MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

2024’ün ardından: Küresel dinamikler ve yeni dönem

Ana SayfaSi̇yaset2024’ün ardından: Küresel dinamikler ve yeni dönem
2024’ün ardından: Küresel dinamikler ve yeni dönem
31 Aralık, 2024, Salı 08:43
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Zana Gümüş
Zana Gümüş

TBB, artık Türkiye’deki tüm belediyeleri kapsayan ve onların uluslararası sahada daha fazla görünürlük kazanmasını sağlayan bir çatı rolü üstleniyor. Şam’a bir heyet gönderilmesi girişimi de bu bağlamda değerlendirilmeli.

2024 yılı, dünya siyasetinin tansiyonunun yüksek seyrettiği, krizlerin giderek daha derinleştiği ve bölgesel güç dengelerinin hızla yeniden şekillendiği bir yıl oldu. Bu yıl da, hiç şüphesiz, en önemli kriz bölgeleri olarak Ortadoğu ve Doğu Avrupa öne çıktı. Türkiye açısından bu süreç, bölgesel krizlerin gölgesinde ekonomik, diplomatik ve güvenlik odaklı stratejilerin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. 2025’e doğru ilerlerken, Türkiye’yi bekleyen fırsatların ve tehditlerin net bir şekilde analiz edilmesi gerekiyor.

Ortadoğu: İsrail-Filistin Çatışması ve Suriye’de Yeni Dönem

Ortadoğu, her zaman olduğu gibi bu yıl da jeopolitik gerilimlerin merkeziydi. İsrail-Filistin çatışması, İsrail’in agresif güvenlik politikaları ve Suriye’de değişen dengelerin hemen ardından yaptığı Golan Tepeleri üzerindeki hamleleriyle yeni bir evreye geçti. Tel Aviv yönetiminin savunma ve genişleme mekanizmalarını tavizsiz bir şekilde sürdürme iradesi, bölgede kalıcı bir çözümden ziyade statükonun devamına işaret ediyor.

Suriye’de ise çok daha dramatik bir dönüşüm yaşandı. Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte, Ortadoğu’da Baas ideolojisinin son kalesi de yıkılmış oldu. HTŞ’nin siyasal iktidar sürecine adapte olmaya çalıştığı bu yeni dönemde, ellerindeki silahları bırakarak takım elbiseleriyle siyasi arenaya adapte olmaya çalışan bu yeni figürlerin bölgeye ne getireceğini kestirmek gerçekten zor. Bu noktada Türkiye’nin pozisyonu kritik. Ankara, Suriye’de oluşan yeni siyasi atmosferde, pragmatik ve realist bir yaklaşım mı benimseyecek, yoksa eski retoriğine mi sığınacak? Rusya ve İran’ın bölgede güç kaybettiği ve Türkiye’nin diplomatik manevra alanının genişlediği bu süreç, Türk dış politikası için önemli fırsatlar sunuyor.

Rusya’nın Suriye sürecine müdahalesinin 2008 yılından bu yana Putin’in çok kutuplu bir dünya düzeni isteğinin yansıması ve Rusya’yı ABD karşısında bir denge unsuru haline getirme stratejisinin bir parçası olduğu kabul edilirse, Kremlin’in Suriye’deki kayıpları, Ukrayna’da kazanım elde etme arzusunu perçinleyebilir.

ABD Seçimleri ve Ukrayna-Rusya Savaşı

ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturması, küresel düzende belirgin değişimlere yol açabilir. Trump’ın dış politikadaki izolasyonist eğilimleri ve çatışma bölgelerine yönelik ilgisizliği, ABD’nin Ortadoğu ve Doğu Avrupa’daki angajmanını azaltacağına dair güçlü sinyaller veriyor. Bu yönüyle Trump, son dönemlerde özellikle Obama ve Bush ile ortaya konan dış politika yaklaşımından ziyade, Richard Nixon’a benzer bir politik duruş sergiliyor. Özellikle Ukrayna’ya yapılan yardımların kesintiye uğraması ihtimali, Rusya-Ukrayna savaşında Batı cephesinin dayanıklılığını test edecek.

Slovakya’nın barış arabuluculuğu önerisine Kremlin’in olumlu yaklaşımı, müzakere masasına dönüş için bir kapı aralasa da tarafların stratejik hedeflerinden vazgeçme konusundaki isteksizliği ve sahadaki çatışma durumu, barış sürecini sekteye uğratacak gibi görünüyor. Diplomatik başarı için tarafların karşılıklı güven inşa etmeleri ve somut adımlar atmaları elzem. Rusya’nın Suriye sürecine müdahalesinin 2008 yılından bu yana Putin’in çok kutuplu bir dünya düzeni isteğinin yansıması ve Rusya’yı ABD karşısında bir denge unsuru haline getirme stratejisinin bir parçası olduğu kabul edilirse, Kremlin’in Suriye’deki kayıpları, Ukrayna’da kazanım elde etme arzusunu perçinleyebilir.

Yerel Diplomasinin Sürdürülmesi

2024 yılında dünyayı sarsan krizler ve güç mücadeleleri, yalnızca devletlerin değil, şehirlerin ve yerel yönetimlerin de diplomatik birer aktör haline geldiğini bir kez daha gösterdi. İklim krizi, halk sağlığı ve göç, artık sadece ulusal hükümetlerin değil, yerel yönetimlerin de omuzlarına yüklenen küresel sorunlar olarak karşımızda duruyor.

İstanbul, bu dönüşümün en önemli örneklerinden biri. İBB, iklim eylem planlarıyla sürdürülebilir ve çevre dostu bir kent vizyonu inşa etmeye çalışırken, pandemi döneminde sergilediği hızlı ve etkin müdahalelerle yerel yönetimlerin kriz anlarında nasıl kritik roller oynayabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Göç meselesi ise hala en sıcak ve karmaşık sorun olarak gündemdeki yerini koruyor. Türkiye’de milyonlarca sığınmacı, kamplardan ziyade şehirlerin merkezlerinde yaşıyor ve bu durum, belediyeleri çözüm üretmek için doğrudan sorumluluk almaya itiyor.

Bu noktada Ekrem İmamoğlu’nun Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı olarak üstlendiği rol, Türkiye’de yerel diplomasinin ulusal ve uluslararası siyasette nasıl önemli bir araç haline gelebileceğini gözler önüne seriyor. İmamoğlu, yerel yönetim vizyonunu ulusal ölçeğin ötesine taşıyarak, Türkiye’nin yerel diplomasi kapasitesini uluslararası platformlara taşımış durumda. Kahire ziyareti, Bakü temasları ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika Belediye Başkanlarının İstanbul’da ağırlanması, bu yeni yaklaşımın en somut örnekleri olarak öne çıkıyor.

Ancak mesele yalnızca İstanbul’un diplomatik açılımıyla sınırlı değil. TBB, artık Türkiye’deki tüm belediyeleri kapsayan ve onların uluslararası sahada daha fazla görünürlük kazanmasını sağlayan bir çatı rolü üstleniyor. Şam’a bir heyet gönderilmesi girişimi de bu bağlamda değerlendirilmeli. İmamoğlu, Türkiye’deki şehirlerle Suriye’deki şehirler arasında aksayan kardeş belediyecilik çalışmalarını yeniden harekete geçireceklerine dair bir açıklama yaptı. Ayrıca, sığınmacıların güvenli geri dönüşü için sorumluluktan kaçınılmayacağını da belirtti.

Türkiye’deki sığınmacılar, şehirlerin kentsel dokusunda, belediyelerin sunduğu hizmet ağlarında hayatlarını sürdürüyor. İstanbul, geçmişte yoğun sığınmacı ve mülteci nüfusuna sahip dünya kentleriyle tecrübe paylaşımında bulunmuştu. Bugün bu iş birliklerinin daha geniş bir ağ üzerinden, daha stratejik bir çerçevede sürdürülmesi söz konusu.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Türkiye Belediyeler BirliğiTBBEkrem İmamoğluŞam

Yorum Yazın

Zana Gümüş
Zana Gümüş

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Eser Karakaş
Eser Karakaş 30 Haziran davası üzerinden ülkenin makus talihi
Yüksel Işık
Yüksel Işık Kaosun karşısında, umudun yanında 
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Azgın küresel iştah!
Serap Mumcu
Serap Mumcu Venedik’in son maskesi: Bezos’un Düğünü, kentin geleceği ve gerçek sahipleri
Hasan Bülent Kahraman
Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (3)
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Yine mi CHP?
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Zenginliğin illüzyonu 
Murat Aksoy
Murat Aksoy Kılıçdaroğlu CHP’yi “devlet”le barıştırmak istiyor olabilir mi?
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı CHP’de parti disiplini üzerine
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Butlan, hırs ve meşruiyet: Bir siyasi müdahale anatomisi
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Bölgedeki gelişmeler ve CHP üzerindeki baskı
Buse Ayazma
Buse Ayazma Ama kafası nasıl güzel (!)
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik Hindistan’ın Orta Doğu’daki diplomatik yükselişi
Tunay Şendal
Tunay Şendal Muhalefetin ontolojik ve pratik rolü
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yolda olmak: Türkiye’den İsveç’e bisikletin sosyolojisi
Bilal Sambur
Bilal Sambur Düşünmek olarak ‘din’
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Dante bugün Türkiye’de olsaydı: Cehennem katmanları ve Araf’ta bekleyenler
Tuğba Arslan
Tuğba Arslan Yaşar Kemal’in Anadolu sarısı
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Deneme türünün doğuşu - Montaigne'in hikayesi
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Bir beyitin gölgesinde
Devrim Barış Çelik
Devrim Barış Çelik Genel başkanlık makamı ve siyasal terbiye üzerine
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Olumlama yap senin de olsun
Tuğba Yıldırım
Tuğba Yıldırım Büyükada’nın iki yüzü: Huzurun gölgesinde kalabalık
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı