MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Beşir Hoca’nın kitabı

ANA SAYFASİYASETBeşir Hoca’nın kitabı
Beşir Hoca’nın kitabı

Hoca kitabında “Türkiye'nin siyasi tarihimizde özeleştiri geleneğinin olmasını da eleştirirken Erbakan hükümetinde bu kapsamda değerlendirmiş.

09 Mayıs, 2025, Cuma 03:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz
yazı içi reklam

Bugünü kutuplaştırılan Türkiye'de siyasetçilerde, akademide ve medyadaki tartışmalarda böylesine bir yaklaşıma rastlamak mümkün olmuyor. Bu nedenle hocanın bu türden yaklaşımlarının kıymeti daha iyi anlaşılıyor.

Bazı kişiler isimlerinde daha çok, çeşitli sıfatla anlamlaşırlar. Ve bu sıfatlar olarak çok yakışır ve üzerlerine yapışır.  Böylelerinde biri de Beşir Atalay hoca.

İlk karşılaşmam 10 Haziran 2005 tarihinde kendisi gibi hoca sıfatıyla tanınan Prof. Gencay Gürsoy başkanlığında Kürt sorunuyla ilgili ilk kez yurttaş heyetinin dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmemizde oldu. Başbakanın resmi bir toplantıda bakanına hocam diye hitap etmesi dikkatimi çekmiştir.

Yeni çözüm sürecinin resmen başlamasına denk gelen günlerde hocanın  “Dünden Bugüne Anılar. Sadece Yaşayıp Yazdıklarım” kitabı yayınlandığında AK Parti hükümetlerinin    farklı tarihlerde Habur girişimi, Milli Birlik ve Bütünlük projesi, Oslo girişimi, 2013-2015 Çözüm Süreci'ne dair bir değerlendirmeye rastlarım diye düşünerek kitabı edindim.

Okuduğum beklediğimiz bulamadım. Hoca çocukluğundan başlayan bir hayat hikayesini partinin kuruluşu ve    Abdullah Gül başbakanlığında birinci AK Parti (58. TC) hükümeti dönemini yazmış. Sonrasıyla ilgili anı ve değerlendirmesini kapsayan kitabın hazırlığını yaptığı okuyucuna ve benim gibi merak edenlere duyurmuş. Yani beklediğimi bulamadım ama hocadan verdiği sözü yerine getirmesini dört gözle bekliyorum. 

Birinci kitapta da dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken kıymetli değerlendirme var.  Hoca kitabın girişinde “Türkiye şartlarında yaptığımız işleri, bulunduğumuz görevleri de düşündüğümüzde, her şartta ilkelerimi korumaya, ikircikli tutumlara, iki yüzlülüklere sapmadan, olduğum gibi görünerek, düşündüklerimi her durumda usulüne uygun şekilde söyleyerek bir hayat yaşamaya çalıştığımı ifade edebilirim.” cümlesiyle kendini tanımlamış.

Tabi ki bunu ne derece gerçeğe denk düştüğünü bilebilecek pozisyona ve yeterli bilgiye sahip değilim, hocanın yakında olan biri değilim.

AK Parti Hükümetlerinde aldığı görevler nedeniyle bu konuda bir değerlendirmeyi ancak ikinci kitap yayınlıktan sonra yapabilirim. Kendisi barış çalışmalarımın nedeniyle yakından takip ettim, bir kaç kez de görüştüm.

Bu görüşmelerimde edindiğim bende bıraktı intiba, siyasetçi kimliğine uygun davranmadığına hoca kimliğine daha uygun davranıyordu.

Siyasetçi genellikle eleştiriye cevap vermek için anında harekete geçer ve kendisini savunur. Beşir hoca böyle yapmaz, bütün ciddiyetiyle dinlemede kalmayı sürdürdüğüne şahit oldu.

Hatta bir kez AK Parti Diyarbakır'da düzenlediği Çözüm süreci çalıştayında Prof. Gencay Gürsoy'un ağır eleştirilerine karşı Gencay hoca özel olarak gösterdiği cesaret ve açık yüreklik nedeniyle özel olarak teşekkür ettiği hatırlıyorum.

Artık bugünü kutuplaştırılan Türkiye'de siyasetçilerde, akademide ve medyadaki tartışmalarda böylesine bir yaklaşıma rastlamak mümkün olmuyor. Bu nedenle hocanın bu türden yaklaşımlarının kıymeti daha iyi anlaşılıyor.

Hoca okuyucularına 28 Şubat Post-Modern anlayabilmeleri için Mehmet Ali Birand, Cüneyt Arcayürek, Şevket Kazan ve Ali Bayramoğlu'nun 28 Şubat’ı konu alan kitaplarına ve Tanıl Bora'ın Demirel kitabına bakmalarını öneriyor.

28 Şubat değerlendirmesi

Beşir hocanın benim için kitaptaki en kıymetli değerlendirmesi bölümü 28 Şubat Post modern darbe dönemine ilişkin yazıkları.

Hoca, “28 Şubat Post- Modern darbe sürecinde dış faktörün çok daha belirgindir” kantini belirtilmiş. Ama açık adres belirtmemiş ama ABD açık tarih etmiş.

Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ın İran ziyaretiyle, D8 çalışması Batı'yı ve ABD'yi çok fazla ürküttüğünü ve harekete geçtikleri değerlendirmesi yapıyor.

ABD Ulusal Güvenlik Yahudi Enstitüsü, 28 Şubat çalışmaları nedeniyle dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve 2. başkan Çevik Bir'e ödül vermesine dikkat çekiyor.

28 Şubat dönemin kurulan Batı Çalışma Gurubunun patentinin ve öncüsünün ABD ait olduğunu anlatılmış.

28 Şubat döneminde karşılaştığı haksız, hukuksuz muameleleri ayrıntısıyla aktarırken aynı zamanda Erbakan hükümetinin kim yanlışlarını cesaretle belirtmiş.

Erbakan'ın Libya ziyaretin ve dönemin Libya lideri Kaddafi'nin çadırdaki konuşmasında Türkiye karşı sert ve ağır sözlerine karşı kamuoyuna açıklama yapılmamasını; Susurluk kazazına karşı başlatılan ve bütün ülkeye yayılan ışık söndürme eylemini ilişkin Erbakan’ın “Susurluk fasa fiso” tanımlaması ve MGK kararına imza atılması ve hükümetin hiçbir karşı tutum almaması eleştirilerin başından geliyor.

Hoca kitabında “Türkiye'nin siyasi tarihimizde özeleştiri geleneğinin olmasını da eleştirirken Erbakan hükümetinde bu kapsamda değerlendirmiş.

Hoca gibi siyasal İslam geleneğine sıkı sıkıya bağlı bir siyasetçinin ve bir akademisyenin eleştirel değerlendirmesi dikkat çekici ve kıymetli olsa gerek.

Hoca okuyucularına 28 Şubat Post-Modern anlayabilmeleri için Mehmet Ali Birand, Cüneyt Arcayürek, Şevket Kazan ve Ali Bayramoğlu'nun 28 Şubat’ı konu alan kitaplarına ve Tanıl Bora'ın Demirel kitabına bakmalarını öneriyor.

Umarım Beşir hoca ikinci kitabı AK Parti Hükümetleri’ni değerlendirmesini ve AK Parti'nin kavranmasını kolaylaştırıcı olur. Özellikle de yeni çözüm sürecinde olanlar açısından..

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Beşir Atalay

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı