu.

Bilindiği gibi CHP, iktidarın 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlattığı siyasi operasyonlara karşı her hafta çarşamba günü İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonu ise Türkiye’nin farklı illerinde mitingler düzenliyor. Ankara’daki miting bu maratonun 54’üncü durağı oldu.

Bu mitingler yalnızca CHP seçmenine hitap etmekle sınırlı kalmadı; çok daha geniş, siyasal çoğulculuğu temsil eden büyük bir kitleyi harekete geçirdi.  Her mitingde kitlesellik güçleniyor. Hiç birinde bu güne kadar kitlesellikte bir zayıflama ve azalmaya rastlanmış değil.

Türkiye’de bugüne kadar benzeri görülmemiş çeşitlilikte, geniş toplumsal kesimleri kapsayan bir kitlesellik, canlılık ve süreklilik gözleniyor. Kadınların ve gençlerin yoğun katılımıyla farklı ideolojik, politik, sosyal ve kültürel aidiyetlerden grupların buluştuğu bu mitingler, Türkiye siyasal tarihinde bir ilki ifade ediyor.

Böylesine uzun bir maratonun tökezlemeden ve tempo düşürmeden sürdürülmesi, şu soruyu gündeme getiriyor: Nedir ki bu kadar geniş kitleleri motive eden, CHP çevresinde toplanmaya ve harekete geçmeye yol açan?

Bunun tek bir yanıtı var: AK Parti iktidarı ülkeyi yordu. Türkiye’yi meçhul bir yöne sürüklemeye çalışıyor. Hukuksuzluk, keyfilik, hak tanımazlık, toplumun çoğulculuğunu yok sayan politikalar ve gaddarlıklar, toplumun her kesiminde umutsuzluk yarattı. Toplumun farklı kesimleri, dönem dönem iktidara açtıkları siyasal kredilerin kendi ajandası için kullanılmasından bıktı. İktidarın kontrol edilemez şekilde kendi siyasal gücünü tahkim etmesi, toplumsal tepkileri büyüttü.

AK Parti’nin kendi tabanında da çözülmeler gözleniyor. Partinin uzun yıllar reklamını yaptığı “müktesebat” aşınırken, özellikle siyasal İslamcı-muhafazakâr kesimin genç kuşakları, mahallelerinden uzaklaşmaya başladı. Çoğu çareyi CHP çevresinde veya yeni siyasette  arıyor.

Siyaset mi Vesayet mi?

Türkiye, bir yol ayrımına gelmiş durumda: Ya otoriter, faşizan (milliyetçi-yeni tip İslamcı) bir yönelime girilecek ya da hukuk, adalet ve hak eksenli bir cumhuriyet yolunda ilerleme tercih edilecek.

CHP’nin Tandoğan’daki “Vesayet Değil Siyaset! Kayyuma, Darbeye Hayır” mitingi bu siyasal tabloyu özetliyor. Aynı zamanda, cumhuriyetin ilk yüzyılında mağduriyet iddiasıyla yükselen siyasal İslamcı hareketin bugün iktidarda yaşadığı dönüşümün sloganlaşmış ifadesine karşı bir meydan okuma anlamı taşıyor.

CHP lideri Özgür Özel,  Ankara mitingde yaptı konuşmasında: “Türkiye'nin bütün demokratları, demokrasiye yapılan  darbeye karşı ayaktalar. Bu darbeye karşı direneceğiz, direneceğiz, direneceğiz.” sözleriyle Türkiye’nin yuvarlandığı siyasal tablosunun  fotoğrafını çekmiş durumda

1990’larda siyasal İslamcı partiler, “vesayet” sloganlarıyla güç toplamaya ve demokratik mücadele yürütmeye çalışırdı. Bugün ise ülke, her türlü mağduriyetin, hak ihlalinin, kanunsuzluğun ve kuralsızlığın adresine dönüşmüş bir iktidar partisiyle karşı karşıya. İktidar siyaseti değil farklı  vesayeti tercih  etmiş durumda.

Muhalefeti bertaraf etmek için her yolu mubah gören bu iktidarı durdurmak üzere gelişen ve CHP çevresinde kümelenen hareketin önümüzdeki günlerde hangi biçimi alacağını kestirmek güç. İktidarın elindeki tüm siyasal araçları kullanmaya hazır oluşu, bu öngörüyü zorlaştırıyor.

CHP İstanbul İl Başkanlığı’na seçimlerden iki yıl sonra yasadışı biçimde kayyım atanması ve sonrasındaki kanunsuzluklar, iktidarın CHP’ye karşı yürüttüğü siyasal operasyonların zirveye çıktığını gösteriyor. Aynı zamanda muhalefetin direnişinin de ne kadar çeşitlenip büyüdüğünün kanıtı.

Bu yazı kaleme alındığında, dün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen CHP 38. Olağan Kurultayı ve 21. Olağanüstü Kurultayı’nın iptali davası, bilinen adıyla “Mutlak Butlan Davası” henüz sonuçlanmamıştı. Ancak bu dava, iktidarın CHP’yi siyasal rekabetin dışına itmek için başvurduğu araçlardan biri olarak okunuyor.

Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, iktidar partisi siyasal operasyonlarıyla toplumsal meşruiyetini tüketmiş durumda.

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı