MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Acıyorsa geçecek

ANA SAYFAFELSEFEAcıyorsa geçecek
Acıyorsa geçecek

Acıyorsa geçecek

23 Mart, 2024, Cumartesi 21:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
yazı içi reklam
Acı çeken yerini gör onunla temasta kal. Ama yeterince sonra onunla vedalaşmayı da bil. Güç acıdan geçer diyen Nietzsche’yi hatırla. Acı zamanla ortadan kalktığında bir tüy kadar hafif olmayı, varoluş coşkusunun arttığını göreceksin.İnsan çok zayıf bir varlık. Doğaya karşı onu koruyacak büyük pençeleri yok, kasları bir çok hayvandan daha güçsüz. Güvenli evlerimizde oturup kendimizi sıcak tutarak iyi beslenerek hastalıklardan korunmaya çalışıp acıdan kaçınsak da her an ruhsal acı kapımızı çalabilir. Acı ansızın nahoş bir gürültüyle zihnimizi darmaduman eder. Başınıza gelenler sizi güçsüz bırakabilir, üzüntüyle birlikte hissedilen acıdır. O an dayanıksız, güvensiz, çaresiz hissederken asıl soru bu acıyla ne yapacağınızdır.Ruhun acı ile yoğrulması bedenin acımasına benzemez. Kolunuz kırılsa er geç iyileşir ama canınız yandığında iyileşmesi çok zaman alabilir. Doğadaki hiçbir şeyin bize acı çektirmek gibi bir derdi yoktur aslında. Biz acının yakasını bırakmayız çoğu zaman öyle ki acı zevke dönüşür bazıları için. Üzüntüler elbet yaşanacak acılar dolu dolu çekilecektir buna kim itiraz edebilir. Günümüz insanı acıyı hissetmemek için türlü türlü kaçış yolları bulmuş: Terkeden sevgilinin verdiği acıdan kaçınmak için hiç beklemeden kendini yenisinin kollarına atan da var acıdan kaçınmak için kendini işe veren de. Aksine acısına sıkıca yapışmış olan hiç az değil. Gözyaşları bir türlü akmayanın ruhu da kurumuştur. Peki duygularıyla fazla haşır neşir olup göz yaşı pınarlarını kurutanlara ne demeli? Sınırlarını bilmeyen insanın problemidir bu: Durmayı bilmemek. Aklıma Stalker filmindeki kahramanlardan birinin bir cümlesi geliyor: Renksiz ve sıkıcı bir hayattansa acılı mutsuzluğu seçtim. Gerçekten neyi seçtiğimize bir bakmak lazım.
Nietzsche, acı ve ıstırabın her insanın kaderi olduğunu anlatır. Onun bahsettiği acı sadece fiziksel acı değildir, ruhsal ve zihinsel acıyı da içerir. Önemli olan acıyı nasıl karşılayacağımızdır. Ona göre ya acıya boyun eğeriz ya da onu aşarız. 

NIETZSCHE’YE GÖRE ACI HER İNSANIN KADERİDİR

Nietzsche, acı ve ıstırabın her insanın kaderi olduğunu anlatır. Onun bahsettiği acı sadece fiziksel acı değildir, ruhsal ve zihinsel acıyı da içerir. Önemli olan acıyı nasıl karşılayacağımızdır. Ona göre ya acıya boyun eğeriz ya da onu aşarız. Boyun eğmek kendini uyuşturan insandır, acıyı inkar eder böyleleri ve daha başından pes edenlerdir bunlar. Acıyı dönüştüremediklerinden daha da öfkeli olurlar, kızarlar dünyaya aslında kendilerine. Maalesef sonları çöküştür acıyı soğuramayanların.Oysa acı bizim gelişmemiz için bir fırsattır. İlk yapılması gereken başınıza her ne geldiyse onun size getirdiği acıyı kabul etmektir. Sonrasında yaşadığımız acıdan anlam çıkarmak gerekir. Ben ne yaşadım ve bu acı veren deneyimden ne öğrendim? Acıyı dönüştürmek için onun içinde kalmaya dayanmak gerekir. Çünkü her şey gibi o da geçecektir. Eğer içinde kalmayı başarabilirseniz o acı size ilham bile olabilir. Belki bir resim olur belki bir şiir belki bir hayal. Ama mutlaka dönüşür.
Seneca öyle güzel anlatmış ki ona kulak verelim: Kuşlar ıssız yuvalarının çevresinde keskin çığlıklarla dört döner daha sonra olacağa boyun eğip kaygısızca yeniden havalanırlar, hiçbir hayvan yavrularına uzun süre acımaz. 

SENECA: HİÇBİR HAYVAN YAVRULARINA UZUN SÜRE ACIMAZ

Acı ile bağ kurma şeklimiz hayvanlardan çok farklı. Biz genellikle acıya tutunmayı severiz. Hayvanlar ise acıları ne kadar şiddetli olursa olsun acıları dindiğinde onu bırakırlar, acıları tükendiğinde geriye daha önce yaptıkları neyse o kalır. Seneca öyle güzel anlatmış ki ona kulak verelim: Kısrakların delice ve düzensiz koşmaları çok sürmez. Vahşi hayvanlar yavrularının izleri üzerinde koşturarak ormanlarda dolaşıp da çok kez yıkılmış inlerine döndüklerinde, öfkeleri bir anda düşer; kuşlar ıssız yuvalarının çevresinde keskin çığlıklarla dört döner daha sonra olacağa boyun eğip kaygısızca yeniden havalanırlar, hiçbir hayvan yavrularına uzun süre acımaz.[1]Güçlü olmak mı istiyorsun acı da kal. Ama iyice demlenince de çık oradan daha yüksek bir varoluşa doğru. Acıyı tohum halinde bırakma, bırak filizlensin biraz sonra kök salsın. Acı çeken yerini gör onunla temasta kal. Ama yeterince sonra onunla vedalaşmayı da bil. Güç acıdan geçer diyen Nietzsche’yi hatırla. Acı zamanla ortadan kalktığında bir tüy kadar hafif olmayı, varoluş coşkusunun arttığını göreceksin. O, bir yılan gibi içini oyup geçecek. Deldiği yerlerde yumuşak bir doku bırakacak. Kötü varsaydığın acı aslında senin duygu ve akıl sentezinin birleştiği yer. Ancak acıyı kabul edip dolu dolu yaşadığında onu boğarak öldürebilirsin.
[1] Teselliler, Seneca, Fol Yayınları, s.37.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Muhalefet araştırma sonuçlarına başka gözle bakmalı
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Şantiyeye dönen Türkiye: Vergiyle adalet mümkün mü?
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Kentlerin başlangıcı ve Saramago’nun kısırdöngüsü
    Deniz Tarım
    Deniz Tarım Öğretmek ≠ Öğrenmek
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı FED kararları ve resesyon beklentisi
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Ergenlikte mantık nereye gider?  
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Kadın, yaşam, özgürlük: Mahsa’nın yankısı
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı