MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Adı dahi konulmayan süreç

Ana SayfaSi̇yasetAdı dahi konulmayan süreç
Adı dahi konulmayan süreç
03 Ocak, 2025, Cuma 08:41
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz

İçinde bulunduğumuz süreci, birincisinden çok farklı, bugüne kadar dünyada denenmemiş bir tür Türk usulü ikinci çözüm süreci diye tanımlamanın hiçbir mahsuru yoktur.

Öncelikle herkesin yeni yılı kutlu olsun. 2025 yılı ülkemizde ve tüm dünyada barışa/ huzura açılan bir pencere olsun.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışında DEM Partililerle tokalaşmasını “dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” sözleriyle izah etmesi sonrasında yaşanan gelişmelerin adı bir türlü konulmak istenmiyor, tanımlanmak istenmiyor.

Bunun birkaç nedeni olduğu çok açık. Kutuplaştırılmış Türkiye’de, iktidar blokunda ve demokrat, sol muhalefet kesimlerinde göze çarpan iki farklı ortak tutum var. Barış hakkı gibi evrensel kazanımı örselemek.

İlki, 2013-2015 çözüm sürecinin çağrıştırdıkları ve geniş toplum kesimlerinin kendi tanımlarıyla “devletin terör örgütü karşısında acze düşmesi” biçiminde algılanmasının yarattığı sorunlar ve zorluklar.

Bu nedenle iktidardaki AK Parti ve ortağı MHP; seçmenlerine, Kürt siyasal hareketi karşıtlarına ve Türk milliyetçilerine “güçlü, büyük Türk devletine PKK ve destekçileri yenildiler” mesajı vermeyi tercih ediyor, gelişmelerin böyle algılanmasına hizmet eden bir dil kullanıyor.

İkincisi ise, ülke ve dünya deneyimlerinden bilinenlerden çok farklı bir süreç olması ve iktidarın yakın dönem siyasal bagajı ve pragmatik hedeflerinin yarattığı kaygılar, belirsizlikler ve güvensizlik. Hatta süreci, kapsamlı yeni bir savaşa hazırlık olarak görenler de az sayılmaz. Sürecin karakteri ve iktidar bloğunun üstenci, hükümran ve nefret dili ise bunların tuzu biberi oluyor.

Barış arayışının ve çatışma çözümünün; evrensel değerlere bağlı, ulusal ve uluslararası hukuka ve demokrasinin temel ilkelerine uyumlu, karşılıklı etkileşime dayanan diyalogla geliştirilecek yol ve yöntemlerle bireylerin ve grupların ihtiyaçlarına odaklanması gerekir.

Birinci çözüm sürecinde ve sonrasında yaşananlara baktığımızda bunların büyük bir bölümünün haklı olduğu görülmektedir. Diğer taraftan bu duruma ciddi ölçüde AK Parti’nin muhafazakâr milliyetçi kimliğine karşı düşmanca bakışın yol açtığı da görülmektedir.

Hâlbuki en küçük barışa kapı aralayan her türlü girişim, kimden gelirse gelsin değerlidir. Aksi, etik değerlerle dahi bağdaşmaz.

Bu nedenle bugünün Türkiye’sinde Kürt sorununun çözümünün zemini olabilecek bir sürecin gelişme ihtimaline karşı takınılan negatif, değersizleştiren ve küçümseyen yaklaşımlar ve tavırlar, evrensel değerlerin ve kavramların içinin boşaltılmasına yol açmaktadır.

Bunun tipik örneklerinden birisini MHP lideri Bahçeli yeni yıl mesajında sergiledi. “İmralı ile DEM Parti temsilcileri arasında 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen görüşme ve bu görüşmenin genel hatlarıyla medyaya yansıyan bazı bölümleri; demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış hayırlı bir başlangıcın ivmesi olmuştur” değerlendirmesi yaptı. Sıranın sözden, eylem safhasına geldiğini belirten Bahçeli, “ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum ise görüşmeyi “Türkiye Yüzyılı Türk- Kürt Kardeşliği Yüzyılı”  X paylaşımıyla karşıladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni süreci, ilk başlarda “Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresi” olarak tanımlamıştı.

Ezberlerimizi gözden geçirelim        

İnsan sormadan edemiyor, kafalar mı karışık, yoksa ortada ciddi bir takiyye mi var diye.

DEM Parti’nin İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşme yapan, 2013-2015 çözüm sürecinin deneyimine sahip, aynı zamanda kişisel olarak bedel ödemiş milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in görüşme sonrası süre ilişkin açıklamaları yabana atılacak bir şey olmasa gerek.

Buldan ve Önder basına “Sürecin hassasiyeti nedeniyle, belli bir olgunluğa ulaşana kadar basına bilgilendirme yapamayacağız. Bu karar bir şeyleri saklamak anlamına gelmiyor; aksine yürüteceğimiz görüşmelere saygının bir gereği. "Ancak tek bir cümle kurmak gerekirse, önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeni senede heyet olarak kapsamlı bir açıklama yapacağız” açıklamasında bulundular.

Diyalogdan müzakereye geçiş ve yol haritasının belirlenmesi için, az konuşup çok iş yapmaya ve sonuç almaya odaklanılmış.  

SONUÇ ALMAYA ODAKLANILMIŞ

Bu açıklama ve sürecin gidişatından anlaşıldığı kadarıyla, her iki taraf da bir önceki çözüm süreci deneyiminden pozitif anlamda ders çıkarmışa benziyorlar. Diyalogdan müzakereye geçiş ve yol haritasının belirlenmesi için, az konuşup çok iş yapmaya ve sonuç almaya odaklanılmış.  

Keza DEM Partinin kamuoyu ile görüşmeye dair paylaştığı 8 maddeden oluşan bilgi notunda da benzer bir sorumlu davranış ve yaklaşımın zamanın ruhuna oldukça uygun olduğu görülüyor.

Bu nedenlerle, içinde bulunduğumuz süreci, birincisinden çok farklı, bugüne kadar dünyada denenmemiş bir tür Türk usulü ikinci çözüm süreci diye tanımlamanın hiçbir mahsuru yoktur. Farklı ülkelerin deneyimlerinde bilinmektedir ki, her birinin temel değerleri, demokratik yasal zemini, kuralları olmalı. Bu anlamda birbirini tamamlayan, destekleyen görevler, sorumluluklar ve beklentiler farklı olmak durumunda. Her ülkenin kendine özgün yol ve yöntemleri olacaktır. Çünkü dinamikleri, siyasal koşulları ve öncelikleri çok farklı olan iki süreci, salt Kürt sorununun demokratik çözümü hedefi aynı olduğu için dünya veya sınırlı da olsa Türkiye’nin yakın deneyimiyle kıyaslayamazsınız, kriterler birebir aynı olmaz, çoğu kere bunlar örtüşmez.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Kürt SorunuDevlet BahçeliMHPDEM PartiBarış SüreciSırrı Süreya ÖnderAbdullah Öcalan

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Ersin Kalaycıoğlu
    Ersin Kalaycıoğlu Terörsüz Türkiye, Demokrasi ve Hukuk Devleti
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Turbun büyüğü: Yerine getirilmeyen 6 maddede
    İlter Turan
    İlter Turan Vergi gelirlerini arttırmak muhtemelen mümkün olmayacaktır 
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Hakikat bir gizli sırdır
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Sopadan havuca geçer miyiz?
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman ‘Radikal şıklar’, Kürtler ve Sırrı Süreyya ‘gerçeği’
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Ekonomide Pollyanna etkisi: Gözlüklerimi taktım, her şey güzel!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy ‘Terörsüz Türkiye’nin temeli iç barıştır
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Apple nasıl savaş başlattı: Hindistan’ın stratejik sabrı yaralandı! 
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel 21.Yüzyılın ilk çeyreği geride kalırken, nasıl bir Dünya’da yaşıyoruz? 
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Demokratik gerileme bağlamında Türkiye-AB ilişkilerinin seyri 
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak ​Bir ressam, bir şato, merhaba Romantik Yol 
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Anneler ağlıyorsa, barışın sahibi kim?
    Herkül Millas
    Herkül Millas Sol, Çağdaşlaşma ve Batılılaşmaya nasıl baktı? 
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni Süreç ilerlerken sorumluluklar
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu PKK neden kurulmuştu? 
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Belediye Meclis Üyelerine şeffaflık çağrısı: Kesin hesap denetimi
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Bireysel bir tercih olarak ‘Din’
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy Fatih Sultan Mehmet'in Hikayesi (5)
    Seda Aktaş
    Seda Aktaş Gündelik Hayatın Sanatı: Woolf’un Bayan Dalloway’i ve ‘Zaman’ 
    Eda Aygan
    Eda Aygan Regl döngünüzde iştihanızı yönetin 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı